7 Haziran 2016 Salı

KAYSERİ ÇIKARMNASI VE MERAL AKŞENER

"Vay be!.. Paralel ne kadar da para dağıtmış ola ki; parayı kapan Kayseri'ye Meral Hanım'ı dinlemeye gitmiş" 
.....
İnanın ki üç aşağı, beş yukarı aktroller, onların algısına teslim olmuşlar ve aylardan beridir esen rüzgarı fark edemeyip, harmana yün serenler şunu fark edecekler ki; koskoca harmandan bir yastıklık yün bile kaldıramayacaklar; rüzgar hepsini alıp, götürmüş okacak zira.
...
Meral Hanım'ın Kayseri çıkarması müthişdi. Dakikalarca ve bir metne bağlı kalmadan, kitlelerin heyecanını kontrol ederek sürekli ama sürekli konuşmak; bunu yaparken konuşma platformunun her alanını yürüyerek kullanmak; insanların düşündüklerini, duymak istediklerini hissetmek ve zihninde planını yapıp, maksimum heyecan ve mutluluğu sağlayarak siyaseten beklenen neticeyi almak . İşte bunu becerebilenler ancak lider olabilirler. 

...
Bir metne bağlı olarak atılan nutuklarda kitle ile göz teması sağlanamayıp, vücut dili kullanılmadığından metnin içinde geçen  söylemler çok güçlü olsa dahi doğaçlama usulü yapılan konuşmanın verdiği hazzı vermez. Tabi ki doğaçlama usulü yapılan konuşmanın verimli olmasının geri planında hitap edenin bilgi ve birikimi ile bunların sağladığı özgüven duygusu vardır. 
...
Aslında biz Ülkücüler yıllardan beridir gerek açık hava toplantılarında, gerekse kapalı salon toplantılarında bizlere doğaçlama usulü, gözlermizle temas kurup vücut dilinin de kullanılarak hitap edilmesine ve doğal olarak heyecanlanıp, coşmaya açız. Meral Hanım'a karşı teveccühün nedeni de bu acıkmışlık hissidir. Belki de Meral Hanım'ın en büyük avantajı acıkmışlık hissinin yani değişim talebinin zirvesinde işe soyunmuş olmasıdır. Ümit Bey de zamanlamasını yapabilseydi şüphesiz o da aynı heyecanı kucaklayabilir, karşılık görebilirdi; keza Sinan Bey için de benzer şeyleri söyleyebiliriz. Koray Bey daha önce ülkücü iradenin huzuruna çıkmış olması, kendisine verilen şansı kullanmış olması; ''Başkalaşmadan değişim'' talebinin estirdiği rüzgarın öncüsü olma konusunda özellikle diğer üç aday kadar şaslı değil. Ayrıca Koray Bey'in somut bir delile dayanmadan, algılar üzerinden Meral Hanım'ı paralel yapı ile ilişkilendirmesi; en azından nezaket kuralları gereği kendisini zora sokmuştur; ülkücü vicdanda da tasvip görmemiştir.  
..
Şunu fark ettim ki; MHP yönetimi veya daha doğrusu Sayın Devlet Bahçeli yıllarca ülkücüerin gücünü fark edemediği gibi, adeta bir cendereye sıkıştırarak içlerinden gelen sloganı dahi artırarak, rahatlamalarına fırsat tanımamıştır. Sanki ülkücü camia yıllarca özlemini duyduğu "Bizde varız, biz de iddialiyız" sözünü haykırmak için Kayseri'ye gitmişlerdi.
....
Kayseri toplantısı ile bu işin tamam olduğu herkes tarafından görülmeli ve bundan sonra da camianın artık yıpratılmasına fırsat verilmemelidir.
...
Bu heyecanı "Cemaat gazozu"na bağlamak kesmez, bence daha başka mazeretler üretsinler; mesela ne diyelim..... "At yorgundu" desinler.
Mehmet Soral

soralmehmet@hotmail.com