2 Eylül 2017 Cumartesi

SAYIN CUMHURBAŞKANINA TAVSİYEM O Kİ...


Sayın Cumhurbaşkanı bu ayrıştırıcı ve tahrik edici dili kullanmaya ve hala "Camiler ahır yapıldı" demeye devam ettiği sürece iç barışın olması hayalden öteye gidemez. Bir muhalifi olarak her geçen gün kendisi ile rabıta kurabilmem için hiç bir ortak değer bırakmıyor.
...
Korkum o ki Erdoğan ve karşıtları şeklindeki bir ayrışma, dolayısıyla kutuplaşma kin ve nefreti körükleyecek, oluşacak ortamın da; dış mihrakların çok iyi suistimal edebileceği bir kıvama erişebileceğidir. Yani demem o ki; ayrışmanın terörize edilebileceği ihtimalidir. 
...
Fethullah Gülen'i ABD de iskan ettiren ve sonra da cemaatinin de içinde olduğu, BOP projesi üzerinden gerçekleştirilmek istenen; ABD'nin 15 Temmuz işgal girişimine kadar geçen süreci besleyen en büyük argüman ne olmuştur; siyasal İslamcıların gizli emellerini gerçekleştirmek için başta başörtüsü gibi sembolik mağduriyetleri atlama taşı olarak kullanılmış olmasıdır. Kökten laikçi resmi kurumsal yapıların ve bunlar adına hareket eden işgüzar bireylerin aşırı ve dayatmacı tutumları siyasal İslamcılara mazeret oluşturarak, güç vermiştir. İşte 15 Temmuz cüreti de; cesaretini bu sosyolojiden almıştır; yani ayrışmaya neden kutuplaşmadan.
...
Şimdi de Erdoğan rejimi ve kullandığı dilin karşıtlarında yarattığı öfke ve travmanın sebep olduğu mağduriyeti terörize etmek isteyen emperyalistler ayrışmanın doruğuna erişildiğinin düşünüldüğü bir anda pekala devreye girebilirler. 
...
Biz 1980 öncesini yaşadık ve şunu çok iyi biliyor ve hatırlıyorum ki; aynı anadan doğma iki kardeş ideolojik kavgada birbirlerine kurşun sıkmışlardır. Karadeniz'de ise bir evlat kendi ideolojik inançları gereği, sözde kurulan mahkeme kararı ile yanlış hatırlamıyorsam babasını veya annesini infaz ettiğini hatırlıyorum.
...
Bunları anlatmamın nedeni; milletin ayrışmasının, tarafları anne, baba, kardeş katili olmaya kadar götürdüğüne dikkat çekmek içindir. Ben CHP'li değilim, birileri CHP'ye laf sokuşturacak diye bu kimse Cumhurbaşkanı dahi olsa; Müslüman Türk milletinin mazisinde "Camiler ahır yapıldı" denmesini kabul edemem. Müslüman Türk milleti buna izin verecek kadar ahmak olsaydı; Fransız işgalci askerin bir Türk kadının başörtüsünü çekip alması nedeniyle Maraş'ın adı Kahramanmaraş olmazdı.
...
Cumhurbaşkanı sürekli Fetö ile mücadelede yalnız kaldığını söylüyor. Sayın Cumhurbaşkanı, siz sadece Fetö ile değil, milletin diğer yarısı ile de kavga etmeyi göze almışsınız. Bu anlamda yalnızlığı siz tercih ediyorsunuz; yardımı değil, sürekli tasdik edilmeyi istiyor ve bekliyorsunuz. Bir muhalifiniz olarak hiç bir zaman elinizin sırtımı sıvazladığını, okşadığını hissedemeyeceksem; biz ne zaman seninle aynı yola baş koyabiliriz ki. Benim geçmişim, hatta hepimizin geçmişi için ''Camileri ahır yaptılar'' diyorsun; bundan daha ötesi var mı Allah aşkına; ve bunu mübarek bir günde, bayram gününde yapıyorsun.
Mehmet Soral

soralmehmet@hotmail.com

GÜNDEME DAİR ORDAN BURDAN ŞURDAN

Ümit Özdağ diyor ki...
Saray, yeni kurulacak bir üniversiteye kampüs olarak verilecek. Cumhurbaşkanı'na ait 13 uçak satılacak. Sayın Akşener, Atatürk'ün mirası olan Köşk'te kalacak. Bütün israfa sert ve kesin bir şekilde son verilecek. Devlette tasarruf ana ilke olacak. Sonra üretim ekonomisi başlayacak."
..... 
Not:
Beştepe faliyete geçtiğinde ve o zaman Devlet Bahçeli'nin de tasvip etmediği sarayın; MHP iktidarında Üniversiteye dönüştürülmesinin çok uygun olacağını yazmıştım. Sayın Devlet Bahçeli tamamen değişse de; inanmış ve adanmış Türk milliyetçilerinin düşünceleri değişmeyeceği için "Saray" ile ilgili arzumuzu yeni partimiz ile gerçekleştireceğiz inşallah. Meral Hanım Cumhurbaşkanı olduğunda, "Saray"a yerleşmek için değil, Üniversiteyi ziyaret amaçlı gide


A Haber klasiği
A Haber diyor ki; "27 Nisan E-Muhturası'na posta kondu" tamam anladık da; "Cemaatin" öğrenci yurdunda soğan doğrayan ilk okul mezunu kadın bugün tutuklanırken, 27 Nisan muhtırasını verenlere ne yaptınız; hiç bir şey yapmadınız zira sonuçlarından yaralanan sizdiniz. Sonra muhtıranın baş kahramanına özel korumaya yönelik araç tahsis ettiniz. Peki aranızda bu kadar kankalık varken; kasdettiğiniz, posta koyduğunuz muhtıranın "Essahlığı" nerede. 

Bayram namazındayız ve....
Camideyiz, bayram namazı vaktini bekliyoruz. İmam zamanı değerlendirmek üzere sohbetine başladı; sözüne Atatürk ve silah arkadaşlarını hayırla anarak başladı. Caminin ismini vermeyeceğim. Namaz sonrası bayramlaşma sırasında Sayın Hocamın kulağına eğilerek, özellikle teşekkür ettim "Öyle yapmamız gerekiyor" dedi. Dolayısıyla, eleştirdiğimiz gibi takdiri de teşekkür etmesini de bilmemiz lazım. Herkesin bayramını en kalbi duygularımla kutluyorum.

CHP sorumluların sorumsuzluğu
Yahu acaba CHP'liler benim üzüldüğüm kadar partilerine üzülüyorlar mı? Sorumlular, yapıp ettiklerine özen gösteriyorlar mı? Adalet yürüyüşü ve adalet kurultayı gibi gerçekten çok emek verilerek hazırlanan etkinlikler bir iki densizin yüzünden heba, olup gidiyor. Adam diyor ki "İçki içmek sosyal bir etkinlik, içerim kime ne ki". Bu cümleleri kullanırken sen hala ayık değilsin bilader. Bu toplum senin "Sosyal içiciliğini" kabullenecek kültüre ulaşmış da bunu sadece sen mi fark edebildin. Yapmayın, etmeyin; bu kadar verilen emeğe yazık, günah değil mi. O zaman çekilin kenara, özlemini duyduğunuz iktidara talip olmak için milletin "Sosyal içiciliğinizi" hoş görecek seviyeye gelene kadar bekleyin. Yazık, çok yazık

Devlet Bahçeli'nin tebessümünün düşündürdükleri
Ne kadar "maraba" görüldüğümüzü; "taşoranın" muhtereme bakan gözlerinin ışıltısından ve iyice içeri çekilen gamzelerinden anladım. Çünkü hiç bir zaman üzerimizde böyle bir bakışı, kendinden geçen gamzeleri görmemiştik. Ne yalan söyleyeyim; kıskandım

İhanete pirim vermek.
"Cumhuriyet tarihinin en hain iki örgütünden birisi ile defalarca işbirliği yapan, diğerini ise devletin her kademesine yerleştiren bir siyasi partiyi tekrar tekrar ihya eden, iktidara taşıyan bir halkın "sosyolojisi yoktur" dediğimde, sen ne demek istiyorsun diyorlar. Ne demek istediğim belli değil mi; 2019 yılında da aynı partiyi gene ihya ederler mi(!) 

"Turan eller var olsun, düşmanlar kahrolsun" 
...
Bu sözler A Haber'de fon müziği olarak konmuş bir eserde geçiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın görüntüleri eşliğinde veriliyor. Bir ara kendimi kontrol ettim; acaba başka blr kanalımı açtım diye ama doğruydu; A Haber kanalıydı. 
...
Bu şarkıyı da, sözlerini de çok beğendim; bestesi de çok güzel olmuş. Ancak, ''Sözlerin mana ve önemine'' inanç konusunda bu eserin hazırlayıcılarının ve talimatını verenlerin samimiyetlerine inanmıyorum, güvenmiyorum. Sanki bugünler de Türk milliyetçilerinin yaşamakta olduğu birilerine göre ayrışma, bir başka anlamda belki de bütünleşme sürecine algı operasyonu ile müdahale edilerek; "Ne gerek var oraya, buraya gitmeye; ne arıyorsanız bizde var" demek isteniyor gibi bir niyetin olduğunu seziyorum. Yine diğer bir kanaatim de odur ki; MHP yönetimi Türk milliyetçiliği adına kontrolü iyice kaybettiğini anlayınca; tedbirini de AKP ve hükumet imkanları ile almak; ilgililere akıl hocalığı yaparak milliyetçi kavram ve temalar üzerinden söylemler geliştiriyorlar. Amaç, yeni oluşuma akan suyun yönünü değiştirmektir.
...
Çok profesyonelce hazırlanmış bir müzik parçası. Milliyetçiliği ayaklar altına alan hissiyatın Turan ellerine selam göndermesi ne kadar samimi ve inandırıcı olabilir ki. Ama şarkıya itirazım yok, tekrar tekrar dinletin lütfen.
Mehmet Soral

soralmehmet@hotmail.com