2 Kasım 2013 Cumartesi

AYNI ALLAH'IN KULLARIYIZ, ATİLLA'NIN TORUNLARIYIZ


Macaristan'ın 2. Büyük Partisi ve Macar İktidarının En Büyük Alternatifi TURANCI JOBBIK Partisi'nin Sayın Lideri VONA GABOR’i
01.11.2013 günü yani dün Marmara Üniversitesi Göztepe kampusu Konferans Salonunda ve bugünde, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfının misafiri olarak İstanbul Üniversitesi Avrasya Enstitüsünde büyük bir heyecan ve zevkle dinledim.

O’nu Türkiye-Macaristan maçında Macar gençlere açtırdığı ''bizde Atilla’nın torunlarıyız'' pankartı ile tanımıştık. ''Turan ülküsü’’nü misyon edinmiş, kendisini Atilla’nın torunu kabul eden ve tarihi geçmişe doğru iz sürüp, nihayetinde ''Ben de Atilla’nın torunuyum, ben de Türklerle akrabayım’’ demiş yollara düşmüş.

Son iki gündür kendisini dinledim. Aklımda kaldığı kadarıyla her iki toplantıda anlattıklarını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Kendi cümlelerinden;

''Sıradan bir Macar köylüsünün çocuğu olarak dünyaya geldim. Aynı zamanda tarihçiyim ve atalarımın geçmişini ve dünya tarihini okudum inceledim. Aslında tarihçi olmanın dışında bir düşüncem yoktu. Bu yolu ben seçmedim, Tanrı beni bu yol için seçti. Bir gün bir konferansa gittim. Bütün dinleyiciler yaşlı insanlardı. Konferans bitti, profesörlerden birisi aniden beni kürsüye davet etti. Çok genç birisi olarak dikkatlerini çekmişim. Heyecandan bacaklarım titredi. O zaman kürsüde ne konuştuğumu hala bilmiyor, hatırlamıyorum. Tek hatırladığım; büyük bir alkıştı. İşte o zaman bu işi yapmaya karar verdim.

İlk önce gençler arasında dernekleşme sürecine girdik. Düşüncelerimiz bu şekilde, Macar halkına anlatmaya çalıştık. Bir süre sonra partileşerek JOBBIK partisini kurduk. Bizi sürekli ırkçılıkla suçladılar. Ne zaman Macar halkından bahsedecek olsak siz ''Macarcılık’’ yapıyorsunuz dediler . Bunlar daha çok Liberal Macarlar ve Batı Avrupa milletleridirler.

Araştırmacılar İlk seçimlere girdiğimizde partimizin oylarının ancak %1 civarlarında olabileceğini iddia ettiler ama biz %14 oranında oy aldık. Aynı araştırmacılar aynı iddialarına devam ettiler ama biz oyumuzu ikiye katladık.

İki yılda bir Macaristan da Turan kurultayı düzenliyoruz. Yani Turan Coğrafyasındaki akraba Türk topluluklarının temsilcilerini bir araya getirerek; Atilla’nın torunları olarak birbirimizi tanımaya çalışıyoruz.

Arkadaşlar olarak hep aramızda konuşuruz, Türkle bir iki saat sohbet etsek ve iki sene sonra yine bir araya gelsek aynı sıcaklıkla sohbetimize devam edebiliyoruz ancak bir Fransız veya bir İngiliz’le mümkün değil, unutur gideriz.
Macar Halkının daima doğuya yönelmesi, Türkiye ve Türklerle işbirliği yaparken diğer Orta Asya Türk akraba ülkelerle de birbirimize yanaşmamız gerektiğine inanıyor ve bunu sürekli anlatıyorum.

Bugün ben buraya siyaset yapmaya veya Macaristan-Türkiye ilişkileri için gelmedim, sadece akrabalarımı tanımaya geldim. Sanki buradaki insanlarla her zaman berabermişiz gibi, ebetteki bunun bir manası var çünkü biz akrabayız. Sizlere ‘’Gül Baba’’nın selamlarını getirdim.

Bize gerek Macaristan da gerekse Avrupa parlamentosunda sürekli sorarlar, posta kutuma mesajlar gönderirler ki, ''sen niçin Müslüman, Barbar Türklerle beraber olmayı düşünüyorsun’’. Onlara hep şunu söyledim ki, tek kutuplu küresel bir dünyada akan kanın ve gözyaşlarının sebeplerinin kim ve neler olduğu konusunda biraz düşününüz ve empati yapınız. Özellikle ABD ve Batı Avrupa’nın bu konudaki suçlarının ne olduğunu fark edeceksiniz. İslam; insanlığa gelen en son medeniyettir. Nikah şahidim Yemenli Müslüman bir arkadaşımdı. Yemen halkı çok fakirler ama Allah’a çok yakın olduklarını fark ettim. Şu anda yanımda dört tane yardımcım ve samimi arkadaşım var dördü de Müslüman. Mavi Marmara olayını ve Filistin de yapılanları kınayan tek parti bizdik. Hıristiyan Macarlar, Müslüman Türkler, yani; Dinlerimiz farklı olsa bile; Atilla’nın torunları olarak, güç ve iş birliğini ''Turan Ülküsü’’nü gerçekleştirerek bunu başarabiliriz. TEK ALLAH’IN KULLARIYIZ, ATİLLA’NIN TORUNLARIYIZ. Umarım bu güzide topluluğu bir daha ki yıl Ağustos ayında düzenleyeceğimiz Türk Kurultayına bekliyoruz.

Türkiye’nin AB’ye alınacağına kesinlikle inanmıyorum. Alınmamasına gerekçe olarak söylenegelen, Türkiye’nin Müslüman bir ülke olması yalan bir hikâyedir. Almazlar, çünkü; Türkiye güçlü bir ülke. Güçlü bir ülkeyi almakla başlarına iş açmak istemezler. Macaristan AB’ye girdi ve Macar halkı olarak perişan olduk. Zayıf işletmelerimiz özelleştirme yolu ile Batı Avrupa sermayeleri tarafından satın alındı. Bir süre sonra bu fabrikalar kapatıldılar, binlerce işçimiz işsiz kaldı. Özelleştirme yoluyla milli sermaye, gayri milli hale geldi. Bir gün Türkiye’yi alırlarsa inşallah Macaristan’ı çıkarırlar(gülüyor). İnşallah bir gün Macaristan da yönetime geldiğimizde, Başbakan olarak ilk ziyaret edeceğim ülke Türkiye olacaktır. Türkiye ile birlikte Macaristan’ı doğuya açacağız, turan ülküsünü gerçekleştireceğiz.

Bugün Dünya’nın bir çok yerinde Atilla’nın torunlarına zulüm yapılıyor. Hep Atilla’nın torunları mı bedel ödeyecekler. Özellikle bugün ''Sekel Türkleri’’ kimliklerini ve kültürlerini kaybetmek üzereler. (Romanya’nın Sekelistan bölgesinde yaşayan Türkler)Sizlerden bir ricamız da Sekel Türklerinin sesini duyurmanızdır.

Yaşasın Türk ve Macar Halklarının kardeşliği.
….
İşin doğrusu; özellikle son yirmi yıldır Turan Ülküsünden bahsedilmemişti. (Özellikle Türk Dünyası Araştırmaları Vakfını tenzih ederim) Doğrusu çok tuhaf oldum. Hem sevindim, hem utandım. Sevindim; Turan ülküsü tekrar telaffuz edilir oldu. Utandım; Türkiye Türklüğüne ne oldu da, daha Türklüğünü bile henüz kabul ettirme mücadelesi veren bir ‘’Macar delikanlı’’, ''Turan Ülküsü’’nü gerçekleştirmeyi misyon edinmişti. Ama çakmak çakmak bakışları olan bu yiğit delikanlı o kadar mütevazi ki, bu işin liderini de liderliğini de Türkiye ye bırakıyor, bu işte öncümüz, kılavuzumuz Türkiye olacak diyor.

Gabor’un her cümlesinin sonunda özellikle %80’i gençlerden olan dinleyicilerin yoğun alkışları vardı. Bu gençlerin hepisi samimiydiler, Milliyetçi ve Türkçüydüler. Gabor’a inanmışlardı. İnanmışlıktan gelen ''bağırmaya’’ hasret kalmış milliyetçisi, Türkçü gençlerin sinirleri boşaldı, adeta rehabilite oldular, ben de.
Anadolu Türklerinin ve ben liderim diyenlerin, Sayın Başkan Gabor’dan ders almaları gerekir. Öyle gözüküyor ki, ''Turan ülküsü’’ Türkiye den çok önce Macaristan da iktidara gelecek. Girdiği ilk seçimde %14 oy alan parti, bir sonraki seçimde oylarını iki katına çıkarmış. Demekki Sayın Başkan Gabor Macaristan da Macarların Türk ve Atilla’nın torunu olduklarını daha inandırıcı anlatmış. Oysa bizler Türkiye de Türkmüyüz, Türkiyelimiyiz kavgasını veriyoruz, daha doğrusu beceremiyoruz. Türkiye de Türklere Türk olduklarına inandıramamışız. Vah ki, vah… varsın vebal altında olanlar düşünsün. VONA GABOR başkanı izlemeye devam.

Aynı Allah’ın kullarıyız, Atilla’nın torunlarıyız.
Mehmet Soral