Vahşice bir cinayete kurban giden ABD’li Sarai Sierra
sayesinde dünyanın ve ülkemizin gözbebeği güzel İstanbul'umuzun özellikle ''surlar
bölgesin''nin içler acısı durumunu gördük ve kahrolduk. Bizans Surları adeta
gözden çıkarılmışlar, yine ''gözden çıkarılmış insanlar''ın kullanımlarına
terkedilmiş. Düşünebiliyormusunuz? İstanbul'un en güzel yerlerini istediğimiz
gibi gezip, ziyaret edemiyoruz. Geçtiğimiz aylarda Kumkapı sahiline, surların
önüne arabamı park edip, Küçükayasofyadaki Hoca Ahmet Yesevi Vakfı'na gidene
kadar korkudan hızlı yürümekten ''bacaklarımın dermanı'' kesilmişti. Bütün
tinercilerin bakışlarını üzerimde hissetmiştim adeta. Van da ''Akdamar
kilisesi''ni, üstelik de cemaati olmamasına rağmen restore eden devlet, Bizans
surlarını mezbelelik halinde niçin bırakır anlamak mümkün değil. Heybeliada
Ruhban okulu restore edildi. Antalya da dinler arası diyalog için üç büyük din
adına ihtiyaç duyulmamasına rağmen mabetler yapıldı. Bütün bunların tamamı birilerine
yaranmak adına yapıldı ama Bizans surları tamamen kendi kaderine terk edilmiş
durumda. Bu surların dehlizlerinde kaç tane çocuğumuzun hayatı karartıldı, kaç
tane kadının ırzına geçildi ve en basit bir şekilde ''sığınma evleri'' olarak
görüldüğü için, kaç tane çocuğumuzun evlerini tek edip, buralara sığınmalarına
vesile oldu.
Sonuç itibariyle;
Özellikle İstanbul Belediyesi'nin ihmalkarlığını birileri canları ile ödüyorlar. Sarai Sierra nereden bilirdi ki İstanbul Bizans surlarının ''terk edilmiş vatandaşlara, tek edilmiş mekanlar'' olduğunu yani oraların girilmesi yasak bölgeler olduğunu(!) Başta Kadir Toptaş ve İstanbul'u idare eden diğerleriniz; şimdi siz düşünün bakalım. Eğer vicdanınız varsa... sana güvenip, senin idare ettiğin ülkene gelip, CANINI BIRAKIP GİDENLERE söyleyebileceğiniz bir sözünüz var mı? Cenazeyi özel uçakla gönderiyorsunuz, bu vicdanınızı rahatlatmaya yetecek mi?
Hz. Ömer ne demiş; ‘Fırat kıyısında bir kurt, aşırsa bir koyunu. /Gelir de adli ilahi Ömer’den sorar onu’ şeklindeki dünyaca meşhur ifadesini hepimiz biliyoruz. Bu sözü Hz. Ömer , devlet başkanı olduğu sırada ifade etmiştir. Ey İstanbul'u, Türkiye’yi yönetenler; hani siz bu felsefeden geliyordunuz, her vesile ile bu felsefeye atıfta bulunarak ahkam kesiyordunuz.
Eğer vicdan sahibiyseniz, varın şimdi siz düşünün tabi ki Hz. Ömer'in ne dediğini de.
Özellikle İstanbul Belediyesi'nin ihmalkarlığını birileri canları ile ödüyorlar. Sarai Sierra nereden bilirdi ki İstanbul Bizans surlarının ''terk edilmiş vatandaşlara, tek edilmiş mekanlar'' olduğunu yani oraların girilmesi yasak bölgeler olduğunu(!) Başta Kadir Toptaş ve İstanbul'u idare eden diğerleriniz; şimdi siz düşünün bakalım. Eğer vicdanınız varsa... sana güvenip, senin idare ettiğin ülkene gelip, CANINI BIRAKIP GİDENLERE söyleyebileceğiniz bir sözünüz var mı? Cenazeyi özel uçakla gönderiyorsunuz, bu vicdanınızı rahatlatmaya yetecek mi?
Hz. Ömer ne demiş; ‘Fırat kıyısında bir kurt, aşırsa bir koyunu. /Gelir de adli ilahi Ömer’den sorar onu’ şeklindeki dünyaca meşhur ifadesini hepimiz biliyoruz. Bu sözü Hz. Ömer , devlet başkanı olduğu sırada ifade etmiştir. Ey İstanbul'u, Türkiye’yi yönetenler; hani siz bu felsefeden geliyordunuz, her vesile ile bu felsefeye atıfta bulunarak ahkam kesiyordunuz.
Eğer vicdan sahibiyseniz, varın şimdi siz düşünün tabi ki Hz. Ömer'in ne dediğini de.
Mehmet Soral
06.02.2013