10 Nisan 2016 Pazar

SAKALI VAR MI... CAMİDE Mİ GÖRDÜN BIRAKIN GEÇSİNLER


Sakalı mı var...
Camide mi gördünüz...
Bırakın geçsinler...

önkabulü toplumu perişan etmiştir maalesef.

...
45 çocuğun istismarcısı şerefsizle ilgili bugün basından daha detaylı bilgiler edindik. Aslında 1999-2000'li yıllarda ne ''mal'' olduğu anlaşılmış. Bunu fark eden kişi; daha önce bu adamın bilgisayarını satın alan kişi. Bilgisayarın içinden porno içeren görüntüler çıkınca şikayetçi olmuş; adeta çırpınırcasına uğraşmış ve o yıllarda sapığın ilgisi dahilinde olan çocukların aileleri ile görüşüp, adamla ilgili şüphelerini dile getirmiş ama başta çocukların aileleri olmak üzere kimse bu adamcağızı anlamak istememişler. Yani birileri tamamen olayın açığa çıkmasını engellemek adına ''adamın önüne yatmış''lar.
...
Bütün mesele nedir biliyor musunuz değerli dostlar; eğer bu adam bir dini vakıfta çalışmıyor da; mahallenin kuytu bir köşesinde kendi halinde yaşayan, ara sıra da alkol alan birisi olsaydı sanırım o Karaman halkı sapığı çoktan linç ederlerdi ve suiistimalleri de bugüne kadar devam edemezdi.
...
Maalesef İslami’n şekli ritüelleri elbet de kişi hakkında ön kabul için önemli bir referans kaynağıdırlar ancak ne zaman ki bu şekli referanslar arsızlık, hırsızlık, namussuzluk ve şerefsizliğin üzerine örtülen kara bir şal yapıldı; işte o zaman insanlığın kurtuluşu için gönderilen bu din, adeta suiistimal edenler tarafından toplumu istediğin yere çekip, götürmeye zamanla vasıta kılındı.
...
Adamın rezilliklerini ilk fark eden şahıs berberde tıraş olurken berber ''Maşallah M.B. Hoca yine çocuklara ders vermeye başlamış, sakal falan koymuş'' demiş. Yani bırakmış olduğu sakal demek ki adamın muhtemel bütün negatif özelliklerini kamufle edebiliyor, arada sırada camide de görünürse işlem tamamdır, referans da kuvvetli; istediği vakıf da görev yapabilir.
...
Ne zaman ki İslam'ın iman-i tarafını terk edip, şekli tarafını önemser olduk; işte o zamandan beridir bahsi geçen pislik ve suiistimalleri duyar ve yaşar olduk. Yine malum vakıfta olduğu gibi özel dini eğitim veren yerlerde nasıl bir eğitim veriliyor ki; çocuklar kendilerine yapılan tutum ve davranışları gayri ahlaki bulamayabiliyorlar. İslam dini aynı zamanda ''Güzel ahlakı tamamlamak için gönderildi'' ise hiç mi genel kabul gören ahlaki değerler öğretilmez bu kurumlarda. Şahsi kanaatim dini bilgiler yanında ahlaki değerlerde öğretilmeye çalışılsaydı o masum çocuklardan illaki birkaç tanesi durumun anormalliğini fark edebileceklerdi.
...
Yahu bırakalım dinimizin şekli şartlarının gereğini yerine getirebilmeyi; adeta imanımızı koruyabilmenin mücadelesini verir olduk. Sebep olanların Allah belasını verene kadar anlaşılan aklımızdan kaynaklanan çelişkilerle nefsimize zulmümüz devam edecektir.
...
Özelikle Müslüman toplum olarak yaşadığımız bunca travma karşısında; camilerimizde imamla beraber aynı zamanda dini bilgiye sahip psikologlar bulundurulmalıdır. Nasıl olsa her namaz sonrası diğer vakte kadar geyik muhabbeti yapıp duruyorlar. İmanımızı kurtarmak adına psikologların da yardımına ihtiyacımız var. 

İslam'ın şekli ritüellerinin ''kara şal'' gibi gerek siyasi, gerekse şahsi emellerin iğrençliklerinin üzerini örtmeye başnanıldığından beridir bir felaketin içindeyiz ve ne gariptir ki bu rezilliklere pirim veren de halkın kendisi olmuştur. Uyarmak isteyenler bizler ise ''bire kafirler, bire zındıklar'' olduk.

Demem o ki; aslında halk bu yaşanan iğrençliklerin sorgulanmasının ''önüne yatmıştır'' 
...
''Sakalı mı var...
Camide mi gördünüz;
Bırakın geçsinler...''
önkabulü toplumu perişan etmiştir maalesef.
Mehmet Soral

soralmehmet@hotmail.com