24 Haziran 2015 Çarşamba

ÖZGÜVEN DENEN ŞEY

HDP milletvekillerinin konuşmalarını uzun süredir takip ediyorum. Kendi ''davaları'' adına bu kadar isabetli seçimi yapıp, nasıl en uygun insanı tespit edip, vitrinlerine çıkarıyorlar; hakikaten gıpta ettiğimi, kıskandığımı belirtmekten kendimi alamıyorum.
Kesinlikle vitrine çıkmadan önce özel eğitimden geçtiklerini tahmin edebiliyorum. Geçmişi adeta cinayet şebekesi gibi hatıralarımızda olan; beşikteki bebeyi dahi uzun namlulu silahlarla delik deşik edebilen; bir köyü basıp bütün halkını kurşuna dizen; köyü ateşe veren; her türlü canlıya kasteden; 33 masum eri üstelik sivil olmalarına rağmen tek tek kuşuna dizen; yüzlerce insanın çalıştığı bir iş merkezini ve yolcu otobüslerini bombalayıp kan gölüne çeviren ve daha neler neler... Bütün bunların müsebbibi terör örgütünün kurumsallaşmış partisi ve temsilcilerinin çalışma şekli ve yöntemleri ile geçmişlerine ait bütün kirliliği ortadan kaldırabilme becerisini gösterebiliyor.
...
Bunu başarabilmek ancak ve ancak özel yeteneklerle ve seçkin olarak ''yetiştirilmekle'' mümkün olabilecek bir şey olsa gerek. Her birisinde müthiş bir özgüven var. Canlı konuşmalarında dahi ''Genel Başkanım acaba ne der'' korkusu yok. Sanki nerede, ne zaman, hangi şartlarda, hangi sorulara nasıl cevap verecekleri belli. Yalpalama, ikilemde kalmak yok. Sadece ve sadece bahsettikleri konu Kürt etnisitesi üzerine olup, ne yapıp edip  konuyu buraya taşıyarak adeta programı sunucusunun elinden alıp, kendileri yönlendiriyorlar.

Hiç bir MHP milletvekilinin idamın kalkmasına onay vermemiş olmalarına rağmen MHP üzerine ''asmadınız da, beslediniz'' algısının yapışıp kalmış olmasına karşın bu kadar cinayet işlemiş  bir örgütün neredeyse kendisini aklama sürecine girmiş olması garip bir çelişki değil mi?
Not: PKK ve BDP arasında hiç bir fark olmadığına hepimiz şahidiz.
Mehmet Soral
soralmehmet@hotmail.com