Bu da bizim fıkramız
Sene, muhtemelen 1999. İstanbul'da Boğaza nazır mükemmel bir MHP
teşkilatımız var, en büyük mütivasyon kaynağımız İstanbul İl başkanımız
rahmetli Mehmet Gül ve Üsküdar İlçe teşkilatımız.
...
Teşkilatımız bir Ülkü Ocağı gibi gençlerle dolup, taşıyor. Sürekli olarak düzenli seminerler veriyoruz.
...
Bu arada eğer yanlış hatırlamıyorsam, Tonyalı bir hocamız da zaman
zaman gelip dini sohbetler veriyordu. Hocamıza baştan söyledik ''Hocam
teşkilatımızda küfürlü konuşmak yasak, eskaza her kim ki ağzından kem
söz çıkarırsa kumpara girişte, gider küfür başına para atar''.
...
Malum Hocamız Karadenizli illaki bir şekilde ağzından kaçırıyor; o
kaçırır kaçırmaz hep bir ağızdan ''Aman hocam...'' der demez, gençler
kumparayı getiriyor, hoca parayı atıyor.
...
Bir böyle oldu, iki
böyle oldu derken; bir gün hoca ''Beyler bu böyle olmayı, ikide bir
lafimu keseysinuz, alun pakayum şu peşinatu, sözümü de kesmayun
pirdaha''
Vay efendim, yeni oluşum parayı nereden buluyormu.
Efendim neymiş; Meral Akşener ve ekibi parayı nereden buluyormuş. O
zaman ben de şunu soruyorum; rahmetli Mehmet Gül İl Başkanımız olduğu
yıllarda, Üsküdar İlçe teşkilatına uğramadan, kurmuş olduğumuz Üsküdar
Boğaz Bölge teşkilatımıza gelerek teşkilatımızı onurlandırmasının sebebi
neydi. Çünkü teşkilatçılık anlamında başarı üstüne başarı
gösteriyorduk.
...
Düzenlediğimiz futbol turnuvaları en az ikibuçuk ay sürüyordu. Motivasyon kaynağımız ilçe ve bölge teşkilatlarının koordineli çalışması, teşkilat disiplini ve her şeyden önemlisi yarınlarımız için umudumuzdu.
...
İktidar olabilme özleminin yarattığı sinerjisi ile dernek ve sivil
toplum örgütlerinin katılımı ile düzenlediğimiz futbol turnuvaları gelir
kaynağımızdı. Aylık aidatlarımız yanında, ağzından küfür çıkan her kim
olursa; teşkilat kumparasına para atıyordu.
Şimdi soruyorum size Balgat müdavimleri; bölge teşkilatı olarak üç
katlı bir binada senelerce istihdam ettiğimizde bize veya bir başka
teşkilatımıza kaç kuruş gönderdiniz.
...
Bütün mesele
inanmışlık ve adanmışlık meselesidir. Atalarımız ne demiş, "At sahibine
göre kişner". Merak etmeyin, biliyoruz gene de kolay olmayacak ama
inanmışlık ve adanmışlık finans sorununu çözecektir. Ama inanın ki çok
üzülerek belirtmek isterim ki Balgat olarak bütün teşkilatların
masraflarını karşılasanız bile koltuğa oturacak bir inanmış adam dahi
bulamayacaksınız.
MHP den niçin ümidimi kestim?
Benim MHP den ümidimi kesmem, hatta yirmi yıl sonra aldatıldığımı
hissetmem; elbette sadece Genel Başkan ve yönetiminin yetersizliği
olmayıp; MHP'nin, Türk milliyetçiliği ana gövdesi üzerine inşa edilmiş,
banisinin de Atatürk'ün olduğu T.C Devleti'nin kurucu felsefesini terk
ederek, millet iradesinin doğrudan temsil edildiği parlamenter(600
milletvekili masada tuzluk konumunda olacaklar) sistemi devre dışı
bırakıp, yasama, yürütme ve yargı gibi tüm güçlerin her türlü tasarrufunun
tek kişinin inisiyatifinde olduğu "Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi"ne
geçilmesinin doğrudan baş sorumlusu olmasıdır. Şunu kesinlikle bir yere
not edelim ki; bu ucube sistemin başımıza musallat edilmesinin mucidi
Sayın Devlet Bahçeli dir. Dolayısıyla bu manada Sayın Devlet Bahçeli'nin
sorumluluğu Sayın Erdoğan'dan çok daha fazladır.
...
Dolayısıyla, sistemin kalıcı olmasına mani olmak, AKP-MHP ittifakının
neden olduğu ve 2019 seçimlerinde yapacakları muhtemel ittifak ile
tekrar cumhurbaşkanlığını kazanmaları durumunda neden olabilecekleri
tahribatı durdurabilmek adına ana dinamosunu Türk milliyetçilerinin
oluşturduğu, merkezi de kapsayan ve birinci sloganı "Güçlendirilmiş
Demokratik Parlamenter sisteme geçmek" olan partileşme sürecine
vatansever herkesin omuz vermesi, destek olması devletimizin ve
milletimizin istikbali için elzemdir.
...
O zamanlar bu
teşkilatlara ''Biz para göndermediğimiz halde bütün bunları nasıl
yapabiliyorlar'' diye sormayanların; şimdi aynı teşkilatçıların benzer
şeyleri yapmalarını sorgulamaları çok garip, tuhaf hatta hadsizlikdir.
Mehmet Soral
soralmehmet@hotmail.com