13 Ekim 2016 Perşembe

AHMET KALELİ UÇMAĞA VARDI

Değeli Gönüldaşlar,
1978 yılında uğradığı silahlı saldırıda vücudunda oluşan tahribat sonucu  38 sene boyunca ve bilhassa yüzüstü yatağa mahkum olarak yaşamak zorunda kalan Ülkücü Gazimiz Ahmet Kaleli ağabeyim Hak'a yürüdü.  

Cenazesini bugün öğlen namazına müteakip Üsküdar Yeni Valide Sultan Camiinden  kaldırılıp,Çengelköy Mezarlığına defnettik. 
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun. Başta ailesi olmak üzere tüm ülkücü camiamızın başı sağ olsun.


Ozan Arif şöyle der; 

"Büyük ruhlu insanda,
Büyük büyük dert olur.

Mert olan insanların,
Talihi namert olur..."

Ahmet abim aynen bu dötrlükte tarif edildiği gibi bir dava adamıydı.

Ahmet abim iyi bir ülkücü, Türk milliyetçisi olduğu gibi aynı zamanda iyi bir mümin ve Alpren di. İbadetlerini aksatmaz, namazlarını kılardı. O kendini ölüm denen gerçeğe o kadar hazırlamıştı ki; yoğun bakımda o psikolojik halde dahi gözgöze gelmese bile sesini duyduğu herkesten bilhassa helallık almaya çok özen gösterdiğine şahit olduk. Musalla taşındayken bir yakını tarafından okunan vasiyeti ve özellikle ülküdaşlarına vasiyeti çok anlamlı ve o kadar da manidardı. Kısaca ebedi yolculuk için valizini hazırlamış bekliyormuş sanki.

Özellikle ''Dava'' adına yanlış giden hususlarda haykırırcasına söyleyebileceği çok şey olduğu halde; daima sükut ederek mümkün oldukca ortalığı yatıştırmaya ama ille de adamın adamı değil, davanın adamı olunması gerektiğini öğütlemiştir. Mağduriyetini ne suistimal etmiştir, ne de etmek isteyenlere cesaret vermiştir. Her defasında ''Abi bir resmimizi alalım'' dediğimde ''Memedim boş ver, gerek yoktur'' diyerek resmini bile paylaşmamıza müsade etmezdi. O'nun bu hassasiyetinin nedenini elbette kendisini yakinen tanıyan anlayabiliyorduk. 
...
O'nu ülkücü olup da oraya, buraya, şuraya savrulmuş herkes ziyaret ederdi. Mümkün olduğunca herkes ile diyalog halindeydi. Hareket içinde gruplaşmalardan kaynaklanan karşıtlığı kaşımak isteyen ve güçlü bir referans olarak yanlarında görmek isteyenlere de fırsat vermemiştir. Daima derleyici, toparlayıcı ve nihayetinde bütünleştirici olmaya gayret göstermiştir. Dava adına yaşanan siyasal dalgalanmaları sürekli haberdar olmuş, takip etmiştir ama taraf olmamaya sürekli özen göstermiştir.
...
Samimi bir dava adamı daha bu dünyayı terk edip, uçmağa vardı. Allah Ahmet Abime yeni çıktığı yolculuğunda yolunu açık etsin, menzilini cennet eylesin, Pegamber Efendimiz (S.A) ile komşu kılsın inşallah.
Mehmet Soral
Soralmehmet@hotmail.com




DOKUNMAYIN BENİM KABATAŞ'IMA


Hayatımda gurur duyduğum aidiyetlerimden birisi Allah'ın beni Müslüman ve Türk olarak yaratması; bir diğeri ise Kabataş Erkek Lisesi mezunu olmamdır. Ancak ne gariptir ki her iki aidiyetlerimle birileri uğrayaşıp, bu değerler üzerinden düşmanlıklar üretiyorlar.
....
"Proje okullar" adı altında sınıflandırılan okullar arasında Kabataş Erkek Lisemiz de var. Bu okulların ortak özelikleri; yine bu okullarda kendilerine özgü Kurumsal kimliklerinden ve zenginlillerinden kaynaklanan cumhuriyet değerleri ve kazanımları ile barışık, hatta bu kazanımlarını daha sonra hangi fakültelere giderlerse gitsinler; hangi makamlara gelirlerse gelsinler; koruyan, kollayan nesiller yetişmesidir. Işte bütün mesle bu tür yetişen nesillerin önüne set kurup, devamlılığına mani olmaktır. 
...
Hükümet, daha doğrusu AKP iktidara geldiğinden beridir sürekli "Cumhuriyet değerleri ve kazanımları ile barışık" kurumların karşına sürekli kendi alternatiflerini oluşturmak istemişlerdir. Bunu gelenek haline getirdiler. Mesela basın ve medyada bunu yaptılar, "Yandaş Medya" yı oluşturdular ancak bütün desteklerine rağmen aslının "Muadili" olamadılar; kendileri de dahil Habertürk, CNN Türk ve NTV'yi izlemeye devam ediyorlar. 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı millete hitap etmek için A Haberi değil, CNN Türk'ü tercih etti. Eğitimde de "İmamhatipleşme"de yoğunlaşma sağlanarak "Kabataş Erkek, İstanbul Erkek. ..vb muadili okullar yaratmak istediler ama gene istediklerini elde edemediler. Bu sefer bu okullara doğrudan müdehale ile "Mademki İmam Hatipleri istediğimiz seviyeye getiremedik öyleyse kıskandıklarımızı ortadan kaldıralım" dediler. Bütün bu yapılanlar açıklamaya çalıştığım niyetlerinin fiili uygulamalarıdır.
...
Ey muhteremler size bir şey söyleyeyim mi; niyetiniz bu ise boşuna uğraşmayın. Kabataş Erkek Lisemizin kurumsal eğitim şifrelerini sadece biz biliriz. Kozmik odalarındaki eğitim sırrını bilir, anlatılanları da sadece biz anlarız; çünkü sadece bizim kafamız basar o anlatılan ve söylenenleri. Sen hiç bilip, anlayabilirmisin ki; dersanemizin beş metre yükseklikte tavanındaki süslemedem önce beynimize, sonra da kişiliğimize doğru akıp gelen sinerjinin sırrını veya küflü duvarlarından hergün içimize çektiğimiz ancak 150 yılda değerini bulmuş en değerli parfümün üzerimize sindiğini.
Boşuna uğraşmayın; ne bu parfümü üretecek kabiliyetiniz var ne de zamanınız.
Mehmet Soral

soralmehmet@hotmail.com