7 Aralık 2022 Çarşamba

ÜÇ HARFLİ MARKETLER MESELESİ

Üç harfli marketler meselesi

Ekonomik krizin ve yoksulluğun tek nedeni AKP ve onun şartsız takviye lokomotifi MHP olmasına rağmen, tüm musibetlerin sorumluluğu marketlerin üzerine yıkılarak hedef gösterilip algı operasyonları ile milletin sorgulamasından kaçma kurnazlığı gibi bir süreç yürütülmeye çalışılıyor.

Sizin de fiyatınızın kontrolünüzü millet yapacak
Yıllar önce "Her mahalleye, sokağa bir market; bu furya nereye kadar devam edecek. Buna mani olmak adına mahalle kültürümüzün bir parçası olan; en sağlıklı istihbaratçımız, evimizin anahtarını, gerektiğinde her türlü emanetlerimizi, okulundan gelen çocuğumuz dahil teslim ettiğimiz mahalle bakkallarına sahip çıkılması, korunmaları gerekir" minvalinde bir yazı yazmış, bitiş cümlem de şöyleydi "Eğer bir kimsesiz olarak ölecek olursak tabutumuzu taşıyacak olan dört kişiden en az birisi mahalle bakkalımız olacaktır" demiştim.
Bakkallar marketler ile rekabet edemediklerinden dolayı her geçen gün teker teker kapandılar. Eğer market yapılanmasına bu kadar müsaade edilmeseydi ve bakkallar yaygın olsaydı fiyatların fahiş olması mümkün olmazdı zira marketlerde sorgulayacağınız bir muhatap bulunmayabiliyor ama bakkal amcaya bir ürün için "Niçin bu kadar zam geldi" diye anında sorgulama yapabiliyorduk.
Bu nedenle marketlere işletme ruhsatı toplu alışveriş şartı ile mümkün oldukça yerleşim bölgeleri dışında faaliyet göstermeleri şartıyla verilmelidir. Bakkal esnaflığı, sattıkları ürünlerde KDV indirimi gibi teşvikler sağlanarak zincir marketler karteline mani olunabilir.
Ama daha önce yazdım, tekrarlıyorum; zincir marketçilik siyasal İslamcıların öncülüğünde AKP'nin teşviki ile yaygın hale gelmiştir. Allah'ın kestiği ceza türlü türlü şekilde tecelli edebilir bu yaşanan süreçte bunlardan birisi olsa gerek.
Zinciri marketler ile Cumhur ittifakı savaşının nedeni marketlerin diyet ödemekten vaz geçme sürecine girmiş olmalarıdır vesselam.

Millet ittifakı niçin adayını açıklamıyor?

Yahu bunlar değil miydi; fetö ile işbirliği yapıp kadim Türk Ordusu'na Ergenekon ve Balyoz kumpaslarını kuran.(Benim ithamım değil kendi itirafları)
Bazı balık hafızalılar seçim tarihi kesinleşmeden millet ittifakının niçin adayını açıklamadığını sorguluyorlar. Kadim Türk Ordusu'na kumpas kuranlar millet ittifakının adayını seçim tarihi belli olmadan açıklarsa neler yapmazlar ki.
Meral Akşener kaç defa ifade etti; "Onlar kesin seçim tarihini açıklasınlar ertesi gün biz de adayımızı açıklayalım" diyerek.
Erdoğan'ın adaylığını erken açıklama nedeni; süreci kendi kontrolünde götürmekti ama Meral Akşener in siyasi zekası bu oyunu bozdu. Cumhur ittifakı millet ittifakının adayını çok merak ediyorsa önce kesin seçim tarihini vermeli ki; sonra karşı hareketi görebilsin.

Öğretmenlerime saygılarımla

Öğrencilik yıllarımı, öğretmenlerimi, hele ki hayatıma dokunanları hafızamda bıraktıkları saygınlıklarla hatırlayınca içimi bir hüzün kapladı. Hüznümün temel nedeni "İnsan inşa etme"de son derece önemli olan bir mesleğin bugünkü içine düşürülmüş olduğu haldir.
Geçmiş yıllarda bu mesleğin mensupları istisnasız toplumun her yerinde, mahallesinde semtinde, kentinde "Bir bilen" statüsünde üstün değer atfedilen saygın insanlardı. Bunun temel nedeni T.C Devleti'nin banisi, Türk milletinin kurucu başbuğu (Makamı cennet olsun) Mustafa Kemal Atatürk'ün öğretmenler için tanımladığı misyonun paralelinde yine onlara başöğretmen sıfatı ile öncülük ederek yarattığı ve kazandırdığı saygınlıktır.
Geçmiş yıllarda öğretmenlik mesleğine ilgi ve alaka, sağladığı maddi imkana değil itibar ve saygınlığınaydı. Amma velakin; siyasal kutuplaşmaların liyakate bağlı olmayan, yandaşa iş sağlama önceliği ile yapılan kadrolaşmalar meslekte saygınlığın yitirilmesinin en büyük nedeni olmuştur. Öyle ki; farklı meslek alanında öğrenim görmüşler bile öyle veya böyle işsizliklerine çare bulmak için son çare olarak öğretmen olmayı seçmişlerdir. Oysa ki; belki de görev yaparken zevk alınması gereken, sevilerek yapılması gereken üç beş meslekten birisidir öğretmenlik. Liyakatsiz insanlar tarafından sevilmeyerek yapılan bir meslekte "ürün" nasıl elde edilebilir yani eğitilmiş, öğretilmiş insan nasıl yetişebilir ki.
Geçmişte siyasi düşünce farklılığı taşıyan öğretmenler bile asgari düzeyde bir standart taşıyorlardı; hal ve gidiş dersleri; vatandaşlık, felsefe, mantık dersleri; milli güvenlik ve ahlak dersleri ile belli bir düzey tutturula biliniyordu. Ne var ki; bu dersler kaldırılarak cemaatler ve tarikatların önce sızmaları ile sonra siyasal İslamcı hükümetin teşviki, kayırması ile Mustafa Kemal Atatürk'ün murat ettiği eğitim ve öğretim modeli yerle yeksan edilerek adeta yerine ikame eğitim öğretim modelleri son yirmi yılda aşikar olarak devreye sokuldu. Bilahare cumhuriyet değer ve kazanımları üzerine yetişmiş olup, onları koruma ve kollama üzerine mesleklerini icra eden öğretmenler psikolojik baskı ve kadro kayırmaları ile tek tek tasfiye sürecine tabi tutuldular, hale de devam etmektedir.
Çocukluğumda geçim sıkıntısı çeken öğretmenler ek gelir temini için kitap yazmak gibi yollara baş vururlarken bunun tek nedeni öğretmenlik gibi son derece saygın bir mesleğin mensubu olmalarıydı. Oysa bugün aynı sıkıntıyı çeken meslek mensuplarının pazarcılık gibi ek iş yapma mecburiyetleri onların öğrencileri ile karşılaşmaları durumunda yaşadıkları mahcubiyetin yarattığı psikolojik hallerini düşünmek bile istemiyorum. Çünkü öğrencilere göre öğretmenleri, hele ki ilköğretim öğrencileri için her biri onların kahramanıdır.
Bugün öğretmenlerin öğretmeni edebiyatçı, yazar Ayla Ağabegüm hocam, edebiyatı sevmemde üzerimde emeği olan lise edebiyat öğretmenim Aysen Erensoy ve hayatıma dokunan üç kadından annem, eşimden sonra ortaokul öğretmenim Mine Bergüzar öğretmenlerimi arayarak günlerini kutladım, hoş sohbet ettik. Ayla hocamla sohbetimiz sorası teşviki biraz da ricası ile böyle bir yazı ortaya çıktı, umarım beğenirsiniz.
Başta yukarıda isimleri geçen öğretmenlerim olmak üzere üzerimde emeği olan herkese ve tüm öğretmenlerime hürmetlerimi sunar, ayrı ayrı sağlık, sıhhat, afiyetler dilerim. Rahmetli olanların ruhları şad mekanları cennet olsun.