28 Kasım 2012 Çarşamba

TEKTİP KIYAFET

Milli Eğitim Bakanlığının okullarda kılık kıyafet serbestliği getirmesi aslında devletle kavganın başka bir yansımasıdır diye düşünüyorum. Acaba Atatürk’ün siyah renkli ‘’ilkokul önlüğü’’ giymiş çocuğa yazı tahtasında alfabeyi öğretirken gösteren resimden kaynaklanıyor olabilirimi?  Şaka bir yana; Cumhuriyetimizin geçmişi ile sürekli kavgalı olmayı ve bu kavgadan pirim elde etmeyi alışkanlık haline getiren hükümet, gele gele en sonunda sürekli kavgasını verdiği kılık kıyafet meselesini ayrımcılık olarak getirip gündemimize oturttu.
Özellikle okullarımızda ayrımcılığa çanak tutacağı kanaatindeyim. Bizler bu toplumda yaşıyoruz. İşgüzar ebe beylerin çocuklarını diğer çocuklardan farklı kılma adına ne kadar saçmalıklar yapabileceklerini tahmin edebiliyorum. Haftanın beş okul günü beş ayrı kıyafetle çocuklarını okullarına göndereceklerini tahmin etmek hiçte zor değil. ‘’Serbestlik’’ kavramının sihrine kapılarak yapılmak istenen bu saçma uygulama inanıyorum en kısa zamanda terk edilecektir.

1970 Yıllarda Kabataş Erkek Lisesinde öğrenciyken ‘’blue jean’’ giyen arkadaşlarıma ne kadar imrendiğimi hatırlıyorum. Yaz tatillerini iple çekiyordum. Çalışıp, kazandığım para ile ‘’blue jean’’ almak için. Çünkü o yıllarda ‘’blue jean’’ kaçak geliyordu ve ancak seçkin aile çocukları yurt dışında getirtebiliyorlardı. Hiç kullanılmamış Jean alamadım ama bir arkadaşımın Jean’nini kiralayıp, ancak bu şekilde hevesimi giderebilmiştim. Yeni düzenleme ile benim genç bir delikanlıyken yaşadığım bu ezikliği günümüzde yaşayanların ya da yaşayacakların olmayacağını kim söyleyebilir. Hatta çoğumuz yaşamışızdır. Zaman zaman arkadaşlarımız ile giysilerimizi değiştirerek kullanırdık. Çünkü fakir veya ‘’orta direk’’ aile çocuklarıydık.

‘’Disiplin’’ ile ‘’dayatma’’nın karıştırılmasından kaynaklanıyor bütün mesele. Okul bir eğitim ve öğretim yeridir, aynı askerlikte olduğu gibi. Askerlikte disiplini sağlamak için tek tip kıyafet olduğu gibi okullarda da disiplini sağlamak adına tek tip elbise tercih edilmelidir.  Tektip elbise veya forma farklılıkları ortadan kaldıran, eşitliği sağlayan kıyafet şeklidir. Bugün tek tip kıyafet uygulandığı halde suistimal ettikleri gerekçesi ile birçok öğrencimiz disipline veriliyorlar. Kıyafet serbestliği getirilmesi durumunda sınıflar adeta ‘’karnaval’’ görünümünde olacaktır.

Başbakan ‘’kimin gücü neye yetiyorsa onu giysin’’ diyor. Aslında bunu söylerken aynı zamanda ‘’kimlerin neye gücü yetmiyorsa onlar belli olsun’’   demiş olmuyormu? Düşünebiliyormusunuz bir öğrenci beş gün boyunca değişik kıyafetle okula geliyor yanında oturan arkadaşı beklide hep aynı elbise ile gelmek zorunda kalıyor. Bu psikolojik hali, ezikliği devlet çocuklarımıza yaşatmak zorunda mı?

Yıllardan beridir hep duyar yada okuruz. Terör örgütünün dağ kadrosunun alt yapısını hep fakir ve bişeklide ezilmiş, horlanmış çocukların, gençlerin oluşturduklarını. Gençlerimizin bu tarafları sürekli suistimal edilmiştir. Bütün bunlardan ders alınmamışçasına üstelikte devletin aracılığı ile ayrımcılığı tetikleyen yanlışlıklar yapılıyor.

Kısaca tek tip kıyafetli öğrencinin ‘’tarz’’ının kontrolünü sağlayamıyorken, çok ‘’tarz’’lı kıyafetin kontrolü nasıl sağlanacaktır.

Öte yandan özel armalar, simgeler, işaretler yada kıyafetler  aidiyeti belirler . Çocuklarımızın bu manada aidiyet duygularının gelişmesi için her okulun şimdi olduğu gibi farklı tektip formaları olmalıdır.  Okullar arası yarışmalarda o okulun simgesel renkleri, kıyafetleri onların en büyük gurur kaynağı olabilmektedir.

Daha çok şey söylenebilir. Anlıyoruz ki bu konu enine boyuna araştırılmadan psikolojik, sosyolojik gerçekler göz önünde bulundurulmadan aceleci bir yaklaşımla gündeme getirilmiş.

Okullarda kılık kıyafet tartışmasının başlatılması tamamen gündemi değiştirmek adına yapılmaktadır. Bazı şeyler gözden kaçırılmak istenmektedir. Çünkü PKK ile yeni bir açılım süreci başlatılmıştır. Toplum olarak biz bunları tartışırken hükümette sihirbazlık yaparak kendi gizli gündemini icra ediyor olacak. Aslında bütün mesele bu.


Mehmet Soral