29 Ağustos 2016 Pazartesi

SAYIN BAHÇELİ'NİN BASIN TOPLANTISINA DAİR...


Sayın Bahçeli Darbe yapılıp, kırk gün geçtikten sonra ancak değerlendirme yapabiliyorsanız; bu noktadan sonra MHP'yi yönetememe krizinin hangi boyutlara ulaştığını biz mensuplar daha önceden biliyor olsak da; artık millet de şahit olmuş durumda.
...
Konuşma metninizin altına tüm gönüldaşlar olarak imza atacağımız aşikar ancak misyonu isminde var olan dinamik bir hareketin lideri olarak bu kadar "Hareketli" bir ülkenin yönetiminde darbe süreci dahil olmak üzere bu denli yaşanmışlıklardan sonra kırk gün gecikmeli basın toplantısı yapmanız yetersizliğinizin tescilidir. OHAL sayesinde devletin yapısı bile değişti, siz ancak bugün basın toplantısı yapmayı düşünebildiniz.
....
Meral Hanım; size de olduğu gibi bu hareket içinde kendisine saygı duyulan bir isim, dolayısıyla her vesile ile kendisini küçümseyip, horlayamazsınız. 
Siz hiç biliyormusunuz; tabi ki nereden bileceksin, günlük hayatımızda gıyabınızda sizin şahsınıza yapılan aşağılama ve küçümsemeler karşısında ciğeri beş para etmez insanlarla başımızın ne denli belaya girdiğini.

....
Bugünkü basın toplantısında Meral Hanım ile ilgili soru sorulduğunda yine Hanımefendi'yi küçümsediğiniz gibi bir gazeteci için sorulabilinecek en güzel soruyu; 15 Temmuz öncesine dair olduğunu bahane ederek; gasteciyi de refüze ederek, bir siyasetçiye heleki bir genel başkana hiç de yakışmayacak bir tavırla cevaplamadınız. Ancak Fetö'ye dair 15 Temmuz öncesine yönelik "Çanak soru"yu olabildiğince büyük bir vecd içinde, detaya inerek cevapladınız. Peki neden; çünkü şimdi fetö üzerinden pirim yapmak moda oldu. Bu ülkede ne kadar hain, puşt, pezevenk, dönek varsa artık fetö üzerinden nasıl bir pirim elde edebilir de; gerçek kimliklerini perdeleyip, tescil edilmiş suçlarını da hafifleme derdindeler.
...
Dolayısıyla, Meral Hanım üzerinden bu kadar senaryolar yazıp, uygulamaya koyup, bunun üzerinden bunca fırtınalar koparırken kendisi ve kongreye dair sorulara muhatap olmaktan kaçınamazsınız. Her istediğinizi ne şekilde yapmak; kimlerle ne şekilde muhatap olmak istiyorsanız gidin aileniz adına bir vakıf kurun ve icraatlarınızı orada uygulayın, egolarınızı orada tatmin edin ancak Türkiye'nin en eski iki siyasi kurumundan birisi olan MHP'yi demokratik yollarla ele geçirip, antidemokratik yöntemlerle elinizde tutamaz ve keyfi yönetemezsiniz. 
...
MHP Genel Başkanı olarak tüm ülkücülerin, hatta Türk milletinin merak ettiği soruya cevap


vermeme lüksüne sahip değilsiniz; çünkü sorulan sorular "Yarın havalar nasıl olacak" veya "Meral Hanım'a kırmızı yakışıyor mu" şeklinde değildi; temsil ettiğiniz kurumsal kimlik üzerineneydi.
...
Sayın Bahçeli artık şu gerçeği kabullenmelisiniz ki; Meral Hanım'ı seviyor, sayıyor, güveniyorr ve oldukça da delikanlı buluyoruz.
Kendisi hakkında oldukça iddialı suçlamalarınız vardı; hazır darbe olmuş, darbe gecesinin de gizli kahramanısınız ve Cumhurbaşkanı'nın en itibarlı dostu ve aynı zamanda derin devletin akla gelen ilk ismi olarak; içinde bulunduğumuz konjuktür de uygunken; iddialarınızla ilgili belgeleri ortaya koyun ki; ülkücülere ve millete karşı yaptığınız enformasyon zulmü sona ersin. 
...
Bundan sonra kendimizi aldığımız terbiye gereği sizin şahsınıza saygı duymamızın "Gerekliliğini" belki düşüneceğiz ama kurumsal temsil makamınızı yine birçoklarımızın saygı duyduğu değerli bir isme karşı kin ve nefretinizi boca etme amaçlı kullandığınız için aynı saygınlığımız devam etmeyecektir; bilesiniz.
Mehmet Soral

soralmehmet@hotmail.com

28 Ağustos 2016 Pazar

HEP ALLAH İLE KANDIRIP KANDIRILDILAR


Gene mi Türban. 
Polis teşkilatında türbanlı bayan polisler de görev yapacamış. Artık Suriye'yi, ISID'ı PKK'yı unutup, günlerce türban tartışması yapılır sanırım.
Ülke bu kadar sıkıntı içindeyken sen tekrar asrın siyasal tartışmasını gündeme taşı. Olacak iş mi Allah aşkına. Bizim iç huzura, barışa ihtiyacımız varken niçin halledildiğini sandığımız türban sorunu tekrar gündeme getirildi.
.....
Darbe sonrası iktidar, muhalefet toplumsal sözleşme yaparak asgari müştereklerde anlaştılar. Ancak iktidar, (Artık Cumhurbaşkanını iktidardan hariç düşünmüyoruz) her vesile ile hele ki şimdi; darbe sonrası ortamı da bahane ederek Cumhuriyet dönemi boyunca siyasal islam'ın yapmak istediklerini fırsat bu fırsat deyip, gerçekleştirmeye çalışıyorlar; sinsice.
...
Seksen yıllık Ordu düşmanlığı netice verdi. Türk ordusunu ordu yapan 200-250 yıllık temel kurumlar okuluyla, hastahanesi ile yoklar artık. Haydarpaşa Gata'nın ismi değiştirilip, siyasal islamcılar'ın simge isimi olarak dillerinden düşürmedikleri Abdülhamit Han'ın ismi veriliyor. Peki illa ki isim değiştirilecekse niçin darbe gecesi hain generali alnından vurup, sonra da otuz kurşunla şehit olan askerimizin ismi verilmiyor; verilmez, çünkü siyasal islamcılar için seksen yıllık özlemin gerçekleştirilmesi keyfiyetini yaşanmak istiyorlar.
....
Sizleri bilemem ama darbe sonrası iktidarın yaptıklarına şahit oldukça, niyetlerini okumaya çalıştıkca, gelecekle ilgili endişelerim daha da artıyor. Ve yine Türkiye de milletin iktidar alternatifi olarak gördüğü Meral Akşener Hanım'ın hem MHP yönetimini, hem de iktidarı niçin bu kadar tedirgin ettiğini daha iyi anlayabiliyorum. 
...
Darbeden bugüne ne MHP yönetiminden birisini ne de Devlet Bahçeli'yi ortalıkda göremiyoruz. MHP ve iktidar fiili olmasa bile gayri resmi koalisyon kurmuş durumdalar. Demekki MHP de olağanüstü kongre darbeden daha riskli görülmüş olmalı ki; o gün bugün dür Sayın Bahçeli'yi yazılı beyanat dışında bir etkinliğini göremiyoruz. Tüm TV ekranları MHP muhaliflerine kapatıldı adeta. Türk milliyetçilerinin ideolojik anlamda Türkiye'de ve dünyada olup bitenler için ne düşündüğümüzü millet bilmiyor; çünkü anlatamıyoruz.
...
Düşünebiliyormusunuz, herkes uzman kesilmiş; TV'lere çıkıp, yorum yapıyorlar ama ne hikmetse her kesim üzerinde saygınlık uyandırmış Ümit Özdağ gibi bir bilim adamı ve strateji uzmanını MHP Genel Başkan adayı olduğundan beridir hiç bir TV kanalında izleyemedik. Sizce bu oldukça manidar değil mi?
...
Yaşadığımız tecrübelerden çıkardığım sonuç; Siyasal İslamcılar "Milletin başını dini ile belaya sokarak" her dönemde bunu siyasi ranta dönüştürmüşler ve işin garibi her darbe sonrası gelişmeler "Siyasal İslamcılar"a yaramış; Türk milliyetçiliğinin ığdış edilmesi için de fırsat olarak değerlendirilmiştir. 
...

Şu anda devlet yeniden yapılandırılıyor ama Türk milliyetçiliği ideolojisi, yani T.C Devletini kuran felsefenin; olup, bitenleri gördükçe yeniden yapılanma da esamesi bile okunmuyor. MHP bugünkü yönetimi ile hiç bir ideolojik duruş ortaya koyamadığı gibi, kendi inisiyatifi ile ortaya çıkacak tavırlara da fırsat vermiyor. İşte kısırlaştırılmak istenen Türk milliyetçiliği ideolojisine sahip çıkmak adına alternatif olmak isteyen MHP muhalif hareketine karşı her türlü yol denenip, tedbir alınarak etkisiz hale getirilmek istenmiş; maalesef başarılı da olmuşlardır.
...
Devleti kuran felsefe; eğer bugünkü devletin yeniden yapılmasında gözardı ediliyorsa ve hele de bu yeniden yapılanma "Siyasal İslamcılar" eliyle yapılıyorsa; hala endişesiz bir şekilde uykunuzu uyuyabiliyorsanız helal olsun size. Fazla varsa biraz a bana verin ne olur.
...
Not: Siyasal islam da imani bir taraf yoktur, tamamen "İktidar gücünü elde etme yolu"dur. Hayatında bir kitabı alıp, sonuna kadar okuyup, bitirmeyi başaramamış insanların bu düşüncelerim dolayısyla imanımı kimse sorgulamaya kalkıp, tartmaya çalışmasın lütfen.
Mehmet Soral

soralmehmet@hotmail.com

GÜNDEME DAİR KISA KISA



İhanet Hükümete mi, yoksa Devlete mi yapıldı
26.8.2016
Fetö devlete ihaneten mi; yoksa hükümete ihanetten mi yargılanıyor. Birileri bunu açıklasın lütfen.
...
17/25 Aralık sonrası için yargılandıklarına göre "Hükümete ihanetten yargılandıklarını" düşünüyorum. Çünkü devlete ihaneten olsaydı bu yargılama sürecine 17/25 Aralık öncesi de dahil edilirdi.
...
Peki bu durumda 17/25 Aralık öncesini koruma ve kollama nedeni ne olabilir. Nurettin "Şerefsiz" denen ve otuz sene boyunca milletinin üzerine tank süren, kurşun sıkan hain yetiştiren adamı mı koruma ve kollama; yoksa başka bir nedeni mi var?
...
Bunun cevabını bugün almamızı sağlayacak herhangi bir ortam olmasa da; otuz beş sene sonra da olsa sorular sorulup, cevabı istenebilir. Kenan Evren General olarak emekli oldu ama mezara er olarak gömüldü. Ne demiş atalarımız; düşmez kalkmaz bir Allah.
Mehmet Soral


Suriye'ye Girdik
25.8.2016
Türk Ordusunu onur ve gururla karşılayan Suriye'li Türkmen kardeşlerimiz.
Türkmen olduklarını kollarındaki mavi band dan biliyoruz. Allah cümlesinin yar ve yardımcısı oldun.
...
Bu arada Suriye'den göç eden 3 milyon Suriye'linin nasıl olsa çoluk, çocuğuna hepisine bakıyoruz. Bence eli silah tutanlarının Türk ordusu yanında savaşmak üzere Suriye'ye gitmelidirler; nihayetinde oralar kendi toprakları.
...
Nasıl ki Türk Ordusu 1974 de Kıbrıs'a barış getirip, Kıbrıs Türküne hürriyetini kazandırmışsa; inşallah bu sefer Suriye, Irak ve tüm Ortadoğu da aynısı olur.



CHP Genel Başkanı Kılıçtaroğluna suikast
Türk milletinin kenetlenmesini hazmedemeyenlerin terör eylemlerindeki yeni usulleri; kalleşçe tuzaklar kurup, suikastler yapmak olduğunu anlıyoruz. 
...
Özellikle Suriye'ye yönelik kesin çözüm amaçlı sınır ötesi hareket birilerini çok rahatsız etmişe benziyor. İlk fırsatta bunu gösterdiler.
...
Maalesef bugün Artvin de CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu ve konvoyuna yönelik silahlı saldırı yapıldı. Bu eylemi şahsen Türk milletine yapılmış bir eylem olarak görüyorum ve elbette lanetniyorum.
...
Başta Sayın Kılıçdaroğlu olmak üzere tüm CHP'ye gönül vermiş insanlarımıza geçmiş olsun diyor, şehit askerimize Allah tan rahmet, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum.
Mehmet Soral


Mini bir hikaye
Adam hasmını pıçaklayıp, delik deşik eder ve olay yerinden kaçar. Yaralı hastaneye kaldırılırken yolda ölür. Zanlı da tutuklanır, hakim karşısına çıkarılır.
....
Hakim ile zanlı arasında şöyle bir diyalog geçer.
-Bak oğlum pıçakladığın insan öldü, yazık değil mi, değermiydi hiç.
-Hakim bey söylermisiniz saat kaç da ölmüş.
-saat 17/50 de"
-Öyleyse kabul etmiyorum efendim, ben o insanı 17/25 de pıçaklamıştım, masumum.
...
Hakim sekretere döner;
-Yaz kızım; adil bir yargılama için zanlının akıl sağlığının yerinde olup olmadığının tesbitine dair sağlık raporu için hastaneye sevkine....
...
Bilmem anlatabildim mi?
Mehmet Soral


Doğru Söyleyen Kim
24.8.2016
ABD sözcüsü diyorki "İade talebinin darbe ile ilgisi yoktur" 
Darbeden önce de"Türkiye bizden iade talebinde bulunmadı" demişlerdi. 
...
Birileri bu milletle fena halde dalga geçiyor.
Milletten saklanan bir "Gerçek" var gibime geliyor. Nedir acaba bu gerçek.
...
Acaba o gerçek ABD"nin "Ulan ne yaptıysak beraber yaptık, bizden daha ne istiyorsun" diyebilme ihtimali mi?


Memur Tutuklamaları
23.8.2016
Bence haberlerde tutuklanan memurlar değil, tutuklanmayan memurların isimleri okunsa daha pratik olacak.
...
Nedir bu Allah aşkına; fetö devlete değil, devlet fetö'ye sızmış sanki.
...
Daraldım, nefesim kesiliyor. Bir Türk olarak onuruma dokunuyor. Benim ülkem yıllarca ne kadar sorumsuz ve başı boş yönetilmiş.
...
Adamlar hala köprü, yol, havaalanı muhabbeti ile kabahatlerini geçiştirme derdindeler; hangi yüzle yahu; söylermisiniz..

BÜTÜN BUNLAR BİR RÜYA OLSA

Allah'ım ne olur; bütün bunlar bir rüya olsa. 
...
Sabah kalkmışım; sene 2001 ve AKP denen bir parti henüz kurulmamış. Cüneyt Zapsu denen adamın ismi telefuz edilmemiş. Muhteremin birisi hala güzel şiirler okumaya devam ediyor. Son bir sene içinde hiç şehit cenazesi gelmemiş; hiç bir ocağa ateş düşmemiş, analar ağlamamış. Provakatörün birisi yazar kasa fırlatmış başbakanlık önüne. Varsın fırlatsın; can korkusundan daha mı önemli. Yaşamak her şeye değer; korkusuzca. Turizm şirketleri her hafta sonu Suriye'ye, Halep'e şehir turları düzenliyor, sınır ticareti halka kazanç kapısı olmuş. Kuzey Irak'a istedigimiz zaman girip, çıkıyoruz. Gülen cemaati; bütün gayretlerine rağmen devlete sızabilmek için istediği ortamı bulamamış; ne istedilerse alamamışlar. Ergenekon, Balyoz davaları ile memleketin en kıymetli yetişmiş evlatları; altlarına zırhlı araçlar verilen savcılar tarafından kumpasa getirilerek hapislere tıkanmamış. BOP denen tuzak kurulmamış. Estirilen Arap rüzgarı bizim tarafa yönelmemiş, Arab'ın, Kıpti'nin derdi henüz bizi germemiş. Çift yönlü yollar gündemde değil; köprüler, tüneller yapılmamış. Varsın olsun; yaşamak daha güzel değil mi; korkusuzca.
...
Ne olurdu bütün bu olup, bitenler bir rüya olsaydı; AKP kurulmasaydı Allah'ım
Mehmet Soral

soralmehmet@hotmail.com

22 Ağustos 2016 Pazartesi

ÖYLEYSE BİZ DE BU VEBALE HAYIR DİYORUZ

MHP'nin kayıtlı üyesiyim. Bana yıllardan beridir "Haydi git oradan sünepe; sen de ne kadar zeka var ki bu hareketin vebalini sana emanet edeyim; delege seçimiymiş, o imiş, bu imiş geçin siz onları. Her şeyi bilen olarak elbette tek karar verici benim; beni dinleyip, bana uyacaksın; haddine mi düştü bu hareketin geleceği için kafa yormak" diyenlere nasıl bir irade beyanında bulunam gerekiyor. 
...
Boynumu uzatıp meşeden kütüğe "Al baltayı eline, vur istediğin yere" teslimiyeti içinde olmam mı isteniyor. Kimse kusura bakmasın; kabullenemem. Bunu kabullenmek devletin ve milletin bana yaptığı yatırımı, ailemin sarf ettiği emeği israf etmek demektir. "Mehmet Soral" kimliğinin oluşması için ödenen bedellere ihanet etmek demektir.
...
Yazacağız, çizeceğiz; orada, burada ahkâm keseceğiz sonra bir grup despotaya irademi teslim edeceğim öyle mi. Kimse benden uysal koyun olmamı beklemesin.
..
MHP den ayrılmak veya ayrı parti kurmak gibi bir düşüncenin yanında olmamak ana ilkem olmakla birlikte bu ilkemin bugünkü MHP yönetiminde; onların "Azatlık kabul etmez köleleriymişim'' algısı oluşturduğu sürece yapılacak ilk genel seçimde demokrasinin başında (Parti içi demokrasi) irademi beyan etmeye fırsat tanımayanların genel seçimde sandık başında kullanacağım irade beyanıma da ihtiyaçları olacağına inanmadığım için sandığa gidip oy kullanmayı düşünmüyorum.
...
Kudsiyet ve sadakat üzerine değer atfettiğimiz argümanlarımız ile bizleri sınava tabi tutup, canımızdan vurmak isteyenlere fırsat vermek niyetinde değilim. Sapa sağlam emanet verdiğimiz binamızın direklerini, kirişlerini kıra kıra bütün taşıyıcı unsurları maf ettiler, içinde yaşanılamaz hale getirdiler.
...
Tehlikeyi haber verelim diyoruz; hayır...
Binayı terk edlim diyoruz; hayır...
Binayı güçlendirelim diyoruz; hayır...
Ama illa ki bir şey yapmamız lazım diyoruz...
Ona da hayır...
Öyleyse biz de bu vebale hayır diyoruz.
Mehmet Soral

soralmehmet@hotmail.com

ALGI LİNCİ İÇİN MERAL AKŞENER İSMİ NİÇİN SEÇİLMİŞ OLABİLİR

Ordunun komuta kademesinin %70'i emniyetin %80'ni yüksek yargının yüzde %60 AKP iktidarı döneminde Fetö tarafından ele geçirildiyse; sizce şu anda AKP'nin ne kadarı kripto fetö mensubudur. Bir gönüldaşımın dediği gibi ilk akla gelen darbenin siyasi uzantısıda AKP de olmalıdır; ancak Meral Hanım üzerinden hedef saptıtarak dikkatleri başka yöne çekmek istiyorlar. Öyle ya, AKP den ne istedilerse veriliyorken niçin bir başka partiyi ele geçirip de sonra oradan operasyonlarla Türkiye'yi ele geçirecekler; kimse kusura bakmasın pratikte akıl kârı değil. 
...
Meral Akşener kayıtsız, şartsız AKP'den davet almışken daveti kabul edip, en azından iç işleri bakanı olup emniyete hatta jandarma teşkilatına hakim olmak varken niçin bu kolay yolu tercih etmeyip, barajın üstünde zor kalabilmiş bir partiyi ele geçirmeyi düşünmüş olabilsin; yapılacak bir darbenin başarılı olması murâd edilmişse.
...
Bugün gelinen aşama itibariyle benim tahminim o ki; Meral Hanım üzerinden yapılan algı operasyonu bizzat MİT'deki Fetö unsurlarının gerçekte olmayan ama varmış gibi sundukları sözde istihbarat bilgisini sızdırarak dikkatleri MHP ve Meral Hanım üzerine odaklayarak; Fetö AKP içinde daha rahat operasyon yapmayı planlanmıştır.
....
Peki niçin Meral Hanım seçildi; çünkü toplumda sadece MHP camiasında değil, tüm kesimlerde karşılığı olan sempatik, karizmatik birisiydi ve siyasi arenada rüzgar estirebilecek tek alternatif gözüküyordu; ismi üzerine oynanırsa daha sansasyonel olacak, toplumun zihni daha çok meşgul olacak, fetö hakimleri sayesinde malum mahkeme süreçleri ve aylarca süren MHP Olağanüstü kurultay muhabbeti vs. derken; fetö'nün AKP içindeki inceden inceye yapılanma çalışması kimsenin dikkatini çekmeyecekti. Kozmik odaya müdehale için rıza gösteren ve kendisi de doğrudan "Malzeme" olan zat'ın niçin üzerine gidilmez, sorgulanmaz da; ille de hiç bir belge sunulamadığı halde Meral Hanım'ın üzerine gidilir; bunu sorgulamak lazım. Yine kozmik oda için "Operasyon gönüllüsü" olan zat zamanın paralelci üst düzey hukukcuları yüksek yargı organlarına seçildikçe "Aman Allah'ım Mevlam verdikçe veriyor, çoğu da benim arkadaşlarım" demişti.
...
Devlet aklı hele benim baktığım pencereden bir baksın bakalım ortaya neler çıkacak. Maalesef fetö hem MHP ve Devlet Bahçeli'yi, hem de AKP ve dolayısıyla hükümeti; Meral Hanım üzerine kasti algı oluşturarak yönlendirmiş dolayısıyla yanıltmış, başarılı da olmuşlardır.
....
Yaptığım yorum; yaşadıklarımızdan çıkardığım bir sonuçtur. MHP yönetimi de işine geldiği için bu algı lincine isteyerek iştirak etmiştir; AKP ise karşılarında alternatif siyasi bir gücün oluşmasına fırsat vermek istememiştir. Bugün özellike Merkez Medya da dahil olmak üzere hükümetin telkinleri ile Meral Hanım'a ekranların kapatılması; ileri sürdüğüm tezin doğruluğunu göstermektedir. Çünkü her ekrana çıktığında kitleler daha çok ikna oluyordu ve buna mani olmak gerekiyordu.
Mehmet Soral

18 Ağustos 2016 Perşembe

ALDIRMA GEÇ DİYEBİLSEM

Olup bitenlere kör olabilsem.
Yapan yapmış, eden bulmuş sana ne; 
Aldırma geç diyebilsem.
Mehmet Soral
18.8.2016

ONLARA KANDINIZ BİZE İNANMADINIZ

2004 yılında milli güvenlik kurulu "Fethullah Gülen cemaati"nin mevcudiyetinin yarattığı şüphe ve tedirginlik uzerine yapılanmasının takip edilmesi hususu karara bağlanmış. O zaman bu madde henüz ığdış edilmemiş ordunun tavsiyesi ile konduğu aşikar. Çünkü az bir süre sonra cemaat tehlikesi üzerine kitap yazanlar dahi hapise atıldı. O günden bugüne kesintisiz devam eden AKP hükümeti yazılmış kitapları da, alınan milli güvenlik kararını da dikkate almamıştır ta ki 17/25 Aralık'a kadar.
...
Nerdeyse "17/25 Aralık hayırlı bir darbe girişimi"dir diyesim geliyor. Çünkü Cemaatin ciddi manada üzerine gidilmesi ve bizzat hükümet tarafından tehlikeli adledilmesi bu darbe girişiminden sonra olmuştur.
....
(Her ne kadar darbe desek de, hükümetin 4 Bakanının hala mahkeme edilmeyen ama cemaat için darbeye bahane edilen gerekçeleri de unutmamak lazım).
....
17/25 Aralık darbe girişimi 15 Temmuz darbe girişiminin gücünü kırmıştır; Allah tan kırmıştır; zira şimdi Türkiye 16 Temmuz da ABD tarafından atanan bir vali tarafından yönetiliyor olabilirdi.
....
Cemaat-Hukümet ilişkilerindeki ilk problem cemaatin "Siz nasıl olur da bize karşı tetbir amaçlı milli güvenlik kurulu kararları arasına madde koyarsanız" sorgulamasından çıkmıştır.
...
Yani demem o ki başınıza/başımıza ne geldiyse "Kandırılmaktan" ziyade "Doğru söyleyene inanmamak"tan gelmiştir. Onlara kandınız, bizlere inanmadınız. Bi de Allah Türk milletini seviyor. Bu kadar badire atlatıp da hala varlığımızı sürdürebiliyorsak bunun nedeni olsa olsa Allah'ın Türk milletine tanıdığı bir iltimasdır.
Mehmet Soral

SEN BİZİ AZADLIK KABUL ETMEZ KÖLELERİN Mİ SANDIN

Yenikapıda demokrasi, milli birlik ve bütünlük adına ahkam keseceksin; sonra seni bulunduğun makamlara taşıyan insanların aynen bir zamanlar senin için yaptıkları gibi bir başkası yanında iradelerini ortaya koymalarına tahammül edemeyeceksin; adeta kin ve nefret kusarcasına; bir telaş içinde akibetine tedbir almaya yönelik ''Tedbirli ihraç'' sürecini başlatacaksın. ''Paralel'' iftirası tutmayınca son çareniz bu mu olacaktı. "Madem içeriye tıkatamadık, o zaman biz gereğini yaparız" der gibisiniz.
...
Demokrasi, milli birlik ve bütünlük adına sürekli inanmadıklarınla amel ediyorsun; samimi değilsin; İnansan sonuçlarına da katlanmaya yüreğin yeter ama inanmıyorsun ki. Demokrasi; hele ki seçim, senin en büyük kabusun ama bu korkuyla daha ne kadar yaşayacaksın ki.
...
Acelen nedir; neyi kimden kaçırma telaşındasın. Bizler "Kongreniz ne oldu" suallerine; "Şimdi derdimiz bu değil ki; derdimiz ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntıyı salimen atlatmaktır" derken; sen öne fırlayıp puan mı kapmak derdindesin. Bu son hamlen bizi birbirimizin yüzüne bakamaz hale getirmek midir. İşte bunu başaramayacaksın muhterem.
...
Bir belgesel izlemiştim. Tarla faresi bir seferde çok yavru doğuruyor ancak bir süre geçtikten sonra karnı acıktığında ilk önce en zayıf yavrusunu yiyerek açlığını gideriyor.
Bilmem, anlatabildim mi?
...
Galiba sen bizi; irademizi sana ipotek ettirip, sadakat nikahı kıyan, azat kabul etmez kölelerin olarak görüyorsun ama Cüneyt Öztürk kardeşimin dediği gibi seninle olmak, sana katlanmak zorundamıyız; hiç de değil.
Mehmet Soral

14 Ağustos 2016 Pazar

MHP GENEL BAŞKAN ADAYLARI SİZLERDEN NET TAVIR BEKLİYORUZ

Meral Akşener hariç diğer MHP Genel Başkan adayları; 
Meral Hanım'a yani ülküdaşımıza oradan, buradan şuradan; gücün arkasına saklanarak ipten, kazıktan kopmuş itlerin oluşturdukları algı lincine karşı hala net tavrınızı göremedik. Bu sessiliğinizi öfke ve kininize mi bağlayalım; ne diyelim söyleyin lütfen; adını ne koyalım. 

...
Sizlerin bildiği, bizlerin bilmediğimiz bir durum, hal ve bilgiye sahipseniz ve de bunu açıklamaktan imtina ediyorsanız bilesiniz ki vebal altındasınız. Ha, hiç bir durum sözkonusu değilse o zaman delikanlıca kalkın bu algı lincine karşı bir duruş ortaya koyun veya siz de lince katılın, ne diyecekseniz deyin. Bu ketumluğunuz devam ettiği sürece inandırıcılığınız azalacak, güven kaybına uğrayacaksınız.
...
Bilesiniz ki bu hareketin en azından kanaat önderleri olarak sizler; yaşanan olaylar,  hal ve durumlar karşında fikirlerinizi, düşüncelerinizi açıklamanız sizlere atfedilen değer gereği göreviniz, bizlerin de öğrenmemiz en doğal hakkımız. Eğer bunu beceremiyecek kadar ; söyleyeceğiniz sözler, yapacağınız açıklamalar için risksiz bir ortam, dikensiz gül bahçesi beklentisi içinde ehlikeyif haliniz devam edecekse; çekilin önümüzden yüreği yeten gelsin.

Mehmet Soral@hotmail.com
soralmehmet

13 Ağustos 2016 Cumartesi

İTİRAFLARINA İLTİFAT BEKLEYEN YÜZSÜZLER

Değerli dostlar,
Sizlere bir önerim olacak; itirafcı adı altında adeta dönüşümlü olarak her birisi her akşam bir başka TV'ye çıkan insan müsvettesi mahlukları TV'ler de gördüğünüz an lütfen izlemeyin, kanalı değiştiriniz. Hatta mümkünse sözkonusu TV kanalını arayarak protestomuzu iletelim.
....
Eğer bu adamları illaki izlememiz isteniyorsa mahkemelerde yargılanırken izlemek isteriz. Bu aşağılık, yeni türeyen itirafcı güruh adeta milli kahraman pozlarına bürünerek geçmişlerini detaylı bir şekilde anlatarak sanki millete üstün hizmet sunuyorlar. 

Bu alçakların Gazi Meclis'i bombalayan, halkın üzerine kurşun yağdıran ve insanımızın üzerinden tanklar yürüten; ezen, parçalayan zihniyetin bu hallere gelmesinde emelleri ve emekleri yokmuş gibi konuşmaları şahsen benim kanıma dokunuyor. İtiraflarını bir lütufmuş gibi sunmaları ve nerdeyse bizlerden alkış beklemek gibi yüzsüzlüklerini daha ne kadar izlemeye devam edeceğiz.
...
Bu insanlara artık ekranlar kapatılsın, mahkemeler açılsın. İtiraflarının kabahatlerinin kefaretine sayılmasını kabul edemeyiz. Hele bir de demiyorlar mı; "Sanıyordum, tahmin ediyordum, ben almadım ama alındığını biliyordum, yoktum ama olanları biliyordum, falancanın filanca ile görüştüğünü tahmin ediyordum ama görmedim" gibi insanları zan altında bırakan kasti isnatlarda bulunarak hem kamuoyunu yanıltıyorlar hem de kendilerini mümkün olduğunca masum göstermeye çalışıyorlar; bu arada zan altında bıraktıkları insanlar da işin cabası. Alçak adam "Falancanın acısı vardı; acısını fırsat bilip onu kafaya aldık, bağış yapmasını sağladık"derken aynı zamanda utanmadan ihbardada bulunarak sanki "Devlete üstün hizmet" de bulunuyordu.
...
Elbette konuşşunlar, itiraflarını dile getirsinler ama bunu tutuklu halde ve mahkeme huzurunda yapsınlar. Kesinlikle masum değiller; yedikleri haltın bedelini başta şehitlerimiz olmak üzere millet olarak ödedik. Müsebbibi oldukları yıkımın enkazını kaldırmak için belki de uzun yıllarımızı heba edeceğiz. Onların malum yapılanmadan kopmaları; devletin ve milletin bekasını düşündükleri için mi; kesinlikle hayır. Bunu fark edebilmeleri için kırk yıl mı geçmesi gerekiyordu; elbette hayır.
...
Evet itirafcı denen hainleri artık TV'lerde izlemeye son veriyoruz; onları mahkemelerin huzuruna havale ediyoruz.
İtiraflarına iltifat bekleyen yüzsüzler...
Mehmet Soral

soralmehmet@gotmail.com

9 Ağustos 2016 Salı

OZANIMIZ "SANA SÖVMENİN SEVABI VAR" DEMİŞ

Di gelde sövme; Ozan Arif üstadımız "Sana sövmenin bizim itikatımızca sevabı var" demiş. Ne de güzel söylemiş.
...
2012 yılına; yani milad olarak kabul edilen 17/25 Aralık'ın az öncesine kadar (Açıkgöz ya; kendisini af kapsamına alıyor) ayda 3.500.- TL maaş alıyormuşsun ve yine diyorsun ki; her kesim iş dünyasi, siyasi partiler, spor camiası, inanç ve meşrep grupları ile diyaloğa geçerek, tabiri caizse onları kafaya alarak cemaate kazandırmaya çalıştık.
....
Bugün müsebbibi oldugunuz alçaklığın dizaynında en sorumlularından birisi olacaksın; gün gelecek kırk yıldır bir yerlere getirdiğiniz hain ve alçakca yapılanmanın daha sonra nereye, ne şekilde evrileceğinizi bildiğinizden olsa gerek son anda "Ben tirenden zaten inmiştim" diyerek paçayı kurtaracaksın. Her şey bu kadar basit mi? Devlet senin bu numaranı yutacaksa yuh olsun derim ama sanmıyorum. Şemdin Sakık da bir çok şeyleri itiraf etti ama cezasını çekmeye devam ediyor, edecek de.
....
Yıllar önce elinizde çanta piyasaya "Akıl söğüşlemeye" çıkıp, kapı kapı dolaşırken; Milleti Allah, Kuran, namaz, niyaz ile kandırmanın revaçta olduğu yıllarda; her kapıda yal arayan itler gibi Meral Akşener'in de makamına gidip birşeyler istemiş olmalısınız ki; bugün çıktığın TV'te "Meral Akşener'in falanca ile muhabbetini bilirim" diyorsun. Senin muhabbet dediğin şey belli ki menfaat için yaltaklanma seansları. Dolaştığın kapıları değil, yediğin yaldan haber versene. Kimlerden ne menfaat sağladığınızı anlatıyorsun; hiç olmazsa şahit olduğun muhabbeten sağlanan menfaat nedir; sen ondan haber versene.
...
Anlaşılan her kapıya gitmişsiniz; birilerini kandırıp, şöğüşlemişsiniz; bir kısmını ise kandıramamışsınız.
....
Kırk yıl aşağılık olacaksın, son beş yılda pirüpak olacaksın öyle mi? Hala takiye yapmadığın ne malum; Utanmaz adam!..

Türkiye'nin içinde bulunduğu konjuktürü şark kurnazlığı ile fırsata çevirerek, geçmişte kapısında yal dilendiğiniz insanları; kalleş yapılanmaının inşasına katkı sağlayan üç beş hainden birisi olarak kendinizden daha suçlu gösterme, bundan yararlanmak isteyen leş kargalarına da alan açma, bahane üterme gayretinizi ve tekaşlınızı çok iyi anlıyoruz. Sizler için "Bunlar içki sofralarında alem de yaparlar ama kendilerini belki etmezler" denmiyor mu? Bence sende bu karekterterde birisisin ve icraatına devam ediyorsun.
....
Gerek devletin, gerekse TV'erin bu tip adamlara itibar edip, geçmişte namusu ve seferi ile hizmet etmiş insanları somut delillere dayanmadan zan altında bırakmalarına fırsat vermemelidirler.
...
Kuş beyinli ahmak; gezdiğin kapıyı değil, yediğin yalı anlat. Meral Hanım size ne menfaat sağladı. Zamanında bir siyasetçi için "Gülen" ile görüşememiş olmanın eksiklik olarak değerlendirildiği günlerde Meral Hanım'ın Bakanlık makamına gitmişsiniz; belli ki bir şey de koparamamışsınız; kandıramamışsınız yani.
Yoksa senin kuyuk acın o yıllara mı dayanıyor.
Mehmet Soral

7 Ağustos 2016 Pazar

SEN KAPININ ÖNÜNÜ TEMİZLE Kİ; KOKUNUN NEREDEN GELDİĞİ ANLAŞILSIN

Sahtekarlar, munafıklar Meral Akşener üzerine yazdığınız tüm senaryolar boşa çıkıyor. En sonunda itirafcı denen; kimi ne zaman satacakları belli olmayan; onu, bunu, şunu sata sata bugünlere gelmiş; Fetö denen hain yapılanmada en büyük katkısı olan; bugün de iktidara yaranmanın en çok pirim yaptığı bir dönemde; koskoca içisleri Bakanlığından Meral Hanım adına gönderildiği iddia edilen tarihsiz, giden evrak kayıt numarası olmayan bir mektubun resmi ve hukuki hiç bir hükmünün olamayacağını bile bile yine algı linci ile millete yutturmaya çalışan gafiller; yaptığınız bütün bu kalleşlikler Meral Hanım'ın ismi etrafında Türk milliyetçilerinin daha da kenetlenmesini sağlıyorsunuz. Devam edin; iyi geliyor.
....
Tarihli, giden evrak numaralı mektubu getirip koyun milletin önüne mesele sizin açınızdan da, bizim açımızdan da biter.
...
Ulan dangalak (sözüm muhatabına) içisleri Bakanı olmasını sağlayan adama sadece bir mektupla teşekkür etmeyi yeterli görecek kadar kifayetsiz insan hangi çapı ile Bakan olacaktır; hele ki Meral Hanım'ın kişiliğine hiç oturmaz. Hem çok nazik bir hanımefendi biokaar da delikanlıdır. Bişekilde teşekkür edecekse bunu bizzat muhatabına giderek yapar. Yine böyle bir mektubun yazılmasından hükümet adına zamanın başbakanının rahatsız olacağı, en azından nezaketsizlik olarak kabul edileceği aşikar değil mi.
....
Ey Aktroller şu anda sizden olup da; liderinize, partinize ve ülkemize ihanet eden; konjuktür gereği gündüz yalakalık yapıp dikkatleri üzerlerinden uzaklaştıtan geceleri de karılarının koynunda saklanan serefsizlerle meşgul olup, onları deşifre etseniz daha iyi olur. Mesela daha düne kadar Türk Bayrağı'nın altına azınlıkları temsil eden şeritler çekilsin diyen ancak bugün yaptığı TV programında masasına Türk Bayrağı asan "Hatun kişi'nin samimiyetini sorgulayıp, şimdi de onlar tarafından kandırılıp, kandırılmadığınızı takip eysenize.
....
İlk önce kapınızdaki çöpü temizleyin ki; gerçek kokunun nereden geldiğini fark edebilesiniz.
...
Artık algılara teslim olarak düşünmeyip, Allah"ın bahşettiği en güzel niğmet olan aklınıza "Danışarak" düşünün ve karar verin lütfen.
...
Şimdi düşündükçe anlıyorsunuz değil mi; iki ayyaş ile alnı secde gördüğünü sandığınız iki kalleş arasındaki farkı.
Mehmet Soral


6 Ağustos 2016 Cumartesi

NE İSTEDİLERSE ALMIŞLAR

Cemaat/Fetö, sadece AKP değil, DSP dahil kimlerden ne istedilerse almışlar. Kandırılan sadece Erdoğan ve AKP cenahı değil, tüm kesimler.
...
Şunu kendimce itiraf edeyim ki, başarısız darbenin Erdoğan'ın "Tek hakim ve yönlendirici" olduğu ve de siyasal İslamcı, muhafazaker anlayışın yönetimde olduğu zamana denk gelmesi belki devlet ve millet olarak ayrı bir şansımız. Diğer mevcut liderlerin böyle bir krizi bu denli başarılı savuşturacaklarını sanmıyorum. HDP eşbaşkanları ve Erdoğan dışında siyasi risklere talip olan lider göremiyorum. Olursa da olur; olmasa da olur düşüncesindeler.
....
O kadar olumsuzluklar yaşıyoruz ki; artık yaşadığımız kötülüklerden "Hayır" çıkarmaya çalışıyorum. Mesela Recep Tayyip Erdoğan artık siyasal görüşü dahil tüm yaşam felsefesini baştan sona revize edeceğini düşünüyorum. Özellikle siyasal İslamcı anlayışın yıllarca mücadelesini verip, sonra da bu anlayışın cellatları tarafından kendisi için darağacı hazırlanmış olması elbette insanın tüylerini diken diken eder. Erdoğan bütün bunların tek tek değerlendirmesini yapacaktır şüphesiz. Kendisini yanlızlığa iten en yakınlarının ihanetini görmüşken; bunlara karşılık gerek Ordu da gerekse sivil hayatta milliyetçi, ulusalcı, Atatürkçü, sosyal demokrat veya Kemalist diye ötelediği insanların devlete hatta kendisine nasıl sahiplendiklerine şahit oldu.
...
Anlaşılan her siyasal görüş, kişisel duruşlar yaşadığımız malum musibet nedeniyle kendini revize edecektir.
Mehmet Soral

BİR MELİH GÖKÇEK KLASİĞİ

Beyaz TV'de Melih Gökcek diyor ki; "Darbe sabahı Meral Akşener'in evinin yanındaki polis kulübesinin önünde yakılan kağıtlar neydi; açıklama bekliyoruz"
....
Mahalleli olarak söyleyeyim mi?
Meral Hanım'ın evinin yanında mezarlık var. Mezarlıktaki selvi ağaçlarına musallat olan bir tür sinek mahalleyi istila etmiş. Ankara'dan çok "Özel" birisi tarafından gönderilen yine çok özel bir ekip sineklere tütsü yaparak onları savmışlar ve mahalleli de böylece derin bir nefes almış. Meral Hanım'ın selvi ağaçlarına musallat olan sineklerle ilgili herhangi bir bağlantısı yoktur.
Bilginize.
Mehmet Soral

ÖFKENİN GİRDABINA KAPILMAK

Numan Kurtulmuş Bey Feto için "Dinler arası diyalog denen sapkın bir inançları var" diyor.
...
Evet, biz ülkücüler bu tesbiti sizden çok çok önce yapmıştık. Yine Türk milliyetçisi, ilahiyatcı Prof. Yümni Sezen bu saçmalığa reddiye amaçlı bir kitap yazmıştı. Cübbeli Ahmet Hoca "Dinler arası diyalog olamaz" dedi, hapse tıkandı. Yümni Hoca tedirginlikten kitabını tekrar bastıramadı; zira çok aradım bulamadım.
....
İktidar hariç diğer kesimler üzerinde cemaatin "Yaramaz" olduğu şeklinde genel kanaat vardı ama sadece sizlere anlatamadık. Ancak bu milletin dini bütün insanlar olarak gördükleri sizler; başka amaçlarla kandırılmayı yani 2010 yılını beklemeden bu sapkın inancın ilk telefuz edildiği zaman da iktidardaydınız ve 17/25 Aralık öncesiyd; keşke anında itirazınızı dile getirseydiniz.
...
"Dinler arası diyalog"a İslami-İmani nedenlerle zamanında itiraz edilebilseydi kesinlike bugünkü kalkışma gücüne erişemezlerdi. Bunu niçin ifade ettim; çünkü refleksleriniz iddialarınızla(Siyasal islam) uyumlu değil. İtiraz yönünde refleks gösterebilseydiniz "Paralel yapı" çok daha önce deşifre olacaktı.
...
Sayın Cumhurbaşkanı bugün "Olağanüstü Din Şurası"ın da malum hain ve alçak yapılanmaya zamanında inanmış, onlara güvenmiş olmaktan dolayı "Rabbim de milletim de bizi affetsin" diyerek; aslında bir itirafla beraber bundan sonra cemaatlere yeni bakışının, mesafesinin ne olacağı; "Lâik, antilaik" kutuplaşmasına karşı tavrının ne olabileceğini kestirebiliyoruz. Şahsen bunca yaşanmışlıklardan sonra temennim; insanların daha dindar, sistemin daha lâik olmasına özen gösteren bir yönetim anlayışı hakim olmasıdır. Bunun böyle olması gerektiğine yaşadığımız malum süreç kanıttır.
...
Dolayısıyla yaşanan olaylar, hal ve durumlar karşında; müslüman müslüman gibi, milliyetçi milliyetçi gibi; hümanist hümanist gibi hatta vicdanlı insan gibi davranmayıp; şahsımızın, partimizin, dünya görüşümüzün çıkarı doğrultusunda hareket edersek kişisel ve toplumsal travmalar yaşamamız kaçınılmazdır.
..
Bu manada darbeden elde edebileceğimiz en büyük kazanım; maliyeti yüksek olsa da; siyaset-dini cemaat hatta etnik kimlikler ilişkisi üzerinden güç devşirmek kısa vadede menfaat sağlasa da; uzun vadede kontrolden çıkan gücün dönüp menfaatperestleri sokan bir yılan olabileceğidir.
...
Artık seçim arifelerinde şu cemaat falanca partiyi destekliyor gibi haberleri basında duymayacağız; zira hiç bir parti böyle bir görüntüyü vermeye cesaret edemeyecek; çünkü ederse zaman gelip o cemaatin esareti altına girebileceği tehditini bileceklerdir.
...
Fetö'ye duyulan öfkenin girdabına kapılarak Türk Ordusu'nun Metehan'dan buyana gelen hiyerarşik düzeni bozuluyor; lütfen bu hatadan dönülmeli ve fetö yüzünden tekrar bir hatanın daha yapılmasına fırsat verilmesin.
Mehmet Soral

ORDUYA DARBE GİRİŞİMİ

Ben MHPl'liyim; ideallerim ve ülküm doğrultusunda taleplerimi partime iletmek ve gerektiğinde uyarmak en doğal hakkım. Çünkü bu partide sadece yönetenlerin değil hepimizin alın teri, emeğimiz ve göz nurumuz var. Partiyi keyfiliklere terk edersek ve susarsak; bunun da Allah'a hesabını vermek gibi bir sorumluluğumuzun olduğunu biliriz. 
...
Özellikle dün akşam CNN Türk'de eski Genel Kurmay Başkanını dinledikten sonra; Türk Ordusu üzerinde yapılan yeni düzenlemelerin vehametini daha iyi anladım. Sayın Devlet Bahçeli hala hükümet tarafından yapılmak istenen değişikliklere tepki göstermiş değil. Fark ediyorum ki aklı başında her Türk milliyetçisi olup bitenlere razı değil. MHP'nin varlık nedeni diğer hükümetlerin yapmak istediklerini gerçekleştirmekte koltuk değneģi olmak değildir. Özellikle Türk Ordusu üzerinde yapılmak isenen "Iğdış" etme operasyonuna her Türk milliyetçisinin ve özellikle de MHP'nin engel olması varlık nedenimizdir.
...
Türk ordusuna "Güven" degil, "Güvensizlik" esas alınmış. Sanki geleneksel ordumuzun varlığı hep hükümetlere darbe yapmak içinmiş de; hükümet bunu sona erdirmek istiyor ancak bunu yaparken de gerçek düşmanla savaşabilecek; emir komuta zaafiyeti olan, motivasyon eksiklikleri ile donatılmış bir ordunun inşasına neden oluyorlar.
...
Milli Savunma Bakanı Genelkurmay Başkanının haberi olmadan orduya her türlü şekilde emir verebilecek konumda.
....
Asker yetiştiren kurumların durmu ise bir felaket. Dünyanın her ülkesinde ordulardaki en belirgin şey kesinlikle emir komuta bütünlüğü ve askeri eğitimlerde ihtisasın baz alınmasıdır. Müthiş bir yetki karmaşası var. Askerî hastahaneler aynı zamanda savaş şartlarında nasıl hizmet verildiği üzerine de eğitim verip, varlığını sürdürürler ama şimdi kaldırılıyor, mevcutlar da Sağlık Bakanlığına bağlanıyor.
...
Ve sonuç itibariyle her zamanki gibi "Siyaset Kurumu" bu millete yaşattıkları olumsuzlukların nedeni olarak kendini değil bizatihi yine kurumları görüp, onların genleri ile oynayarak yeni bir probleme zemin hazırlıyorlar.
...
İlker Başbuğ siyaset kurumuna diyor ki; "Ulan (bu ifade bana ait) bir gencin fikri yapısı lise yıllarında oluşuyor ve bu çocuklar liseden çıkıp, sınavla harp okuluna geliyorlar. Bu gençlerin oluşan fikri yapılarına müdehale etmek artık mümkün olmayabiliyor. Sen milli eğitim bakanlığı olarak bu çocukları niçin cemaate kaptırdın. Senin yetersiz denetimin, oy kaygısı ile göz yumman sonucu malum şekilde sızmalar oluyor. Milli eğitim Türk Ordusu'na bağlı olsaydı biz bu sızmalara fırsat vermedik"
Aslında Başbuğ Paşa mealen bunu söylemiş oldu. Bu arada diğer Genel Kurmay Başkanlarının ketumluluklarını anlamak mümkün değil. Hele ki şu Özkök Paşayı çok merak ediyorum. Orduyu ığdış etme, sur da ilk gedik açma onun zamanında oldu.
...
Not:Bahçeli'nin bugünkü(2.8.2016) salı konuşması yukarıdaki görüşlerimi değiştirmemiştir; zira atı alan Üsküdar'ı geçince sonradan söylenenlerin hiç bir hükmü olamaz.
Mehmet Soral

DARBEDEN KAÇMAK, SELDEN KÜTÜK KAPMAK

Şu anda devam etmekte olan OHAL şartlarında yapılan sorgulama ve tutuklamaları dikkate aldığımızda; Fetö ile 10 sene yatak yorgan olan siyasi parti mensupları için ve yine aynı siyasi partinin en yetkilisinin itirafı olan "Ankara'yı cemaate parsel parsel veren" ile ilgili henüz gözaltı veya tutuklama olmaması manidar değil mi? Sürekli olarak delil olmasa bile; algı bombardımanı ile MHP içi muhalif kanat fetö üzerinden karalanmaya çalışılıyor; bu da çok manidar değil mi? Genel Merkeze karşı muhalif oldular diye fetö sopası ile terbiye edilmek istenen ülküdaşlarımıza karşı yapılan bu aşağılama ve horlama karşında MHP Genel Merkezi'nun adeta "Oh olsun, canıma değsin" tavrını anlamak mümkün mü; bu da çok manidar değil mi; nerede kaldı "Ülkücü ülkücünün kardeşidir" veya "Ülkücülük hukuku"
...
Anlaşılmıştır ki; OHAL şartları iktidar lehine kullanılmaya devam edilmektedir. Tayyip Erdoğan'ın başkanlık sistemine geçip, başkan olsaydı bile bugünkü yaptıklarını yapamaz, hayal ettiklerini gerçekleştiremezdi. Türk milletinin "Ordu millet" vasfı ortadan kaldırılarak, yüzelli ikiyüz yıllık kurumlar kapatılıyor. Ordu olabildiğince sivilleştirilmek isteniyor. Beyler aklınızı başınıza alın, sivilleştirilmiş orduda bugünkü ruhu bulamazsınız. İşin garibi bu yapılanları darbe mazereti ile izah etseler de; bu düşünce "Siyasal islamcılar"ın 1970'li yıllardan beridir kafalarında olan bir şey. Muhalefetin, kurumlar üzerinde yapılan bu kadar tahribatın hala farkında olmamaları veya olup da müdehale etmemelerini, olup bitenleri sadece izlemekle kalmalarını anlamak mümkün değil. Ödeyecekleri muhtemel tazminatlardan vazgeçilmesimi acaba muhalefeti sessizliğe itti(!)
....
Alçakca ve haince yapılmak istenen başarısız darbe girişimini ordu-millet def etmeyi başardık; ancak hükümet malum olağanüstü şartlar bahanesi ile ajandasındaki gizli niyetlerini; selden kütük kaparcasına uygulamaya koyarsa; o tankların önüne yatan ruha zarar verir. Allah korusun buna benzer durumlarda güven sarsılması nedeniyle aynı ruh tekrar tezahür etmez. "Kabataş Yalanı" örneğinde olduğu gibi. Dolayısyla kurumları kaldırmak yerine; yerinde değişim, dönüşüm ve islah çalışması yapılmalıdır.
...
Sayın Devlet Bahçeli'nin ve Sayın Kılıçtaroğlu'nun biraraya gelerek bu olup biten düzenlemelerin takipcisi olmaları ve bunun içinde ekip kurmalarını bekliyoruz. CHP'yi tebrik ediyorum; yargılamalarda mağduriyet yaşanmaması için komisyon kurdu. Bence MHP de bu komisyona isim vermelidir.
....
Hangi dönemde kaç tane Fetöcü askeri okullara girdiği, hatta isim isim sayıldığı halde niçin bunlar derdest edilmiyor da; askeri okullar kapatılıyor. Bu hal "Siyasal islamcılar"ın hep olagelen bir hayalleriydi ve ne yazık ki gerçekleşmek üzere, bunu da herkes bilmelidir.
...
Ne darbe olsun, ne de selden kütük kapılsın. Eğer er veya geç demokrasi hakim olacaksa; günler gelir geçer; iyiler güzellikler yad edilir; kötüler nefretle anılırlar ama hesapta sorulur.
Mehmet Soral

SAYIN BAHÇELİ SESİME GELİRMİSİN

Türkiye de darbe olmuş; insanlar tankların önüne yatıp, siper olmuşlar; sehit olanlarımız, gazilerimiz var; ordunun komuta kademesinin neredeyse yarıdan fazlası satılmış, hain çıkmış; 60 bin insan görevden el çektirilip; binlerce insan hapislere tıkanmış; bizim bilmediğimiz ama belli ki devleti yönetenlerin bildiği tehlike nedeniyle "Demokrasi nöbeti" devam etsin diye milyarlarca maliyete katlanıp, İstanbulda ulaşım bedava sağlanırken; darbe ortamını fırsat bilip mensuplarına iftiralar atılırken; hangi duygu, düşünce ve sorumluluk inancı Sayın Bahçeli'nin sessizliğe bürünmesini gerektiriyor.
...
Sayın Bahçeli?
Bütün bu olağanüstü yaşanmışlıklar varken; Allah'ını, kitabını seversen seni milletin önüne çıkmaktan alıkoyan nedir? Ulusal yayın yapan bir kanala çıkıp, soru cevap şeklinde olup, bitenleri anlatmana mani olan nedir; özgüven eksikliģimidir Allah aşkına? Seni bir "Tesadüf veya kaçınılmaz.mukadderat" Genel Başkan yaptı ancak liderleri de zor şartlar ortaya çıkarır. İşte fırsat bu fırsat; çık ortaya kendine ve temsil ettiğin kesime ait fikir ve düşüncelerini anlat. Bu kadar olağanüstü yaşanmışlıklar varken hala ortalıkta gözükmemeni anlamak mümkün değil. Partinin ideolojik manada dinamik isimlerini sindire sindire onları adeta ortadan sildin. Çok garip değil mi; TV'lerde Ümit Özdağ'ı, Özcan Yeniçeri, Yusuf Halacoğlu ve Sinan Oğan gibi isimleri artık görüp, dinleyemiyoruz; çünkü saniyorum ki disipline gönderilmek gibi bir endişeleri olabilir. Meral Hanım'ı kurtlar sofrasına attın, izlemekle meşgulsün.
...
Hiç kusura bakmayın; bu kadar olağanüstü yaşanmışlıklar varken, üstelik devletin, milletin birliğine, bütünlüğüne Kalkışma yapılmışken ve yine devletin kuruluş felsefesini kendisine şiar edinmiş bir partinin Genel Başkanı olarak basın toplantısı yapamayacak kadar koordine olamıyorsanız; hala gerek olmadığına İnanıyorsanız siz bildiğinizi okuyun ama bizden günah gider. Bugünkü haliniz çağdaş liderlerin hiçbirinde yoktur. Çağdaş lider tipleri gerekirse kanadı kırılan bir kuş üzerine basın toplantısı yapabiliyorlar ama milletin üzerinden tanklar geçmiş, evlere ateş düşmüş ama hala bir basın toplantısı yapmayı düşünmüyorsunuz.
...
Sayın Bahçeli size bir şey söyleyeyim mi; dedim ya şartlar lideri çıkarır; Ergenekon ve Balyoz tutuklusu olup, sonra beraat edenlerin içinden bile "Lider" çıkacak, belki de parti kuracaklar ve sizin liderliğinizdeki MHP ve mensupları bu "Delikanlı" insanları imrenerek izlemeye devam edeceğiz. Gene sizi kahraman gösterecek; "Darbe gecesi 1. Ordudan aranmış önemli insan" konumunuz üzerinden muhabbetler yapılarak, belki de "Darbeyi durduran adam" olduğunuz bile söylenecek; gene bizler "Bu kadar önemli bir devlet adamından ne istiyorsunuz" denilerek eleştirileceğiz. Sayın Bahçeli onlar ne derse desinler; ancak siz de biz de artık denizin bittiğine hazırız değil mi?
Mehmet Soral