21 Şubat 2013 Perşembe

ATATÜRK VE KUL HAKKI







Değerli dostlar;
Bazen düşünüyorum da; Hac görevini yerine getirmek ve Umre Ziyaretinde bulunmak üzere hazırlık yapanlar ilk önce en yakınlarından başlayarak, sırasıyla dostları veya bişekilde beşeri ilişkiler içinde oldukları insanlarla ''helalleşme'' faslını gerçekleştirirler ve gönül rahatlığı içinde seyehatlerine başlarlar. Çünkü Tanrımız insanlar arasındaki ''hak'' meselesinde; her şeye ''KADİR'' olmasına rağmen kendisi aradan çekiliyor, kullarını kendileri ile başbaşa bırakıyor. İşte bunun için İslam’a en son ‘’Hak’’ dindir. (özellikle Türkçe olarak yazdım, çünkü bazıları gibi Arapça ''Allah'' kelamı yerine Türkçe ''Tanrı'' yazdığımda her şeye kadir ve hüküm sahibi olan ''Yaradan''ımızın benim lisanımı anlamadığını düşünmüyorum  Birileri ''Yaradan''a Arapça Allah ismi yerine Türkçe ''Tanrı'' ismi ile telefuz edilmesi durumunda ''Yaradan''ın kendisini anlayamadığını sanıyor yada inanıyorsa Allah'ı eksik biliyor, tanıyor demektir.).....Ekli metinde geçen Atatürk'ün din anlayışı ve düşüncelerini ve kendisine yapılan haksız saldırıları ve iftiraları göz önüne aldığımızda; kutsal yerleri ziyarete gidenlerin birde Ankara'ya gidip Atatürk'den helallik almaları gerekir diye düşünüyorum. Seksen senedir hınçları, intikam hırsları bitmedi maalesef. Peki Atatürk'e kötülüğü sadece bunlar mı yaptı? Dinden, imandan hatda ''laik'' anlayış ve duruştan bihaber olanlar da aynı hatayı yaptılar. Atatürk'ü anlatırken yada kendi düşüncelerini anlatabilmek ve ifade edebilmek için Atatürk’ten alıntıları referans olarak verirlerken adete ''aman dikkat edeyim, sonra Atatürk'ü müslüman sanarlar'' çekincesi ile hareket etmişlerdir. İşte bunun için Atatürk'e BAHTSIZ İNSAN'' diyorum. Çünkü ''dinlisi de'', ''dinsizi de'' Atatürk'ü dinsiz olarak görmek istemişlerdir. Ancak ben Atatürk'ün samimi bir Müslüman olduğuna inanıyorum. Neden mi? bugün ülkemizde demokrasi adına olup bitenleri ve devleti yönetenlerin sahip oldukları yetki ve yönetme tarzlarını dikkate aldığımızda; eğer Atatürk bu milleti dinsiz yapmak isteseydi pek zorlanmazdı gibime geliyor. Nitekim kendisine bu görüşü sunanlara verdiği cevabı ben Ahmet Kabaklı'nın ''Temellerin Duruşması'' kitabından biliyorum. Ayrıca yine bugün çok daha iyi anlıyoruz ki Atatürk düşmanlığı yapanların çoğunda ''etnik kimlik özürlülüğü'' var. Özellikle bu insanlar Türk olmadıklarını her yerde söyleyebilme özgüvenine sahip oldular ama ne ''halt'' olduklarını hiç söylemiyorlar. Buna özellikle dikkat ediyorlar, zira '' karın ağrıları''nın gerçek nedenlerini bilmeyelim diye. Onların esas sıkıntıları Atatürk'ün özbe öz Türk çocuğu olması ve Türk milliyetçiliği ülküsü anlayışı üzerinden yeni bir devlet inşa etmesi ve adına da ''Türkiye Cumhuriyeti Devleti'' demesidir.
Mehmet Soral 2013 Şubat
Mehmet Soral

6 Şubat 2013 Çarşamba

BİZANS SURLARINA YAZIK...


Vahşice bir cinayete kurban giden ABD’li Sarai Sierra sayesinde dünyanın ve ülkemizin gözbebeği güzel İstanbul'umuzun özellikle ''surlar bölgesin''nin içler acısı durumunu gördük ve kahrolduk. Bizans Surları adeta gözden çıkarılmışlar, yine ''gözden çıkarılmış insanlar''ın kullanımlarına terkedilmiş. Düşünebiliyormusunuz? İstanbul'un en güzel yerlerini istediğimiz gibi gezip, ziyaret edemiyoruz. Geçtiğimiz aylarda Kumkapı sahiline, surların önüne arabamı park edip, Küçükayasofyadaki Hoca Ahmet Yesevi Vakfı'na gidene kadar korkudan hızlı yürümekten ''bacaklarımın dermanı'' kesilmişti. Bütün tinercilerin bakışlarını üzerimde hissetmiştim adeta. Van da ''Akdamar kilisesi''ni, üstelik de cemaati olmamasına rağmen restore eden devlet, Bizans surlarını mezbelelik halinde niçin bırakır anlamak mümkün değil. Heybeliada Ruhban okulu restore edildi. Antalya da dinler arası diyalog için üç büyük din adına ihtiyaç duyulmamasına rağmen mabetler yapıldı. Bütün bunların tamamı birilerine yaranmak adına yapıldı ama Bizans surları tamamen kendi kaderine terk edilmiş durumda. Bu surların dehlizlerinde kaç tane çocuğumuzun hayatı karartıldı, kaç tane kadının ırzına geçildi ve en basit bir şekilde ''sığınma evleri'' olarak görüldüğü için, kaç tane çocuğumuzun evlerini tek edip, buralara sığınmalarına vesile oldu.

Sonuç itibariyle;
Özellikle İstanbul Belediyesi'nin ihmalkarlığını birileri canları ile ödüyorlar. Sarai Sierra nereden bilirdi ki İstanbul Bizans surlarının ''terk edilmiş vatandaşlara, tek edilmiş mekanlar'' olduğunu yani oraların girilmesi yasak bölgeler olduğunu(!) Başta Kadir Toptaş ve İstanbul'u idare eden diğerleriniz; şimdi siz düşünün bakalım. Eğer vicdanınız varsa... sana güvenip, senin idare ettiğin ülkene gelip, CANINI BIRAKIP GİDENLERE söyleyebileceğiniz bir sözünüz var mı? Cenazeyi özel uçakla gönderiyorsunuz, bu vicdanınızı rahatlatmaya yetecek mi?
Hz. Ömer ne demiş; ‘Fırat kıyısında bir kurt, aşırsa bir koyunu. /Gelir de adli ilahi Ömer’den sorar onu’ şeklindeki dünyaca meşhur ifadesini hepimiz biliyoruz. Bu sözü Hz. Ömer , devlet başkanı olduğu sırada ifade etmiştir. Ey İstanbul'u, Türkiye’yi yönetenler; hani siz bu felsefeden geliyordunuz, her vesile ile bu felsefeye atıfta bulunarak ahkam kesiyordunuz.
Eğer vicdan sahibiyseniz, varın şimdi siz düşünün tabi ki Hz. Ömer'in ne dediğini de.

Mehmet Soral
06.02.2013

MECLİS'DE MİLLİYETÇİ TAVIR


Değerli dostlar,
MHP İzmir milletvekili ve genel başkan yardımcısı Oktay Vural, facebook sayfasında diyorki;
''PKK ve İmralı'nın isteğine göre anayasa yapmıyoruz! ABD, İsrail, PKK, İmralı AKP'ye dayatıyor AKP'de Türk Milletine dayatıyor.''

Sayın Vural,
Tespitiniz çok doğru. Biz Türk milliyetçileri olarak da aynı kanaata sahibiz. Ancak sizin bizden farklı, fiilen yapmanız gereken şeyler var. Nasıl mı? meclisdeki o kürsüleri bizlerin sesi soluğu ve tercumanı olmak için işgal(!) edeceksiniz. Konuşacaksınız, konuşacaksınız olmadı, birdaha konuşacaksınız. Sırf kürsüyü işgal etmek adına ''ayrık otu''nun zararlarını, ''sülüğün'' faydalarını anlatacaksınız ama bişekilde o kürsüleri işgal edeceksiniz. İsyanımızı dile getireceksiniz. Öfkemizin tercumanı olacaksınız. Bizlerin sokaklara çıkmasını madem istemiyorsunuz, öyleyse siz meclisde ne yapacaksanız yapınız. Sayımız belli, gücümüz belli diyemezsiniz, zira BDP'nin de gücü ve sayısı belli ama PKK'nın siayasl uzantısı olarak neredeyse muradına ermekte ve anayasada umduğu değişikliği yaptırabilecek güce erişti. 1990 yıllarda da aynı süreç denenmişti ama %3 lerdeki MHP gücünün çok üstünde direnç göstermiş, o zamanlar yazılan senaryoların gerçekleştirilmesini anlıyoruzki bugünlere ertelemişler. MHP, Türk milliyetçiliği ülküsünü benimsemiş bir parti olarak meclisde olmasına rağmen eğer anayasamızda milletin adının değiştirlmesi, anadilde eğitimin birden fazla dilde olması ve özerkliğe imkan sağlayan değişiklikler sağlanırsa ilk önce Türk milliyetçileri, sonra millet sizi affetmeyecektir. Bugünkü aşamaya gelinmesine; adalet ve hukuka, devletin siztemine saygı gereği olarak belki tahammül gösterebildiniz ama bundan sonra göstereceğiniz tahammülü aymazlık yada çok özür dilerim ahmaklık olarak değerlendireceğiz. Benim adıma ve varlığıma kasteden demokrasiye inanmam ve böyle demokrasinin alt yapısında payanda olacak kadar ahmak olmayı da kabullenemem. Yani sözüm şu; anayasada milletin adı ''Türk'' dür ifadesinin dışında başka bir tanım isteyen milletvekili kim ve hangi partiden olursa olsun kürsüden indirene kadar o kürsü işgal edilmeli ve gerekirse sizden başka 400 küsür diğer partilere mensup milletvekillerinin lincine uğrasanız bile bunu yapmak durumundasınız. En büyük zırha sahipsiniz, dokunulmazlığınız var, hiç olmazsa bu hakkınızı sonuna kadar kullanınız. Başbakan onu dedi, bunu dedi diyerek oyalanmayınız lütfen. Başbakanın dediklerinin hiç önemli olmadığını, önemli olanın yaptıkları olduğunu hala idrak edemediğinizi görüyorum. Lütfen sizler, en azından MHP milletvekilleri birşeyler söylemeyi, anlatmayı bırakın, birşeyler yapmaya bakınız lütfen. Sayın Genel Başkan niçin TV'lere çıkıpda son yllarda hatda son zamanlarda olup bitenleri analiz edip, yorumlamaz, anlatamaz anlamak mümkün değil. TV'ler bize yer vermiyor diyemezsiniz. En çok izlenen haber programı yapımcısı ile görüştüm, sayın Bahçeli ısrarlı davete icabet etmiyormuş. Bunun nedeni ya özgüven eksikliği yada kapris olabilir. Kusura bakmayınız kimse bu kadar lükse sahip olamaz. Herkesin bu hareket için yaptığı bir takım fedakarlıkları var? Ne kadarmı diyeceksiniz? Zerre kadar da olsa hakkımın peşindeyim. MHP de ikbal peşinde olanlar, nemelazım gün gelir MHP de banada bir fırsat doğar, kimseyle kötü olmayalım diye düşünenler sizlere bu dostca ama o kadarda acı hatırlatmaları yapmayabilirler, benim böyle bir beklentim olmadığı için hiç olmazsa hislerimizin tercumanı olayım istedim. İnşallah ''Türk milleti'' ve ''Türk devleti'' için bu uyarılarım ve acizane tavsiyelerim hayırlara vesile olur. Allah Türkü korusun ve yüceltsin. Zira insanlığın Türk'ün şevkatine, merhametine ihtiyacı var.

Mehmet Soral
Şubat 2013