15 Temmuz 2016 Cuma

ISID'I ANLAMAK VE TETBİRİNİ ALMAK

ISID bütün bu vahşetine rağmen kendince hangi gerekçelere binaen gençleri yanına çekip, ikna edebiliyor; bunun alt yapısı, argümanları nedir. Bu konularda ülkemizde hala bir çalışma yapılıp da özellikle camilerimizde yeterince halka bilgi verilmediği kanaatindeyim. 
.....
Sürekli dile getirdiğim şeyi tekrar hatırlatmak isterim ki; Türkiye de din eğitimi, öğrenimi ve yaşamı maalesef algılar ve ritueller üzerinden oluyor, imani tarafı adeta görülmüyor. ''Namaz kılmaz, oruç tutmazsan Allah seni cayır cayır yakacak'' denilmesi alışa gelen din öğretisi. Korku temelli din öğretisi sadist insan yetiştiriyor. Allah korkusundan ziyade, Allah'a minnet duygusundan hareketle Allah sevgisini vermek lazım. Allah'ın şefkatini, merhametini; esirgeyen ve bağışlayan olduğunu anlatacak; dini bilgiler yanında fizik, kimya, biyoloji, matematik hatta uzay bilimlerine az çok vakıf insanların yetişmesi gerekiyor ki; insanları ikna edebilme kaabiliyetleri yüksek olsun.
...
Mesela sürekli sokak iftarları yapmak, teşvik etmek; olur, olmadık yere islam esettiğine dikkat etmeden camiler yapıp, adına dernek kurup, yanına da bir çay ocağı açarak akşama kadar geyik muhabbeti yapıp bir siyasi partinin arka bahçesi konumunda faaliyette bulunmak...
Mesela Allah'ın gücü ve kudreti üzerine derin sohbetlerin yapıldığı vaki olmadığı gibi bir mekan da bulamazsınız; tasavvuf denen şey zaten yoktur. Oysa malum kişinin inadı uğruna her tarafa imam hatip okulu açılacağına; bu okulların sayıları azaltılarak, nitelikleri artırılıp dini bilgisi müsbet isimlerden de beslenen; ikna gücü yüksek, özgüveni tam ve aynen ISID misyonerleri kadar sonuç alıcı; önce eğitilmiş sonra da eğitimci konumuna gelmiş insanların yetiştirilmesine şiddetle ihtiyaç vardır. Bu alanda yetişmiş insanların uzmanlıkları o kadar kıymetli olacak ki alacakları maaş da bunu teyid edecek kadar tatmin edici olacaktır.
...
Yaşadığımız modern çağın çelişkilerle dolu günlük yaşamdan kaynaklanan sorunlar karşında manevi dünyamızı ilgilendiren sıkıntılara adeta bir psikolok gibi cevap verebilecek "Dini sorunlara bakan" görevlilere ihtiyaç var. Klasik mantalite ile yetişmiş din adamları; modern çağ ile yeterince iletişim kuramadıklarından; dolayısıyla da sorunlarından da habersiz olduklarından özellike gençlerin çok zekice sordukları sorular karşında yetersiz kalabiliyorlar.
...
Mesela Türkiye de klasik din anlayışı perşembe aksamları yatsı namazından önce ertesi günün cuma olması nedeniyle cami minarelerinden "Sala" verilmesini çok önemsiyor ama gençlerin ISID veya sosyal bir yara olan uyuşturucu belasından nasıl korunabileceklerini sorun yapmıyor.
...
Bu ISID denen yapılanmanın menbağından ülkemize göç etmiş resmi 3 milyon, gayri resmi belki de 4 milyon insanın, üstelik de vatandaşlığa kabullerinden sonra ülkemizde yeni bir ISID menbağı oluşturmayacakları ne malum. Dolayısyla yukarıda tanımlamaya çalıştığım "Din hekimlerine" ihtiyacımız bugün var yarın daha da çok olacaktır; şimdiden tedbirini almak lazım.
Mehmet Soral