18 Ağustos 2016 Perşembe

SEN BİZİ AZADLIK KABUL ETMEZ KÖLELERİN Mİ SANDIN

Yenikapıda demokrasi, milli birlik ve bütünlük adına ahkam keseceksin; sonra seni bulunduğun makamlara taşıyan insanların aynen bir zamanlar senin için yaptıkları gibi bir başkası yanında iradelerini ortaya koymalarına tahammül edemeyeceksin; adeta kin ve nefret kusarcasına; bir telaş içinde akibetine tedbir almaya yönelik ''Tedbirli ihraç'' sürecini başlatacaksın. ''Paralel'' iftirası tutmayınca son çareniz bu mu olacaktı. "Madem içeriye tıkatamadık, o zaman biz gereğini yaparız" der gibisiniz.
...
Demokrasi, milli birlik ve bütünlük adına sürekli inanmadıklarınla amel ediyorsun; samimi değilsin; İnansan sonuçlarına da katlanmaya yüreğin yeter ama inanmıyorsun ki. Demokrasi; hele ki seçim, senin en büyük kabusun ama bu korkuyla daha ne kadar yaşayacaksın ki.
...
Acelen nedir; neyi kimden kaçırma telaşındasın. Bizler "Kongreniz ne oldu" suallerine; "Şimdi derdimiz bu değil ki; derdimiz ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntıyı salimen atlatmaktır" derken; sen öne fırlayıp puan mı kapmak derdindesin. Bu son hamlen bizi birbirimizin yüzüne bakamaz hale getirmek midir. İşte bunu başaramayacaksın muhterem.
...
Bir belgesel izlemiştim. Tarla faresi bir seferde çok yavru doğuruyor ancak bir süre geçtikten sonra karnı acıktığında ilk önce en zayıf yavrusunu yiyerek açlığını gideriyor.
Bilmem, anlatabildim mi?
...
Galiba sen bizi; irademizi sana ipotek ettirip, sadakat nikahı kıyan, azat kabul etmez kölelerin olarak görüyorsun ama Cüneyt Öztürk kardeşimin dediği gibi seninle olmak, sana katlanmak zorundamıyız; hiç de değil.
Mehmet Soral

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder