Artık MHP etrafında dönüp durmanın bir anlamı yoktur.
Artık Türk milliyetçileri MHP'yi de aşan bir siyasi hedefi, yapılanmayı
düşünmek durumundadır. Sürekli MHP etrafında dönüp durmak, yeni sisteme
göre alternatif yaratacak alanı kısıtlamak, dar tutmak demektir.
...
Şunu herkes bilmelidir ki; 2019 Cumhurbaşkanlığı seçiminde AKP
dışındaki hiç bir partinin kendisi adına çıkaracağı adayın kazanma şansı
olmayacaktır. Sadece ve sadece referandumdaki "Hayır" cephesinin
oylarının konsolidasyonunu sağlayabilecek ortak aday kazanabilir.
15 Temmuzda ne oldu, sonra ne oldu?
15 Temmuz sonrası Türkiye de yapılan değişiklikler ve akabinde yaşanan
değişimin getirip, götürdüklerinin hesabını yaptıktan sonra; eğer
Cumhuriyet kurulduğundan beridir yaşanmamış, hatta akıldan geçirmeye
bile cüret edilememiş değişimi görebiliyorsak; 15 Temmuz kalkışmasının
kontrolü olup olmadığı veya "Allah'ın lütfu" görüp, başka bir sonuçlara
evrilmesi üzerine çok şeyler söyleyebiliriz. Ancak şuna kesinlikle
inanıyorum ki; ABD cemaat marifeti ile ülkemizi paket servis ile teslim
almak istemiştir.
''Türkiye AKP Devleti" muhatapları için hayırlı olsun(!)
Herkes aklını başına almalı. Parti devletine son vermek ve demokratik
parlamenter sisteme rücu etmek için 1.11. 2019 Seçimlerine yeni sistemin
mantığına uygun hazırlıklarla gidilmesi ve yapılacak çalışmalara da
şimdiden başlanılması gerekmektedir.
...
Kesinlikle ve
kesinlikle, partileşmek de dahil yapılan her türlü çalışmanın nihai
hedefi Cumhurbaşkanlığını elde etmeye yönelik olmalıdır. Bunun için
şimdiden sanal koalisyonlar kurulmalıdır.
...
Bu yeni ''Parti Devleti Sistemi''ne göre 2019 seçimlerinde diyelim ki
AKP 275 milletvekili aldı, diğerlerini de diğer partiler aldı ve
Cumhurbaşkanlığını da tekrar Erdoğan kazandı. Diğer partiler ne kadar
milletvekili çıkarırlarsa çıkarsınlar, her ay belli bir miktarda maaş
alan seçkin insanlar olmanın dışında hiç bir etkinlikleri ve
yetkinlikleri olmayacaktır. Böyle bir durumda, AKP ve Erdoğan'ın
etkinlikleri ve yetkinlikleri açısından hiç bir kayıpları söz konusu
olmayacaktır. 600 milletvekili; bırakalım muhalefetinkileri, iktidar
milletvekilleri dahi tuzluk konumunda olacaklardır. O nedenle muhalefet
cephesi Cumhurbaşkanlığı seçimine patiler üstü koalisyon ile gitmelidir.
Partiler kurumsal kimliklerini muhafaza edecekler ancak bu koalisyonun
belirleyeceği Cumhurbaşkanı adayı ve yardımcıları için yek vücut olup,
çalışılması gerekecektir. Vaatleri de; kuvvetler ayrılığının kesin
çizgilerle ayrıldığı, siyasi partiler ve seçim yasalarının daha
idealizme edilerek, düzenlendiği parlamenter sisteme dönüş olmalıdır.
Otobanlar Boyunca Peysaj Çalışmaları; Nedir bu israf?
Nedir bu Allah aşkına; canlı bitkilerle, o da yetmiyor mobilya süslemelerle otobanlar boyunca yapılan peyzaj çalışmaları...
...
Yeşil alanlar yetmiyormuş gibi beton duvarları da yeşil bitkilerle
giydiriyorsunuz. Nedir bu israf. Yahu mevcut doğal yeşili koruyun o bize
yeter. Neredeyse mercimek tarlalarını, peyzaj çalışmaları için
yetiştirilen bitki tarlalarınıza dönüştürdünüz.
Sizi gidi uyanıklar sizi. Bütün bunlar; kendi zengininizi yaratmak için belirlediğiniz bir yöntem
olduğunu elbette biliyoruz. Yahu dağı, taşı, toprağı süslemeyi bırakın;
hak, hukuk, adaletin teminatı demokrasi ne alemde, siz ondan haber
verin.
Antidemokratik uygulamalar, hukuk skandalları
karşısında ''Nasıl olsa fetöcü değiliz'' rahatlığı içindeyken şimdi de
bambaşka saiklerle yaptıklarımız, ettiklerimiz, düşündüklerimiz Fetö'nün
yaptıkları ve söyledikleri ile örtüşecek olursa; "Gel bakayım buraya"
tedirginliğini yaşıyoruz. 15 Temmuz üzerine aklımıza yatmayan bir şeyler
söyleyecek olsak "Bak hele fetöcüler de aynısını söylüyor" tehditi ile
karşılaşıyoruz. Bakın bizden söylemesi; gene kandırılıyor olmayasınız?
Bir zamanlar aynen sokaklarda kağıt toplayanların geniş, büyük
çuvalları gibi elinize geçen her şeyi Ergenekon çuvalına atmıştınız
(Yapanlar fetöcüler olsa bile, iktidar sizdiniz) şimdi de işinize
gelmeyen ama kendinizce ''Terbiye etmek'' isteğiniz her kim olursa olsun
Fetö çuvalına atıyor, sizden olmayan her muhalif sese bu tedirginliği
yaşatıyorsunuz. Bir insanın canını acıtmak istediğiniz de otuz yıl önce
cemaat yurdunda kalmış olmayı bahane ederken; daha dün Gülen ile aynı
masada şen şakrak yemek yiyen mensubunuz olunca ''Bizim partimize sızmış
fetöcü yoktur'' arsızlığını sergileyebiliyorsunuz. Hesaba, kitaba
gelir; ölçülebilir bir tarafınız yoktur. Ne diyebiliriz ki.
Peyzaj işlerini bırakın artık, demokrasiye bakın. Yaptıklarınız
geleneksel hale gelirse; size lazım olmasa bile torunlarınıza lazım
olacaktır bilesiniz.
Mehmet Soral
soralmehmet@hotmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder