5 Haziran 2017 Pazartesi

KILIÇTAROĞLU-AKŞENER BULUŞMASI

Değerli dostlar,
Yılların birikimi, tecrübesi ve en az kırk yıl inanmış ve adanmışlık psikolojisi içinde bu kadar siyaset odaklı yaşamış ama sonunda hayal kırıklığına uğrayarak "Siyaset Kurumu"nun ihanetini dibine kadar hissetmiş birisi durumundayken; bu paylaştığım fotoğraf benim için umut olmuştur. Özellikle paylaşımlarımda özlemini duyarak, dile getirdiğim gibi yeni sistemin mantığına göre geliştirilip, sonra da ete kemiğe büründürülmesi gereken projenin fotoğrafı olarak görüyor, canı gönülden destekliyorum.
...
Dünkü iftar yemeğinde bir araya gelen Kemal Kılıçtaroğlu ve Meral Akşener son 15 Yılın dayatmalarına karşı alternatif siyaseti üretmek için gerçekçi bir adım atmışlardır. Bu iki saygın ismin ortaya koyacakları inisiyatif artık Türkiye de özlemini duyduğumuz ''Güçlendirilmiş, demokratik, parlamenter sistem''e dönüşün öncüleri olacaklar. Bu iki ismin etrafında bir çok saygın isim yer alacaklardır şüphesiz. Kendilerini tebrik ediyorum.
...
Yine bu fotoğraftan çıkardığım; her iki insanın bir araya gelmesini yorumlayacak olursak; Sayın Kılıçtaroğlu sadece kendisi değil, hiç bir CHP adayının önümüzdeki ilk seçimde siyasi yelpaze ve konjonktür gereği cumhurbaşkanlığını kazanamayacağı bilincinde olduğu gibi, Meral Akşener gerçeğini de kabullenmiş durumda.
...
Tayyip Erdoğan'a alternatif olabilecek en makul fotoğrafı vermişlerdir. Yine Meral Akşener de ''Ben her şeyden vaz geçtim, evime dönüyorum, torunumu sevmeye gidiyorum'' deme lüksüne sahip olmadığının farkında. Şartlar gereği MHP muhalif hareketinin liderliğine talip olmuş olsa bile artık Sayın Kılıçtaroğlu da dahil olmak üzere Türk milleti kendisini farklı şekilde konumlandırmış durumdadır. Zaten bu gerçek çok önceden fark edildiği için gerek Recep Tayyip Erdoğan, gerekse Bahçeli önlemlerini alarak, altını da iftira ve algı operasyonları ile besleyerek Meral Akşener'i itibarsızlaştırma, siyasetten tasfiye yoluna gitmişler, kısmen de başarılı olmuşlardır.
...
Bence bu güzel gelişmelere hayırlı olsun diyelim.
Mehmet Soral

soralmehmet@hotmail.com

ÜMRANİYE TÜRK EĞİTİMSEN VE TÜRK OCAĞINDA İFTAR

Türk milliyetçileri "Ailesi"ne mensup bir grup insan iftar sofrasında bir araya geldik. Bizleri, hazırlamış oldukları mütevazi, nezih iftar sofralarına buyuran Ümraniye Türk Ocağı Başkanı Sayın Faruk Ülker ve Türk Eğitim-Sen 3. nolu şube Başkanı Sayın Ali İhsan Hasanpaşaoğlu 'na ve misafirperver mensuplarına çok teşekkür ediyoruz. İftar yemeğinin teneffüs ettiğimiz havası ve güzel atmosferiyle beraber; Türk milliyetçilerinin aslında teşkilatçılık ruhunun dimdik ve ayakta olduğunu bir kez daha müşahede ettim. Bu nezih ortam aynı zamanda bir partiye, daha doğrusu MHP'ye angaje olmuş, konumlanmış düşünce, eylem ve tarz birlikteliği çabasının Türk milliyetçiliği hareketini körelttiği hususundaki acizane genel bir tesbitimi de tekrar hatırlamama vesile oldu. Ancak belli ki son bir buçuk-iki yıldır gerek şahıslar bazında, gerekse kurumsal anlamda milliyetçi sivil toplum örgütleri öncülüğünde bu kısır döngüye son verildiğinin emarelerini, özgüven dolu çalışmaları görebiliyoruz.
Mehmet Soral
soralmehmet@hotmail.com

GÜNDEME DAİR

Artık MHP etrafında dönüp durmanın bir anlamı yoktur.
Artık Türk milliyetçileri MHP'yi de aşan bir siyasi hedefi, yapılanmayı düşünmek durumundadır. Sürekli MHP etrafında dönüp durmak, yeni sisteme göre alternatif yaratacak alanı kısıtlamak, dar tutmak demektir.
...
Şunu herkes bilmelidir ki; 2019 Cumhurbaşkanlığı seçiminde AKP dışındaki hiç bir partinin kendisi adına çıkaracağı adayın kazanma şansı olmayacaktır. Sadece ve sadece referandumdaki "Hayır" cephesinin oylarının konsolidasyonunu sağlayabilecek ortak aday kazanabilir.


15 Temmuzda ne oldu, sonra ne oldu?
15 Temmuz sonrası Türkiye de yapılan değişiklikler ve akabinde yaşanan değişimin getirip, götürdüklerinin hesabını yaptıktan sonra; eğer Cumhuriyet kurulduğundan beridir yaşanmamış, hatta akıldan geçirmeye bile cüret edilememiş değişimi görebiliyorsak; 15 Temmuz kalkışmasının kontrolü olup olmadığı veya "Allah'ın lütfu" görüp, başka bir sonuçlara evrilmesi üzerine çok şeyler söyleyebiliriz. Ancak şuna kesinlikle inanıyorum ki; ABD cemaat marifeti ile ülkemizi paket servis ile teslim almak istemiştir.

''Türkiye AKP Devleti" muhatapları için hayırlı olsun(!)  
Herkes aklını başına almalı. Parti devletine son vermek ve demokratik parlamenter sisteme rücu etmek için 1.11. 2019 Seçimlerine yeni sistemin mantığına uygun hazırlıklarla gidilmesi ve yapılacak çalışmalara da şimdiden başlanılması gerekmektedir.
...
Kesinlikle ve kesinlikle, partileşmek de dahil yapılan her türlü çalışmanın nihai hedefi Cumhurbaşkanlığını elde etmeye yönelik olmalıdır. Bunun için şimdiden sanal koalisyonlar kurulmalıdır.
...
Bu yeni ''Parti Devleti Sistemi''ne göre 2019 seçimlerinde diyelim ki AKP 275 milletvekili aldı, diğerlerini de diğer partiler aldı ve Cumhurbaşkanlığını da tekrar Erdoğan kazandı. Diğer partiler ne kadar milletvekili çıkarırlarsa çıkarsınlar, her ay belli bir miktarda maaş alan seçkin insanlar olmanın dışında hiç bir etkinlikleri ve yetkinlikleri olmayacaktır. Böyle bir durumda, AKP ve Erdoğan'ın etkinlikleri ve yetkinlikleri açısından hiç bir kayıpları söz konusu olmayacaktır. 600 milletvekili; bırakalım muhalefetinkileri, iktidar milletvekilleri dahi tuzluk konumunda olacaklardır. O nedenle muhalefet cephesi Cumhurbaşkanlığı seçimine patiler üstü koalisyon ile gitmelidir. Partiler kurumsal kimliklerini muhafaza edecekler ancak bu koalisyonun belirleyeceği Cumhurbaşkanı adayı ve yardımcıları için yek vücut olup, çalışılması gerekecektir. Vaatleri de; kuvvetler ayrılığının kesin çizgilerle ayrıldığı, siyasi partiler ve seçim yasalarının daha idealizme edilerek, düzenlendiği parlamenter sisteme dönüş olmalıdır.


Otobanlar Boyunca Peysaj Çalışmaları; Nedir bu israf?
Nedir bu Allah aşkına; canlı bitkilerle, o da yetmiyor mobilya süslemelerle otobanlar boyunca yapılan peyzaj çalışmaları...
...
Yeşil alanlar yetmiyormuş gibi beton duvarları da yeşil bitkilerle giydiriyorsunuz. Nedir bu israf. Yahu mevcut doğal yeşili koruyun o bize yeter. Neredeyse mercimek tarlalarını, peyzaj çalışmaları için yetiştirilen bitki tarlalarınıza dönüştürdünüz.

Sizi gidi uyanıklar sizi. Bütün bunlar; kendi zengininizi yaratmak için belirlediğiniz bir yöntem olduğunu elbette biliyoruz. Yahu dağı, taşı, toprağı süslemeyi bırakın; hak, hukuk, adaletin teminatı demokrasi ne alemde, siz ondan haber verin.

Antidemokratik uygulamalar, hukuk skandalları karşısında ''Nasıl olsa fetöcü değiliz'' rahatlığı içindeyken şimdi de bambaşka saiklerle yaptıklarımız, ettiklerimiz, düşündüklerimiz Fetö'nün yaptıkları ve söyledikleri ile örtüşecek olursa; "Gel bakayım buraya" tedirginliğini yaşıyoruz. 15 Temmuz üzerine aklımıza yatmayan bir şeyler söyleyecek olsak "Bak hele fetöcüler de aynısını söylüyor" tehditi ile karşılaşıyoruz. Bakın bizden söylemesi; gene kandırılıyor olmayasınız?

Bir zamanlar aynen sokaklarda kağıt toplayanların geniş, büyük çuvalları gibi elinize geçen her şeyi Ergenekon çuvalına atmıştınız (Yapanlar fetöcüler olsa bile, iktidar sizdiniz) şimdi de işinize gelmeyen ama kendinizce ''Terbiye etmek'' isteğiniz her kim olursa olsun Fetö çuvalına atıyor, sizden olmayan her muhalif sese bu tedirginliği yaşatıyorsunuz. Bir insanın canını acıtmak istediğiniz de otuz yıl önce cemaat yurdunda kalmış olmayı bahane ederken; daha dün Gülen ile aynı masada şen şakrak yemek yiyen mensubunuz olunca ''Bizim partimize sızmış fetöcü yoktur'' arsızlığını sergileyebiliyorsunuz. Hesaba, kitaba gelir; ölçülebilir bir tarafınız yoktur. Ne diyebiliriz ki.

Peyzaj işlerini bırakın artık, demokrasiye bakın. Yaptıklarınız geleneksel hale gelirse; size lazım olmasa bile torunlarınıza lazım olacaktır bilesiniz.
Mehmet Soral

soralmehmet@hotmail.com