21 Haziran 2016 Salı

MERAL HANIM'IN PARALEL LİNCİNE GÖZ YUMANLAR

Kongre de Meral Hanım ve ekibinin öne çıkma gayreti içinde oldukları; süreci kendi lehlerine çevirmeye çalıştıkları hususundaki eleştirileri okuyor, dinliyoruz.
...
Bu eleştirileri bir de Meral Akşener'in nefsi üzerinden, empati yaparak değerlendirmek gerekir. İşin doğası gereği ; selden odun kaparken hiç kimse "acaba sel bu odunu hangi garibanın kapısından kaptı getirdi " deyip, odunu kapmaktan vaz geçmez. Nitekim bu ekibin ne denli işi ciddiye alıp, önergeler hazırlayıp, hazırlıklı halde olduklarını fark ettik. Peki diğer adayların hazırladıkları önergeler yokmuydu, yoksa vardı da divana sunmaya mı gerek görmediler. Meral Hanımın ekibi iyi ki tüzük değişikliği ile ilgili önergeler hazırlamışlar; ya onlar da hazırlamamış olsalardı kaosmu yaşanacaktı; belki de. 
...
19 Haziran kongresi bir anlamda güçlerini gösterme veya hissettirme fırsatıydı. İtirazlar niçin yapılıyor. Yapılan hangi değişiklik ülkücü vicdanı rahatsız etti veya ediyor ona bakmak lazım. Sanırım burada esas husus güç gösterisinde birilerinin kendilerini yeterince ifade etme fırsatını değerlendirememiş; bazılarının ise değerlendirmiş olmalarıdır. Sıkıntı, fırsatı yeterince değerlendirememe pişmanlığından kaynaklanıyor.
...
Aslında benim çok önemsediğim bir konu var; MHP Genel Merkezi yetkilileri ve özellikle Sayın Bahçeli ve Aktroller Meral Hanımı Paralel lincine tabi tutarlarken diğer adaylar mütemadiyyen net duruş sergileyemediler; bu ''ortak halleri'' Meral Hanım'ı kendilerinden ötelemeye yönelikti ve Meral Hanım da bu nedenle MHP iç siyasetini "Ben ve diğerleri" düşüncesi üzerine oturtmuş olabilir. Genelde bu ayrıntının gözden kaçırıldığını görüyorum ve ne gariptir ki kimse işin bu tarafını dikkate almıyor. Zaten daha önceden Koray Aydın Bey açık açık Meral Hanım ile ilgili düşüncesini ifade etmiş, Sayın Bahçeli tarafından da ülkücülüğü teyid edilmişti. Eğer Meral Hanım kendisini değerli bulup, söylenenleri iftira olarak kabul etmişse; Koray Bey ile işbirliğinden kaçınmasının onun en doğal hakkı olduğuna inanıyorum. Ayrıca değişim talebi sürecinde Sayın Bahçeli ve Aktroller ''Değişim talebinde ve muhalif kanat da'' muhatap konumuna Meral Akşener'i oturttular ve ''Muhalif hareket''i sürekli Meral Hanım üzerinden vurmaya çalıştılar. Bu durumda diger adaylar "Yahu sürekli oyunu bozmaktan bahsediyorsunuz; tamam da bu oyunda olanlar olarak kimleri kasdediyorsunuz" sorusunu hiç sormadılar. Peki bu hal etik miydi. Sayın Bahçeli'nin Meral Hanım'ı hedef alarak MHP de değişim taleplerine dair oyunu bozmaya and içerken; diğer mevcut adayların değişim taleplerine razı mı olmuş oluyordu. Dolayısıyla MHP de değişim için verilen mücadelede Meral Hanım diğer adaylar tarafından belki de paralelci olduğuna inandıkları için ötelediler. Eger bu düşüncede samimi iseler kendisi ile işbirliği arayışında olmalarının bir mantığı yoktur; keza faili meçhuller konusunda da Meral Hanım'a destek verici görüşler belirtmeliydiler. Ateşin koru sönmesin diye ateşi sürekli Meral Hanım'a üfleteceksiniz ancak kebabı siz yiyeceksiniz; olmaz öyle şey. Nitekim Meral Hanım da buna bilerek fırsat vermek istememiştir. Olup bitenlere bir de bu pencereden bakmak, bireysel çıkış ve duruşlarını buna göre değerlendirmek lazımdır diye düşünüyorum.
Mehmet Soral
soralmehmet@hotmail.com