17 Aralık 2013 Salı

NE HOŞ BİR GÜRÜLTÜ


Evet, son 11 senedir Ergenekon, Balyoz davaları ile beraber en son bugün şahit olduğumuz Operasyondan sonra; iktidar olanın başka, muktedir olanın başka olduğuna hep beraber şahit oluyoruz.

Demek ki iktidar olmakla muktedir olunmuyor. Muktedir olmak bir yerde iktidarda kalabilmenin savaşımıdır aslında.

İktidar; dershaneler meselesi ile aslında ne eğitimi düşündü ne de çocuklarımızı. O, aslında ne kadar muktedir olduğunun testini yaptı ve bugünde en sonuncusuna şahit olduğumuz operasyonla; testin getirdiği sonuçları görüyor, izliyor ve muhtemelen de analiz edecektir.
Büyük iş adamları, belediye başkanları, banka genel müdürleri, bakan çocukları...kimler yok ki operasyonun içinde.
vay be.
Bense emekli bir baba olarak; gurbete okumaya giden, harçlığı biten oğluma, ek harçlık sağlayabilmenin çırpınışları içindeyim.

Kim ki, hak, hukuk ve adil olmak adına zerrece emek sarf ediyorsa, Allah onun yar ve yardımcısı olsun. O kişi; hangi mezhep, meşrep, kim ya da kimden yana olursa olsun, benim nezdinde muteberdir.
Hak, hukuk ve adalet...
Eğer yapılanlar bu değerler içinse, gelecek bize ümit vaad ediyor demektir.
Ancak işin içinde güç kavgası varsa; her ne kadar malum operasyonda nefsimizi okşayan bir güzellik, hislerimize tercümanlık seziyorsak da, ülkemizde bir kaosun tetiklenmesi riski de var demektir. Sebep; kuvvetler arası güç savaşımı.
Ancak beni endişelendiren, acaba diyorum bütün bu yapılanlar; bir güce omuz vermekten vazgeçip, diğer bir güce omuz vermeye niyetlenmenin tezahürleri midir? Karşılıklı olarak taraflar birbirlerine ''iblis'' sıfatlarını yakıştırdıklarına göre kavganın hayli şiddetlendiğini fark edebiliyoruz.
''İman işi '' ile ''siyaset yapa'' işi ne zaman ki birbirlerini idare eder, birbirlerinin işine karışır oldular, taraflar hiçbir zaman abad olamadılar. İlk dört halifenin üçünün katledilmeleri de işte bundandır.
O nedenle ''iman'' dan hareketle oluşan kümeleşmelerin(cemaatleşme), siyaseten kümeleşenlerin içine karışması veya yol arkadaşlığı yapması bal arısı peteğine, eşek arısının sızması gibi bir duruma neden oluyor. Maalesef bal arısı peteğinde binlerce arı olsa da, içine sızan eşek arısı sayesinde kovan sönecektir. Kaçınılmaz akıbet budur. Çünkü her iki mahlukun da varlık sebepleri farklı.

Bu arada şunu da belirtmek isterim; MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin ''dini küme''lerden uzak durmasını, onlarla dirsek temasında bulunmak istemeyişini bugün şahsen daha iyi anlayabiliyorum. Çünkü o çok iyi biliyor ki; Türk milliyetçiliği Hareketinin kırılma noktası; mensuplarının imanlarının sorgulanması ile olmuştur. Oysa Türk milliyetçiliği hareketi; ''iman-i'' sorgulamanın bir sonucu değil, siyasi gelişmelerin, sorgulamaların bir sonucu doğmuş harekettir. Başlangıcı da Balkan Savaşlarına kadar gider. Bu nedenle Sayın Bahçeli belki de bu sınavı(iman sorgulaması) yaşamış bir hareketin lideri olarak temkinli hareket ediyor olabilir.
İnşallah bütün yapılanlar hak, hukuk ve adalet içindir.
Mehmet Soral
soralmehmet@hotmail.com