11 Ocak 2017 Çarşamba

TENTENİN GÜCÜ DEMOKRASİMİZİN YÜKÜNÜ TAŞIYAMADI

Cami avlusunda kurulan tenteler yağmur ve güneşe karşı altında toplanan insanları korumaya yönelik olup, üzerinde toplanan tonlarca ağırlıktaki kara karşı mukavemeti yoktur. O an için cenazeye gelen insanlar cami çevresini gözden geçirip, tedbirler düşünemezler ancak daimi cemaat veya caminin imamı, ya da her camide olduğu gibi dernek yönetimi nasıl olurdu o tentenin tonlarca ağırlıktaki kar yığınını kaldıramayacağını düşünmezler. Sorumluluk duygusu sahibi imamları tenzih ederim ancak malum kazaların tedbirsizlik ve imamların "Giy cübbeyi kıldır namazı; namaz bitti çıkar cübbeyi koş ek işe" koşuşturması olunca doğal olarak caminin orasına, burasına bakıp kontrol etme fırsatları olmuyor sanırım. O tenteler otomatik açılır, kapanır bir mekanizma ile çalıştığına göre niçin kumandaya basılıp, toplanmamış. Bunun için geç kalınmış ise niçin altına destek koymamışlar. Köy Derneğimiz terasındaki aynı düzeneği toplayarak tedbirini almıştım. Geçen sene de kar ani bastırınca bu sefer tentenin altına kalaslardan destek koyarak, tedbirimizi almıştık. 
...
İşte Türkiye ortalaması bu. Sonra da her vesile ile zırt, pırt "Millete gidelim, millet karar versin" derler. Yahu Müslüman şuurlu olur, tedbirli olur; günde beş defa bir araya gelen yüzlerce Müslümandan bir tanesi dahi "Bu tente bu kar yükünü taşıyamaz" diye nasıl aklından geçirmemiş olabilir. İşte Müslüman insanımızın bu genel durumu Türk milleti ve devletinin bugünü ve geleceği için verilen kararlarda kesin belirleyici unsurdur. Gündemimize ilişkin "Partili Cumhurbaşkanlığı" sistemi için yapılan anayasa değişikliği çalışmaları karşında halkın tutumu; aynen cami avlusundaki tentenin üzerinde toplanan kar yükünün cemaat tarafından ağırlığının neden olabileceği tahribatı fark edememe durumunda olduğu gibi. Allah korusun tentenin; demokratik olgunluğumuzu ve bilinç düzeyimizi taşımaya gücü yetmeyebilir. 
...
Onun için ben diyorum ki; madem ki ''Türk Tipi Başkanlık''tan dem vuruyorsunuz, biraz daha orijinallik katalım buna. Mesela bilinç düzeyini ölçen bir kat sayı belirlensin ve o katsayının çarpan etkisi kişinin kullandığı oya yansısın veya oy kullanacak insanlara sandığın başına gitmeden önce Türkiye'nin başkenti ve o anki Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve iki tane de muhalefet liderinin ismi sorulsun. Bu sorulardan en az üç tanesini bilene ''Geç, oyunu kullanabilsin'' densin. Vallahi bu uygulama evet dünyanın hiç bir ülkesinde yoktur. Ne de güzel Türk tipi olur değil mi? 

...
AKP' birisine diyorum ki ''Partili Cumhurbaşkanı 15 üyeli Anayasa Mahkemesinin 13 üyesinin seçiminde inisiyatif sahibi olacak. Bu mahkeme Cumhurbaşkanının atadığı bakanı tarafsız yargılayabilir mi'' dediğimde ''Olur mu öyle canım...'' diyen birisi ile benim aramda ikimizin bilinç düzeyini ölçen ve ''Kıymetimizi'' adil ortaya koyan bir ölçme, biçme mekanizması olmalı diyorum. Bence bu düşüncem ''Türk Tipi Başkanlık''a iyi yakışır. Erdoğan'ın her dediği oluyor da bir de benim dediğimi önemseyin canım. Yönetimde ve riskleri karşılamada istikrar garantisi veriyorum.
Mehmet Soral
soralmehmet@hotmail.com