Dikkatinizi çekmek isterim ki, olimpiyat oylaması Türkiye de
değil, ülke dışında yapıldı. Yani
herhangi bir şekilde iktidar gücünün; yargıya, bürokrasiye ve sermayeye karşı
tehdidi söz konusu değildi. Sonuç, doğal bir süreçle tecelli etti. Akıbeti
belli oylamaların kazandırdığı alışkanlık bakıyorum birilerini hayal
kırıklığına uğratmış görünüyor ama gerçek bu.
Belli ki ''olimpiyat komitesi''nin dikkate aldığı kıstaslar
çok önemli. Sanırım en önemli unsur ülkenin güvenliği ve istikrarı. Yeterince
değerlendirmede bulunmak için Türkiye ye dışarıdan birisi olarak ve empati
yaparak bakmak lazım.
*Mevcut spor tesisleri genellikle şehir merkezlerinde.
*Neredeyse ülkenin bütün parkları kaçakların, göçeklerin
iskanı olmuş.
*Bütün komşularınla sorunlusun.
*Sınırların güvenli değil, girip çıkanı belli değil.
*İzleyicilerin tribünlerde tezahüratlarına sınır getirilmesi
veya sivil polis ile takip edilmesi
*Kombine bilet satışlarında ''müsabakalarda; vallahi de billahi
de hükümeti protesto etmeyeceğim'' imzalarının alınması.
*Terör örgütleri ile ilişkilerin günü birlik, gayri kanuni
ve ''ben istedim olacak'' mantığı ile devam ediyor olması. Bu şekilde devam
eden sürecin akıbeti konusunda hiçbir şeyin belli olmaması. (PKK, HAMAS,PYD)
*Geleneksel Türk Dış politikasının terk edilmesi ve sürekli sürprizlere
açık olması
*Ordusu ile kavgalı ve ordusuna güvenmeyen bir hükümet
anlayışı devam ediyor olması
*son zamanlarda uluslararası yarışmalara katılan sporcuların
neredeyse tamamının dopingli çıkıyor olması.
*Futbolda şike söylentileri ve dava süreçleri ile
rezilliğin, kepazeliğin üçbeş yıldır dünyaya duyurulması.
*En masum protestolar karşısında kullanılan orantısız polis
gücü ve hatda can kayıpları.
*Her vesile ile hükümet edenlerin konuşmalarında dini
referanslara vurgu veya alıntı yapılması.
*Yeşile düşmanlık
*İkide bir hükümet edenlerin ‘’savcıları göreve çağırıyorum’’
tehditleri
*Hükümete karşı otosansörlü basın. Neredeyse hergün istifa
ettirilen gazete yazarları
*Anamuhalefet liderinin bile mezhep farklılığından vurulmaya
çalışılması(Suriye konusunda Kılıçdaroğlu’na sen alevisin onun için Esad’ı
destekliyorsun diyor)
……….
Daha bir çok neden sıralayabiliriz elbette ki.
Şimdi bir de aynı kıstasları göz önüne alarak, elimizi
vicdanımıza koyup birde Japonya’yı düşünelim.
****
Bizlerde bir söz vardır. Diyelim ki delikanlı bir kızı
sevmiştir, kızda onu. Evlenmek isterler. Delikanlı konuyu annesine açar. Sevdalı
ama işi gücü yok, evlenmek için durumu müsait değildir. Belli ki, yapacağı
evlilik sıkıntılı olacak.
Vicdanlı, ana yüreği taşıyan ‘’ana’’ oğluna döner der ki;
‘’oğlum elin kızının günahına girme, sebep olma’’ der ve
gerekli mesajı da vermiş olur.
Dolayısıyla, olimpiyat komitesi de bize bunu demiş oldu.
Ben kendi adıma Allah razı olsun diyorum.
Spor bakanına söyleyini kına falan da aradığım yoktur.
Kendi egolarını tatmin için, şişim şişim şişmek için
olimpiyatları, şunu bunu fırsat bilmesinler. Türkiye de demokrasi için yeterli
zemini, müsait tutun yeter.
Siyasi partiler yasasında lider hegomanyasını ortadan
kaldıracak düzenlemeleri yapın mesela.
N eyse…..
İnşallah sonuç dünya barışı, sevgi ve kardeşlik için bütün
hayalperest liderlere rağmen hayırlara vesile olur.
Mehmet Soral
8.9.2013