Değerli dostlar,
Yılların birikimi, tecrübesi ve en az kırk yıl
inanmış ve adanmışlık psikolojisi içinde bu kadar siyaset odaklı yaşamış
ama sonunda hayal kırıklığına uğrayarak "Siyaset Kurumu"nun ihanetini
dibine kadar hissetmiş birisi durumundayken; bu paylaştığım fotoğraf
benim için umut olmuştur. Özellikle paylaşımlarımda özlemini duyarak,
dile getirdiğim gibi yeni sistemin mantığına göre geliştirilip, sonra da
ete kemiğe büründürülmesi gereken projenin fotoğrafı olarak görüyor, canı gönülden destekliyorum.
...
Dünkü iftar yemeğinde bir araya gelen Kemal Kılıçtaroğlu ve Meral
Akşener son 15 Yılın dayatmalarına karşı alternatif siyaseti üretmek
için gerçekçi bir adım atmışlardır. Bu iki saygın ismin ortaya
koyacakları inisiyatif artık Türkiye de özlemini duyduğumuz
''Güçlendirilmiş, demokratik, parlamenter sistem''e dönüşün öncüleri
olacaklar. Bu iki ismin etrafında bir çok saygın isim yer alacaklardır
şüphesiz. Kendilerini tebrik ediyorum.
...
Yine bu fotoğraftan
çıkardığım; her iki insanın bir araya gelmesini yorumlayacak olursak;
Sayın Kılıçtaroğlu sadece kendisi değil, hiç bir CHP adayının önümüzdeki
ilk seçimde siyasi yelpaze ve konjonktür gereği cumhurbaşkanlığını
kazanamayacağı bilincinde olduğu gibi, Meral Akşener gerçeğini de
kabullenmiş durumda.
...
Tayyip Erdoğan'a alternatif olabilecek
en makul fotoğrafı vermişlerdir. Yine Meral Akşener de ''Ben her şeyden
vaz geçtim, evime dönüyorum, torunumu sevmeye gidiyorum'' deme lüksüne
sahip olmadığının farkında. Şartlar gereği MHP muhalif hareketinin
liderliğine talip olmuş olsa bile artık Sayın Kılıçtaroğlu da dahil
olmak üzere Türk milleti kendisini farklı şekilde konumlandırmış
durumdadır. Zaten bu gerçek çok önceden fark edildiği için gerek Recep
Tayyip Erdoğan, gerekse Bahçeli önlemlerini alarak, altını da iftira ve
algı operasyonları ile besleyerek Meral Akşener'i itibarsızlaştırma,
siyasetten tasfiye yoluna gitmişler, kısmen de başarılı olmuşlardır.
...
Bence bu güzel gelişmelere hayırlı olsun diyelim.
Mehmet Soral
soralmehmet@hotmail.com
Türk milliyetçileri "Ailesi"ne mensup bir grup insan iftar sofrasında
bir araya geldik. Bizleri, hazırlamış oldukları mütevazi, nezih iftar
sofralarına buyuran Ümraniye Türk Ocağı Başkanı Sayın Faruk Ülker ve Türk Eğitim-Sen 3. nolu şube Başkanı Sayın Ali İhsan Hasanpaşaoğlu
'na ve misafirperver mensuplarına çok teşekkür ediyoruz. İftar
yemeğinin teneffüs ettiğimiz havası ve güzel atmosferiyle beraber; Türk
milliyetçilerinin aslında teşkilatçılık ruhunun dimdik ve ayakta olduğunu
bir kez daha müşahede ettim. Bu nezih ortam aynı zamanda bir partiye,
daha doğrusu MHP'ye angaje olmuş, konumlanmış düşünce, eylem ve tarz
birlikteliği çabasının Türk milliyetçiliği hareketini körelttiği
hususundaki acizane genel bir tesbitimi de tekrar hatırlamama vesile
oldu. Ancak belli ki son bir buçuk-iki yıldır gerek şahıslar bazında,
gerekse kurumsal anlamda milliyetçi sivil toplum örgütleri öncülüğünde
bu kısır döngüye son verildiğinin emarelerini, özgüven dolu çalışmaları
görebiliyoruz.
Mehmet Soral
soralmehmet@hotmail.com
Artık MHP etrafında dönüp durmanın bir anlamı yoktur.
Artık Türk milliyetçileri MHP'yi de aşan bir siyasi hedefi, yapılanmayı
düşünmek durumundadır. Sürekli MHP etrafında dönüp durmak, yeni sisteme
göre alternatif yaratacak alanı kısıtlamak, dar tutmak demektir.
...
Şunu herkes bilmelidir ki; 2019 Cumhurbaşkanlığı seçiminde AKP
dışındaki hiç bir partinin kendisi adına çıkaracağı adayın kazanma şansı
olmayacaktır. Sadece ve sadece referandumdaki "Hayır" cephesinin
oylarının konsolidasyonunu sağlayabilecek ortak aday kazanabilir.
15 Temmuzda ne oldu, sonra ne oldu?
15 Temmuz sonrası Türkiye de yapılan değişiklikler ve akabinde yaşanan
değişimin getirip, götürdüklerinin hesabını yaptıktan sonra; eğer
Cumhuriyet kurulduğundan beridir yaşanmamış, hatta akıldan geçirmeye
bile cüret edilememiş değişimi görebiliyorsak; 15 Temmuz kalkışmasının
kontrolü olup olmadığı veya "Allah'ın lütfu" görüp, başka bir sonuçlara
evrilmesi üzerine çok şeyler söyleyebiliriz. Ancak şuna kesinlikle
inanıyorum ki; ABD cemaat marifeti ile ülkemizi paket servis ile teslim
almak istemiştir.
''Türkiye AKP Devleti" muhatapları için hayırlı olsun(!)
Herkes aklını başına almalı. Parti devletine son vermek ve demokratik
parlamenter sisteme rücu etmek için 1.11. 2019 Seçimlerine yeni sistemin
mantığına uygun hazırlıklarla gidilmesi ve yapılacak çalışmalara da
şimdiden başlanılması gerekmektedir.
...
Kesinlikle ve
kesinlikle, partileşmek de dahil yapılan her türlü çalışmanın nihai
hedefi Cumhurbaşkanlığını elde etmeye yönelik olmalıdır. Bunun için
şimdiden sanal koalisyonlar kurulmalıdır.
...
Bu yeni ''Parti Devleti Sistemi''ne göre 2019 seçimlerinde diyelim ki
AKP 275 milletvekili aldı, diğerlerini de diğer partiler aldı ve
Cumhurbaşkanlığını da tekrar Erdoğan kazandı. Diğer partiler ne kadar
milletvekili çıkarırlarsa çıkarsınlar, her ay belli bir miktarda maaş
alan seçkin insanlar olmanın dışında hiç bir etkinlikleri ve
yetkinlikleri olmayacaktır. Böyle bir durumda, AKP ve Erdoğan'ın
etkinlikleri ve yetkinlikleri açısından hiç bir kayıpları söz konusu
olmayacaktır. 600 milletvekili; bırakalım muhalefetinkileri, iktidar
milletvekilleri dahi tuzluk konumunda olacaklardır. O nedenle muhalefet
cephesi Cumhurbaşkanlığı seçimine patiler üstü koalisyon ile gitmelidir.
Partiler kurumsal kimliklerini muhafaza edecekler ancak bu koalisyonun
belirleyeceği Cumhurbaşkanı adayı ve yardımcıları için yek vücut olup,
çalışılması gerekecektir. Vaatleri de; kuvvetler ayrılığının kesin
çizgilerle ayrıldığı, siyasi partiler ve seçim yasalarının daha
idealizme edilerek, düzenlendiği parlamenter sisteme dönüş olmalıdır.
Otobanlar Boyunca Peysaj Çalışmaları; Nedir bu israf?
Nedir bu Allah aşkına; canlı bitkilerle, o da yetmiyor mobilya süslemelerle otobanlar boyunca yapılan peyzaj çalışmaları...
...
Yeşil alanlar yetmiyormuş gibi beton duvarları da yeşil bitkilerle
giydiriyorsunuz. Nedir bu israf. Yahu mevcut doğal yeşili koruyun o bize
yeter. Neredeyse mercimek tarlalarını, peyzaj çalışmaları için
yetiştirilen bitki tarlalarınıza dönüştürdünüz.
Sizi gidi uyanıklar sizi. Bütün bunlar; kendi zengininizi yaratmak için belirlediğiniz bir yöntem
olduğunu elbette biliyoruz. Yahu dağı, taşı, toprağı süslemeyi bırakın;
hak, hukuk, adaletin teminatı demokrasi ne alemde, siz ondan haber
verin.
Antidemokratik uygulamalar, hukuk skandalları
karşısında ''Nasıl olsa fetöcü değiliz'' rahatlığı içindeyken şimdi de
bambaşka saiklerle yaptıklarımız, ettiklerimiz, düşündüklerimiz Fetö'nün
yaptıkları ve söyledikleri ile örtüşecek olursa; "Gel bakayım buraya"
tedirginliğini yaşıyoruz. 15 Temmuz üzerine aklımıza yatmayan bir şeyler
söyleyecek olsak "Bak hele fetöcüler de aynısını söylüyor" tehditi ile
karşılaşıyoruz. Bakın bizden söylemesi; gene kandırılıyor olmayasınız?
Bir zamanlar aynen sokaklarda kağıt toplayanların geniş, büyük
çuvalları gibi elinize geçen her şeyi Ergenekon çuvalına atmıştınız
(Yapanlar fetöcüler olsa bile, iktidar sizdiniz) şimdi de işinize
gelmeyen ama kendinizce ''Terbiye etmek'' isteğiniz her kim olursa olsun
Fetö çuvalına atıyor, sizden olmayan her muhalif sese bu tedirginliği
yaşatıyorsunuz. Bir insanın canını acıtmak istediğiniz de otuz yıl önce
cemaat yurdunda kalmış olmayı bahane ederken; daha dün Gülen ile aynı
masada şen şakrak yemek yiyen mensubunuz olunca ''Bizim partimize sızmış
fetöcü yoktur'' arsızlığını sergileyebiliyorsunuz. Hesaba, kitaba
gelir; ölçülebilir bir tarafınız yoktur. Ne diyebiliriz ki.
Peyzaj işlerini bırakın artık, demokrasiye bakın. Yaptıklarınız
geleneksel hale gelirse; size lazım olmasa bile torunlarınıza lazım
olacaktır bilesiniz.
Mehmet Soral
soralmehmet@hotmail.com