30 Temmuz 2014 Çarşamba

KADININ KAHKAHASI

İşledikleri günahların vebali altında kıvrım kıvrım kıvrananların katran ziftli vicdanları; yüzlerine dahi bakamadıkları hanımlarının, eşlerinin somurtkan çehrelerini; başkalarının hanımlarında da görmek istediklerinden; ''bayanlar iffetleri gereği kahkaha atmamalılar'' diyerek; kadını ilelebet mutsuzluğa itip, coşkusuna gem vurmak istiyorlar. Bari bunu demişken, bütün kadınların sünnet olmalarını da tavsiye edin, hatta kanuna bağlayın. Bu tavsiyelerinizi bilmem nerelerinize kıl olmak isteyenlerinize yapabilirsiniz, onlar size yeter de artar bile ama benim ailemin derdi, senimi gerdi? Kadının kahkahası seni rahatsız ediyor da, yüzlerce evladımız bonzai denen illetten ölüp gidiyorlar, birşeyler söyleyeceksen bunlar için söylesene.

Behey dangalak, sen nereden bilirsin ki; eşimin kahkahası benim hayat iksirimdir. Ailenizi sarmış karabasan, milletide mi sarsın istiyorsunuz?
İçten gelen bir kadının kahkahası, senin akıttığın sahte gözyaşlarından dahamı basit?
Ulan sana inat her günün sabahında hanıma kahkaha attıracağım, sarılacağım ve haykıracağım; iyiki varsın diye.
Sizler bütün bunları yapamamanın kıskançlığı içinde maf olup gideceksiniz.
Zavallılar.....
Mehmet Soral

TAYYİP ERDOĞAN İLE BAŞEDEBİLMEK

Özellikle Üniversitelerde sosyoloji bölümlerinde yüksek lisans yapmak isteyen öğrencilere ''Din ve algılama becerisi; Din ve zeka; Din ve algı yaratma; Din ve sürü psikolojisi; Din ve sadakat; vb.
gibi başlıklar altında yüksek lisans tezleri hazırlamanızı tavsiye ederim. Bu seçimleriniz, hem dikkat çekici hemde ülkemize yararlı olacaktır diye düşünüyorum.

Şunu fark edebiliyoruz ki, özellikle ülkemizde siyasetin biçimlenmesi ve yönlendirilmesi dini argümanlar ile yapılmış; her ne şekilde olursa olsun, alınan bütün sonuçlar bu argümanların olumlu, olumsuz; suistimal edilerek ve doğrudan kullanımı ile olmuşur. İlmi, sosyolojik temellere dayanan argümanlarla siyaset yapılmadığı, yapılsa bile bugünkü Türkiyenin siyasi ve politik gerçekleri ile müspet bir sonuç almanın mümkün olamayacağı aşikar.

Eğer iktidar partisinin bir mensubu ''atıyorum twıter'dan her sabah bir mesaj; bakaradan, makaradan...'' ya da ''biz peygamber kadar bile kibirli olmadık'' diyerek Peygamber Efendimiz'i küçümseyen veya kendilerini onunla kıyaslama terbiyesizliğini gösterirken veya maksatları bu olmasa bile düşüncelerini anlatabilme beceriksizliğini ancak bu kadar rezilce yapabilenleri iktidara getiren, ''çalıyorlarsa, iş de yapıyorlar'' diyerek, hırsızlığı meşrulaştıran, ''hayır işlerinde rüşvet mübahtır'' diyenlere inanan halk; hala sorgulama yapmayıp, olup biteni gayet normalmış gibi kabul edip, sineye çekebiliyorsa; halkın psikolojik halini dinen de normal kabul etmek mümkün olmadığı gibi, sosyolojik olarak da ciddi bir vaka olduğu açık.

Ezanın Türkçe okutulmasına gösterilen tepkinin yarattığı sonuç ile ''bakaramakara ve kendilerini Peygamber Efendimiz ile kıyas'' meselesini karşılaştırdığımızda; bu insanların imanından şüphe etmemek mümkün mü? Tepkisizlikleri normal ise imanlarından şüphe etmemiz gerekir, imanları tam ise bu durumda tepkisizliklerinden şüphe etmemiz gerekmez mi?

Değerli dostlar bütün bu olup bitenleri nasıl değerlendirdiğinizi tahmin edemeyebilirim ama kanaatim şu ki;
Tayyip Erdoğan'ın yarattığı algı ve buna bağlı operasyonları o kadar güçlü ki;
Bugün '' Hz. Muhammed diye bir Peygamber yokmuş, bizi kandırıp inandırmışlar'' dese; kendisine yüksek sadakatla bağlı olan AKP seçmeninin tepki göstereceğinden şüpheliyim. Maalesef işte bu Tayyip Erdoğan'ın bir başarısıdır. Sorgusuz, sualsiz; sonsuz sadakat. Bu haşşaşiliğin çağımız versiyonu değil de nedir?

Şimdi ben bu cümleleri kullandım diye, Peygamberimize ve ayetlerimize hakaretlere tepki göstermeyenler beni linç etmeye kalkışacaklar. Kendilerine doğruyu da anlatmakta zorlanacağım, çünkü ''bilmediklerini bilmiyorlar''

Türkiye'nin sosyolojik gerçeği budur ve bundan sonraki siyasi mücadelelere bu sosyolojik gerçek dikkate alınarak devam edilmelidir.
Kesinlikle inanarak söylüyorum ki; MHP, CHP ittifakı Türkiyeyi ve Türk milletini kurtaracağı gibi aynı zamanda İslam Dinini de özellikle son otuz yıldır kan, gözyaşı, ızdırap, cehalet, savaş algısından kurtaracaktır. 2015 yılında yapılacak genel seçimlere bütün bunlar dikkate alınarak hazırlanılmalıdır. Tunceli de bir MHP'li isek hiç tereddüt duymadan CHP ye, Kastamonuda bir CHP'li isek yine hiç tereddüt duymadan MHP ye oy verebilmeliyiz. Bu taktik Erdoğan'ın bütün algı operasyonlarını tarumar edecektir ve anlıyoruz ki kendisini en çok rahatsız eden de budur