29 Mayıs 2016 Pazar

29 MAYIS FETİH RUHU ARTIK ''ÖZELLEŞTİ''

Vallahi ben de biliyorum, düşündüğümü mantıksal olarak tasvip etmiyorum ama ne yalan söyleyeyim duygularıma da hakim olamıyorum.
...
Zatı muhteremin uhdesinde gelişen, inisiyatifinde organize edilen her şeyden; bayram da olsa, fetih kutlaması da olsa içimde bir bıkkınlık, hatta nefret hissi uyanıyor.
....
Bir haftadır istanbul fetih kutlamasına hazırlanıyor. Cuma hutbelerinde ilan edildi. 
 Cami kapılarında bildiriler dağıtıldı. Bildiride hakim görüntü zatı muhteremin resimiydi. Adeta milli bir gün "Özelleştirilerek" bir faninin egosunun tatmini için araç haline getirildi. Bu organizasyonda kendime ait bir şey hissetmiyorum; dolayısıyla da katılmayı düşünmüyorum. 
...
Bu sene 23 Nisan Bayramı'nın bir gün öncesi Cuma gününe denk geldiği halde hutbesinin konusu  23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak seçilmemişti. Bu kasıt ve daha bir çok benzerleri kin, öfke ve nefretimin tetikleyici unsurlarıdır.  
...
23 Nisan Bayramı belkide kendi meşrebine uygun nutuklar atmasına vesile olacak  değerde bir "Kültür" olmadığından veya bu bayramın anlamının; Türk için, Türk"e göre ve Türk'ten gelmesi hasabiyle daha çok milli referansa değil, dini referansa atıf yapılarak homojen bir yapı olarak gördükleri yeni Osmanlıcılık heveslerine uygun Fetih kutlamalarını tercih etmiş olabilir.
..
Atılacak nutuk belli, "Ey... " diye başlayıp, muhalefete giydirmeler; Lazı,Arabı Çerkezi, Kürdü... diye devam eden ve nihayetinde Türk milletini oradan, buradan, şuradan tesadüfen bir araya gelmiş homojen olmayan bir topluluk mertebesinde indirgeyerek; Cumhuriyet ve Türk milletinin kazanımlarını inkar, o da yetmez aşağılama nutukları ile nihayetlenebileceğini az çok tahmin edebiliyoruz.

 ...
Ancak şöyle çevremi yokladığımda; baktım ki bu halden çok insan muzdarip. 23 Nisan Milli Bayramımızı kutlamaktan elliiki türlü dalavere çevirip, nihayettinde şehitlerimiz bahane edilerek vaz geçilmesinin arkasındaki gerçek; 23 Nisan 1920 de doğrudan parlementer sistemin ilan edilmiş olması ve zatı muhteremin bundan vazgeçip, başkanlık sistemine geçmek istemesidir. Öyle ya; başkanlık sistemini savunurken parlementer sistemin bayramını kutlamak abesle iştigal olacaktı.
....
Yakında cuma hutbelerinde imamlar sözlerine "zatı muhterem buyuruyor ki....." şeklinde başlayıp, devam ederse hiç şaşmam. Her cumaya gittiğimde "Bakalım zatı muhterem bugün bize neyi empoze ettirecek" diye aklımdan geçer. Bu psikolojik halin sadece bende olduğuna kesinlikle inanmıyorum. Toplumda ayrışmanın yansımaları ta Cuma hutbelerine ve ibadet anında dahi insan zihnine sirayet edip, meşgul edebiliyorsa toplumsal bir travma yaşıyoruz demektir. Bu durumu hiç de hayra alamet görmüyorum. Türkiye de siyasal otoritenin bir merkezde olması ve otoriter bir kişi ile temsil edilmesi yaşanan toplumsal travmayı sürekli besliyor.
....
İşte bu nedenle MHP de değişim talepleri sadece MHP ve ülkücü camiayı değil milletimizin her kesimini ilgilendiriyor. Allah"ın izniyle kongre yapılıp, MHP de yeni bir süreç başladığında; siyasi otoritenin inisiyatifi bir başka parti tarafından da paylaşılacağından toplum rahatlayacaktır. İşte bu nedenle iktidar partisi de MHP'de ki değişim taleplerine karşı mevcut adaylarla ilgili yalan, yanlış, iftiralarla ellerinden geleni arkalarına koymuyorlar.
Mehmet Soral

soralmehmet@hotmail.com