11 Ekim 2013 Cuma

KRAL ''YAĞDAN'' ÖLECEK

Demokrasi ile yönetiliyor bu ülke, değil mi?
Şu anda, (11.10.2013)aşağı yukarı tüm kanallar canlı yayını kestiler, kralın konuşmasını veriyorlar.
Kurumlar hizaya geçmiş durumda; kendilerince tedbirlerini alıyor, riyakârlık zırhını giyiyor, ellerinde yağdanlık, sıraya geçmişler, kıralı yağlıyorlar habire.
Aman dikkat!!!… kral yağda boğulacak.

Korku nelere kadir Allah'ım. Korkuya dayalı istikrarın ömrünün kısa olacağını ve yaratılan korku dehlizlerinde korkutanın da, korkanın da beraber kaybolup gideceklerini ah bilebilseler. Ah bilebilseler tezeğin boktan; yakıldığında da ısıtmasının boktan’’ olduğunu.

Ey parayı, pulu, şanı şöhreti onurun üstünde gören ödlek; artık bir şekilde öğrenmelisin, onurun en büyük nimet, onun uğrunda çekilen ızdırabın da en büyük ibadet olduğunu. Dikkat et, bütün servetinin kaynağında; senden önce başkalarının vermiş oldukları ‘’onur savaşı’’ var. Bu savaşı verenlerin sağladığı ‘’taht’’ üzerine oturttuğun servetinin zekatını, onursuzluk yapanlara karşı vereceğin mücadele ile yerine getirmelisin. Tarih seni‘’serveti için onurunu değil, onuru için servetini harcadı’’ diye ansın.

Haydi bakalım, varmısınız?
Kral konuşurken;
TV’nizde kedi ile köpeğin sevişmesini vermeye, penguenler belgeselini izletmeye veya ilaç niyetine de olsa muhalefetten birisine söz hakkı vermeye.
Hazır ol,
Rahat,
Hazır ol,
Rahat,
Hazır, Olmuyorum ulan!!!
Rahat, durmuyorum ulan!!!
Demeye
Varmısınız?

Hikayenin geçtiği ülke: Zulumistan Ülkesi

Mehmet Soral
soralmehmet@hotmail.com

DEKOLTELİ KIZ

Zatı muhterem’in dekolteli gördüğü kız işten atılmış.
Bu adamlar, bu kadar ahlaki hassasiyete sahipseler, peki otel odalarında çekilmiş kasetleri olan, evimizde ''ar duygusun'ndan ailece izleyemediğimiz filmleri olan ve üstelik özel davetli olarak devletin en yüksek makamına çağrılıp, kendilerine bilge kişi unvanı tebliğ edilenler ve devlet televizyonlarında program yaptırılıp, maaş bağlananlar; bunlar çok mu ahlaklı, yapılanlar çok mu ahlaki?
İktidar partisine ait belediyelerin düzenledikleri festivallerde sadece ve sadece iktidar yanlısı diye davet edilen yırtmaçlı, şeffaf, minili ‘’çatallı’’ ses ve sinema sanatçılarını protokolün en önünde baygın gözlerle izleyen muhteremlere ne diyeceğiz? Çilingir sofralarında eğlenen iktidar mensupları kendisine hatırlatıldığında, yürüyüşüne meftun olunan zat ''bizde her kesimden var’’ sözü çok mu ahlaki? Yıllarca birileri bana kıyafet üzerinden zulüm yaptı diyeceksin sonra aynı zulmü sen bir başka kesime aba altından sopa olarak göstereceksin. Muhafazakar demokratım diyeceksin ama akabinde ben kendi muhafazakarlarıma demokratım diyeceksin. Bu ahlaki mi peki? Ahlakın ya da ahlaksızlığın tanımı sadece ve sadece belden aşağısında olup bitenlere göre mi yapılmaktadır?
Maalesef insanlarımızın imanlarından ve halisane samimiyetlerinden kaynaklanan ''körlük’’ bu güzel değerleri suistimal edenleri göremiyor, niyetlerini okuyamıyorlar. Ancak milletin nabzını çok iyi okuyan bezirganlar bu ahlaki değerleri kendilerini iktidara taşıyacak yola zift olarak döküyorlar ve üstünde de alabildiğine tepiniyorlar.
Dekolteyi savunmadığım gibi, hoş görüyor da değilim. Kadın veya genç kız; başka meziyetleri ile kendilerini fark ettirmelerinden yanayım. Bu görüşüm benim demokrat olmama engel değildir. Ancak ''ileri demokrasi''yi misyon edinip, sonra da demokrat olduklarından bahsedip, giyim tarzı paşa gönüllerinin hoşuna gitmedi diye bir insanın işten attırılması demokratlığa da, insanlığa da sığmaz; aynen namaz kılıyor diye ordudan atılan subaylar gibi.
Andımızı yazanlara ırkçı, faşist diyeceksin sonra giyimini beğenmediğin genç kızı işten attıracaksın. Ahlak bunun neresinde? Esas ahlaksızlık senin beyninde, zina halinde, suçüstü yakalanmıştır.

Sonuç olarak;
Bütün mesele seçimlerin yaklaşıyor olması ve intikam duygusudur.
Bugün çok sevdiğim birisi ''beni dinimden soğuttular''dedi. İçim yandı, kahroldum. Üzerinde de az çok emeğimiz var. İşin en garip tarafı ne biliyormuşsunuz, evimizde ailece ''ar'' duygusundan dolayı çevirmiş oldukları filmleri izleyemediğimiz kimselere sağlanan hoş görü ve tolerans zatı muhteremin dekolteli bulduğu genç kıza sağlanamadı.
''Gavat''ı umumi evde gördüklerinde gavat deyip, camide gördüklerinde ise ‘’aman efendim’’ diyenlerle mücadelem devam edecektir.

Zatı muhterem kim? fırıncının çırağı...
merak edenlere...

Mehmet Soral