10 Mart 2016 Perşembe

ADAM NEDEN ATATÜRK'Ü SEVSİN Kİ...


Adam neden Atatürk'ü sevsin ki; Cumhuriyet'le beraber tüm devşirme ve gayri Türklerin ayrıcalıklarına son verilerek, devre dışı bırakılmalarını istemiş ve mücadelesinin ilham kaynağını da bu inancı beslemiştir.
...
Osmanlı da devletin elit ve aydın tabakası bilinerek devşirmelerden oluşturuluyor, enderun mektepleri bunlar için açılıyor, donatılıyor; buralardan yetiştirilen bürokratın altına da Türkler hizmetçi olarak veriliyordu. Osmanlı burjuvası azınlıklardan oluşuyor ve devlet adeta bunlara tüm imkanlarını sağlıyordu. Yine devlet askerlik gibi risk teşkil eden görevlerini yapmak, gerektiğinde ''ölmek'' sorumluluğunu Türkler'in omuzlarına yüklüyordu.
...
Prof. Dr. Orhan Türkdoğan hocamız diyor ki;
"Fatih döneminde 16. yüzyıl ortalarına kadar (1450-1550) veziriazam olan kırksekiz kişiden yalnızca dördü Türk kökenliydi. Padişah annelerine gelince; onlar ya Rum ya da Yahudi soyluydu. Bilindiği üzere Kanuni'nin kırkbeş yıllık saltanatı döneminde de iş başına geçen sekiz sadrazamdan sadece biri (Piri Mehmet Paşa) Türk soyundan geliyordu. Türk soyluların dışlanması, sürekli yabancı kanı tasiyanların ordu ve sivil yönetimde istihdamları Osmanlı'nın en büyük açmazını oluşturur."
...
İşte belki de böyle bir absürd gidişata Atatürk'ün Türk milliyetçiliği inancı somutlaşan çare oldu; isyanın ifadesi, asli unsur Türk'e yapılan haksızlığın dile getirilişi oldu. Bu haksızlığı kitabileştirerek dile getiren Ziya Gökalp ve çaresini pratiğe döken de Atatürk olmuştur.
...
Yine sanki bugünlerimzi o günlerde tahmin etmiş olan Atatürk "Muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki, sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki cevher-i asliyi çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin" diyor.
...
İşte birilerinin Atatürk konusundaki kuyruk acılarını bugün daha iyi anlayabiliyorum. Ümmet içinde kaybolmuş Türklüğümüze sahip çıkması, Ümmetten tekrar millet yaratma projesi o gün başlamıştı ama gene o günden kalan etnik özürlü devşirme bakiyeleri sayesinde devam ettirilemedi. Eğer Atatürk yaşamış olsaydı bu proje çoktan bitmiş olacaktı ama maalesef işte...
...
Her ne kadar Atatürk düşmanlığını dini hassasiyetlere dayandıranlar olsa da; gerçek neden etnik özürlülük ve devşirme ayrıcalığının sona erdirilmesine karşı duruşun dışa vurumudur.

...
Kuran-ı Kerim'in mealinin yazımı için talimat vererek Elmalı Hamdi Yazır'a hazırlattıran ve günümüzde ilahiyat fakültelerinde güvelinilr ve en kuvvetli referans olan ''mealin'' milletimize kazandırılmasını kendisine borçlu olduğumuz bu insanın inanç dünyasını sorgulamak kimsenin haddine düşmez. Yürekleri yetiyorsa günümüz ve geçmiş devlet adamlarını ''din terazisi''ne koyalım ve tartalım bakalım; belki de Atatürk en masumlardan birisi olduğunu fark edeceğiz.
MHP Genel Başkanlığına aday olan değerli insanların yarım kalmış Türkleşmek, İslamlaşmak, muasırlaşmak projesinin devam ettirileceğine vurgu yapmalarını şahsen bekliyorum. Çünkü tüm başımıza gelenler, sözkonusu projenin tamamlanmamış olmasıdır.
Mehmet Soral

MHP DESTEKLİ BAŞKANLIK SİSTEMİNE GEÇİŞ

Türkiye'de idam cezasının kaldırılması nasıl ki MHP'nin de hükumet ortağı olduğu konjonktüre denk getirildiği gibi şimdi de yeni anayasa hazırlığı çalışmaları ve dolayısıyla kurulan anayasa komisyonuna ısrarla Sayın Bahçeli'nin dayatması ile MHP'nin de katılması ve paralelinde AKP'nin başkanlık sistemine geçme talebinin görüşülmesi; yine işlenecek tarihi bir günaha MHP de ortak edilmek isteniyor ki; ileriki süreçte Türk milliyetçilerinin karşı duruşlarına rezerv konularak, hareketin önü kesilmek isteniyor. Nasıl oluyor da HDP'nin olduğu hiç bir yerde olmayacağını 7 haziran sonrası beyan eden Sayın Devlet Bahçeli bugün ülkenin yeni anayasasını inşa etmeyi görüşmek üzere HDP ile biraraya gelmeyi düşünebiliyor. Oysa ki MHP kendi ilkeleri ve dünya görüşü üzerine özel bir anayasa çalışması yapabilecek bilgi, birikim ve kadroya, akademisyene sahip olmasına rağmen niçin böyle bir çalışmayı düşünmez.
...
Çünkü idamın kalmasının vebalini nasilki zamanında Türk milliyetçilerine bir oldu bittiye getirerek kabul ettirip, yukledikleri gibi aynı vebalin bir benzerini de bugün yeni anayasanın hazırlığında ve başkanlık sistemine geçişte yüklemek istiyorlar.
...
Yıllar önce belki de bugünkü geldğimiz aşamayı tahmin edip MHP'nin o zamanki duruşuna itiraz ederek; idamın kalkmasını eleştirip, adeta isyan edercesine feyat eden ve maalesef partiden ihraç edilen; geçtiğimiz yıllarda Rahmet-i Rahman'a kavuşan Ali Güngör'ü BİLGE İNSAN'ı saygı ve hürmetle anıyor; kendisinin yanında durmak ve desteklemek varken, Sayın Bahçeli'yi ''Bilge insan, elbet bir bildiği vardır; Ali Güngör de ne halt etmek istiyor'' diyerek desteklediğimden dolayı her ne kadar Huzur-ı mahşer de yüzleşecek olsak da Ali Güngör abimden özür diliyor, hakkını helal etmesini temenni ediyorum.
Ruhu şad, mekanı cennet olsun inşallah.
...
Dolayısıyla; Milliyetçi Hareket Partisi'nin Genel Başkanı değişecek ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan da Başkan OLAMAYACAK.
Mehmet Soral