22 Ekim 2017 Pazar

KARDAK KAHRAMANI BALYOZ MAĞDURU ALİ TÜRKŞEN

Bugün Kardak Kayalıkları kahramanı ve maalesef Balyoz kumpası mağduru yiğit Türk subayı Ali Türkşen'i; Ümraniye Türk Ocağı ve Türk Eğitim-Sen Şube Başkanlığının davetlisi olarak yoğun katılımın olduğu toplantıda heyecanla dinledik. Dolayısıyla, Ümraniye Türk Ocağı Başkanı Sayın Faruk Ülker ve yine Türk Eğitim-Sen Şube başkanı Sayın Ali İhsan HasanpaşaoğluBey'ye böyle bir organizasyonu tertip etmiş olmalarından dolayı kendilerine teşekkür ediyoruz.
...
Konuşmanın başlığı Ege adaları ve Kıbrıs idi ancak konuşma daha çok Yunanistan tarafından işgal edilmiş olan 18 Ege adaları üzerineydi. Değerli komutan çok şey anlattı elbette ancak anlattıklarından bilmediklerimize dikkat çekmek için sizlerle aklımda kalanları paylaşmak istiyorum.
...
Yunanistan tarafından işgal edilen 18 ada; Lozan Antlaşmasında özellikle isim isim sayılan ve Yunanistan'a verilen 12 adanın dışında olan adalar. Ege de çoğu kıyılarımıza çok yakın olan ancak Lozan Antlaşmasında kimlere ait olduklarına dair tanımlaması yapılmamış olan 152 ada olduğunu, işgal edilen 18 adanın da bunlardan olduğunu öğrendik.
....
Esas mesele; aslında Yunanistan'ın ''Erken kalkan bu adalardan işgal ettiklerinin sahibi olur'' mantığı ile hareket ederek; kime ait olduğu tanımlanmamış bu adalara sahip çıkmak istiyor. Düşünceleri; bizim kıyılarımıza yakın bu adaları önce işgal, sonra kullanılabilir hale getirerek neredeyse oltamızı atıp, balık tutacağımız deniz sahamız bile kalmayacak şekilde alan kazanmaya çalışıyorlar. Yine çok garip olan bir şey de; bu işgaller 2005 yılında başlamış ve bugüne gelmişiz. Şimdi ki Milli Eğitim Bakanı milli savunma bakanı olduğu dönemde malum 18 adanın Yunanistan tarafından işgal edildiğini devlet olarak resmen kabul etmişiz. Doğal olarak akla gelen de ''Peki siz buna karşılık ne yaptınız, ne önlem aldınız'' diye somak gerekiyor. Yunanistan bu işgal ettiği kendisine ait olmayan adalar üzerinde yaşanabilir ortamlar oluşturarak kendi kıta sahanlığını olta ile balık tuttuğumuz kıyılarımıza kadar uzatmak istiyor. Bütün bu işgallere zamanında müdahale etmezsek; yarın uluslararası mahkemelerde hakkımızı savunmamız mümkün olmayabilir; şimdiye kadar aklınız neredeydi diyebilirler.
...
Anlaşılması mümkün olmayan diğer bir husus da; emekli bir komutanımız bu 152 adadan ege illerimize yakın olanların tapu dairelerinde kayıtlarına ulaşmak için çalışma yapmak istemiş ancak ''Durduk yerde başımıza iş mi açacaksın'' dercesine bir tavır ortaya konmuş, müsaade edilmemiş.
...
Değerli komutanımız kumpas davaları süresince yaşamış olduğu eziyet nedeniyle devletine ve milletine karşı kesinlikle herhangi bir dargınlığının veya kırgınlığının söz konusu olamayacağını; o yaşadıklarının kendisini bugün geniş kitlelere tanıttığını, şimdi olduğu gibi onlara hitap eme imkanını bulduğunu söyledi. Ancak ülkesi ve milletinin geleceği ile ilgili sıkıntılı bir durumun söz konusu olduğunu, mutsuz olduğunu ancak umutsuz olmanın kesinlikle gereksiz olduğunu söyleyerek; bunun içinde sadece konuşmak değil, siyasette de bulunmak gerektiğine inandığını; bunun için de yeni oluşuma iştirak ettiğini doğrudan olmasa bile dolaylı olarak söylemiş oldu.
Mehmet Soral
soralmehmet@hotmail.com