21 Eylül 2018 Cuma

KANDIRILDIM HÜZÜNLÜYÜM

Kandırıldım hüzünlüyüm
Sayın Bahçeli "Kazanamayacağımız yerden niçin aday gösterelim ki" diyor. Bu sözleri duyunca kahroldum.
...
Yarı ömrümüz işte böyle hiç edildi. Yanarım yanarım da; İnanmışlığı ve adanmışlığı olmayan birisinin peşine düşüp, kandırıldığım yıllarıma. Ama anlıyoruz ki; kendisinin elbette bir inanmış ve adanmışlığı varmış ki; o da ülkemizi parlamenter sistemden, tek adamlı rejime taşımaya yönelik belirlenen stratejinin baş mimarı olmakmış.
...
Üsküdar ilçesinde MHP olarak hiç bir zaman kazanma şansımız olmadı. İnanmış ve adanmışlar olarak şansımız olmasa bile varlığımızı daha güçlü hissettirebilmemiz adına teşkilatımızın giderlerini karşılamak için kurbancılara sabah 6 da sıcak çorba satma düşüncemiz harikaydı. Bayanlarımız çocuklarını okula göndermeden önce satacağımız çorbayı hazırlayıp, kurban çadırlarına getirip, hazır bulunduruyorlardı. Sayın "Bilge" ve Balgat müdavimlerinin inanmış ve adanmışlıkları olmasa bile Allah onlardan razı olsun; bayanlarımızın elbette samimi olarak inandıkları bir şeyler vardı.
...
Kendimedir sözüm. Yazıklar olsun bana. Sözde düşünüyor, okuyor, yazıyorum öyle mi. Hadi oradan; düşünmeyen, okumayan, yazmayanın dümenine takılıp en kıymetli dinamik, verimli ve heyecanlı günlerimi heba etmişim.
...
Başta eşim ve çocuklarım olmak üzere geçmişe dönük olarak kendilerini ihmal ettiğim herkesten özür dilerim.

Bir TV programına dair gözlemim
Sayın Ahad Andican Türkiye gerçeklerinin farkında olmamalı ki; hala efendiliğin geçer akçe olduğunu sanıp, alışılagelmiş siyasetçi tipinden oldukça uzak kalıp, efendi görünmeye çalıştı.
...
Bence yarışı böyle sürdürmek mümkün değil.
...
Yahu adam Türkiye'de kriz yok diyor. Kendince sürdürdüğü siyasetine bu kadar açık yalanla meşruiyet kazandırma çabası karşısında efendiliğinizin size de, partimize de zerrece faydası olmayacaktır, bilesiniz. 
...
Metin Özkan'ı taklit etmeyin ama esin kaynağınız olabilir. Adam Devlet Bahçeli'nin geçmişte Erdoğan için söylediği sözlere atıf yapıldı diye sütütyoyu yıktı geçirdi, farkında değilmisiniz.
...
Demek ki sizin efendi tavırlarınızı İstanbul'da metrobüse binerken takınacak olsak; Metin Özkan gibilerden fırsat olmaz, kimse de size "Aman efendim buyurun geçiniz" demeyecektir. Dolayısıyla herkes iş başı yaptığında siz hala metrobüs durağında bekliyor olacaksınız. Bu hep böyle devam edemeyeceğine göre bir zaman sonra da işinizden gücünüzden olacaksınız.
...
Bilgi, birikim, öz güven ve ayarında polemikçi olup, demagoji yapabilen isimler bu tür programlara çıkmalıdır. "Lütfen, rica ederim, aman değmesin, yoksa zatıalinizi incittim mi, çok özür dilerim efendim" tavırları lüks bir tavır olup, Türkiye ortalama algı düzeyi bu yüksek seciyenin hakkını verecek olgunlukta değil, siyaset de bu değerler üzerinden yapılmıyor zaten. Siyasette tevazu sahiplerine ahmak, ezik gözüyle bakıldığına rahmetli Ecevit örneği çok güzel bir örnektir, bunu da not alın lütfen. 

Hibe edilen veya satın alınan uçak
Kadim Türk milleti, Katar kabilesinin jesti ile onurlandırmaya muhtaç olacak kadar ezilmiş, itilmiş, kakılmış bir millet değildir.
...
Hibe mi, hediye mi; her neyse edilmesini bile en azından kendi adıma söyleyeyim ki; Türk milletinin onurlu bir evladı olarak şahsıma yapılmış hakaret olarak görürüm. O kadar abartılmış bir hediyeyi kabul eden gerek devlet gerekse şahıs olsun; veren karşısında ezilmeyi peşinen kabul etmiş demektir.
...
Katar o kadar jesti seviyorsa; uçağı bir başkasına satsın, sonra da parasını götürüp Filistinlilere veya Suriyeli göçmenlere bağışlasın.
Söyleyin Emir'e biz onların nüfusunun üç katı(Esas nüfus 300 bin, yabancılar ile 1.5 milyon) Suriyelilere beş senedir bakıyoruz. Kimsenin jestine de, kıyağına da ihtiyacımız yoktur.
...
Gasp ettiğin Katar halkının parası ile bana jest mi yapacaksın; hadi oradan.

Üç kuruş verip hem Türk olmak hem de vatana ortak olmak
Bu vatana ortak olmanın bedelini hükumet açıklamış. Artık vatan için ölmek çok ucuza geliyor; üç beş kuruş ödeyince kadim Türk milletinden sayılıp, vatanına da ortak olunabiliyor.
...
Unutmayın; ucuza temin edilen "Kıymet" yitirildiğinde, uğruna fedakarlık yapma gerekliliği de ortadan kalkar; zira nasıl olsa ucuzdur, yenisini alır.
...
Bu milletin milli ve manevi değerleri üzerinde yaptığınız tahribat hat safhaya vardı, yeter artık.
...
Nedir bu Allah aşkına; Süleyman Şah türbesini yerinden tekerleklerle kaydırıp, kaçırırsınız, hiç bir bedel ödemeyen gayritürk'e de "vatan"daşlık satarsınız. Zaten işin bu safhalara geleceği; ilk "Sarı öküzün teslim edilmesi" yani andımızın kaldırılmasından belliydi.
...
Utanıyorum; bu millet ne ara hafızasını kaybedip, kimliğini unuttu diye.
...
Ha, sahi bu arada ''Cumhur İttifakı''nın Balgat kanadı ne hissediyorlar acaba.

Didem Aslan Yılmaz'a sordum
Didem Aslan Yılmaz'ı her programı sırasında sürekli "İYİ PARTİ'yi yok göremezsiniz. Programınıza konu ediyorsunuz ancak hiç bir şekilde kendilerini ifade etme fırsatı vermiyorsunuz" diye diye twit'lere boğdum😊
...
Galiba faydası oldu. Bu akşam saat 21:00'de İYİ PARTİ Genel Başkan Yardımcısı Prof. Ahad Andican hocamız programına çıkacak.
...
Ancak Türkiye gerçeği haline geldi; şöyle ki; bir siyasi partinin arka bahçesi olan basın ve TV ayağı yoksa, ağzı ile kuş tutsa başarılı olması çok zor. 

Fetö ile mücadelenin siyasi ayağı ortaya çıkarılmalıdır
Fetö'ye ilişkin her şey didik didik edildi. 15 Temmuz kalkışması başarılı olsaydı ertesi gün Cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar kurulunun kimlerden oluştuğu hala bilinmiyorken; Türkiye'de hangi çaycının, çorbacının, pezevengin, puştun fetöcü olduğunu biliyoruz artık, değil mi.
Ülkemiz büyük bir ekonomik krizin ablukası altında, dolar üzerinden operasyon yapılıp, döviz rezervimiz eritilmek istenirken; 400 milyon dolarlık "Keyif uçağı" satın alınıyor.
...
Cumhuriyet tarihinin en büyük dolandırıcısının muhterem eşleri, hanımefendi VİP salonlarında ağırlanırken.
...
Bir an; "Yahu ben bu tiyatroya ne zaman geldim, çıkış kapısı nerede, eşime ne oldu, anamı kaybettim, çocuğuma bir şey mi oldu, o tank niçin üzerime üzerime geliyor, o çamur yığını da nedir, aman Allah'ım altında mı kalacağım, o eyyyyy sesi de ne oluyor "
...
Derken, uyanmışım. Elbette biliyorum; gördüklerim sadece bir kabustu. 

Tek adamlı sistemin kalıcılığına her fırsatta mani olmak lazım
Tek adam iradesine bağlı bir gelecek beni ürkütüyor.
...
Sınırsız yetkilerle donatılmış TEK ADAMI; demokrasimizin bugünkü uygulanış şekli ile kontrol altında tutmak, denetlemek, hesap sormak hiç bir zaman mümkün olmayacaktır.
...
Dolayısıyla, tek adamlı rejimin varlığı HDP'nin de yer aldığı demokratik parlamenter sistemden çok çok daha riskli olup, varacağı nihai sonucun belli olmadığı karanlık bir gelecektir.
...
Bugün herkes farkında ki adeta devlet politikası şeklinde HDP ve İYİ PARTİ'yi "Yok gören" tek adamlı yönetim anlayışı var ve bu yok görme olabildiğince fütursuzca devam ediyor.
...
Şimdi diyorum ki; gerektiğinde HDP gibi PKK ile illegal bağlantısı olan bir bir partiyi sorgulayıp, meclisteki etkinliğini kırması mümkün olan demokratik parlamenter sistemi, her türlü tek adamlı rejime tercih ederim.
...
Ve de buradan hareketle önümüzdeki mahalli seçimlerde yapılacak siyasi parti işbirliklerini aynı zamanda kalıcı olma istidadı gösteren tek adamlı sistemin gücünü yine seçmen iradesi ile kırma fırsatına dönüştürmek lazım. 


''Etik'' tartışması
Neymiş efendim; CHP'nin İş Bankasında hissesinin olması etik değilmiş.
...
Arsıza kütük çakmışlar, "Bu gürültü nereden geliyor" demiş.
... 
Etik konusunu tartışmak sizin haddinize mi düştü. Utanmaz arsız adam, aynı programda farklı konuları da tartıştınız, İYİ PARTİ üzerinden yorumlar yaptınız ama isnat ettiğiniz değerlendirmeler üzerine kendilerini ifade edebilecek bir tane dahi İYİ PARTİ'li isim yoktu. Eğer etik'den bahsediyorsanız; "Burada İYİ PARTİ temsilcisi yoktur. Dolayısıyla haklarında konuşmayı etik bulmuyorum" diyebilseydin; işte bu tam da etik bir davranış olurdu ama kütük hala çakıldığı yerde durduğu için elbette bu erdemlilik, şahsiyetli davranış biçimi aklınıza gelmez.
...
Etik sözünden bahseden aynı zamanda bir hukukçu aktrol. Bu sözünü duyunca "Ulan sizin getirdiğiniz sitem etik değil" deyivermişim.
...
Devlet AKP devleti. Diğer partiler kendi imkanları, AKP ise devletin imkanları ile siyaset yapıyor. Hiç bir kamu kuruluşu yönetim kurulunda AKP'liler dışında kimse yoktur.
...
Yetişmiş hariciyeciler orada dururken, Hollanda büyük elçiliğine bula bula 15 Temmuz'un darbeci generalinin kardeşini buluyorlar, ekonominin başına damadı buluyorlar ve Cumhur başkanı katılım fonu yönetimine damadının yanında kendisini de atıyor. Bütün bunlar etik oluyor ama Atatürk'ün kendi parası ile kurduğu bankanın hisselerini CHP'ye bağışlamış olmasını etik bulmuyorlar öyle mi. Hadi git oradan; azatlık kabul etmeyen, iflah olmaz biatçı köle.
Mehmet Soral

soralmehmet@hotmail.com