5 Haziran 2017 Pazartesi

GÜNDEME DAİR

Artık MHP etrafında dönüp durmanın bir anlamı yoktur.
Artık Türk milliyetçileri MHP'yi de aşan bir siyasi hedefi, yapılanmayı düşünmek durumundadır. Sürekli MHP etrafında dönüp durmak, yeni sisteme göre alternatif yaratacak alanı kısıtlamak, dar tutmak demektir.
...
Şunu herkes bilmelidir ki; 2019 Cumhurbaşkanlığı seçiminde AKP dışındaki hiç bir partinin kendisi adına çıkaracağı adayın kazanma şansı olmayacaktır. Sadece ve sadece referandumdaki "Hayır" cephesinin oylarının konsolidasyonunu sağlayabilecek ortak aday kazanabilir.


15 Temmuzda ne oldu, sonra ne oldu?
15 Temmuz sonrası Türkiye de yapılan değişiklikler ve akabinde yaşanan değişimin getirip, götürdüklerinin hesabını yaptıktan sonra; eğer Cumhuriyet kurulduğundan beridir yaşanmamış, hatta akıldan geçirmeye bile cüret edilememiş değişimi görebiliyorsak; 15 Temmuz kalkışmasının kontrolü olup olmadığı veya "Allah'ın lütfu" görüp, başka bir sonuçlara evrilmesi üzerine çok şeyler söyleyebiliriz. Ancak şuna kesinlikle inanıyorum ki; ABD cemaat marifeti ile ülkemizi paket servis ile teslim almak istemiştir.

''Türkiye AKP Devleti" muhatapları için hayırlı olsun(!)  
Herkes aklını başına almalı. Parti devletine son vermek ve demokratik parlamenter sisteme rücu etmek için 1.11. 2019 Seçimlerine yeni sistemin mantığına uygun hazırlıklarla gidilmesi ve yapılacak çalışmalara da şimdiden başlanılması gerekmektedir.
...
Kesinlikle ve kesinlikle, partileşmek de dahil yapılan her türlü çalışmanın nihai hedefi Cumhurbaşkanlığını elde etmeye yönelik olmalıdır. Bunun için şimdiden sanal koalisyonlar kurulmalıdır.
...
Bu yeni ''Parti Devleti Sistemi''ne göre 2019 seçimlerinde diyelim ki AKP 275 milletvekili aldı, diğerlerini de diğer partiler aldı ve Cumhurbaşkanlığını da tekrar Erdoğan kazandı. Diğer partiler ne kadar milletvekili çıkarırlarsa çıkarsınlar, her ay belli bir miktarda maaş alan seçkin insanlar olmanın dışında hiç bir etkinlikleri ve yetkinlikleri olmayacaktır. Böyle bir durumda, AKP ve Erdoğan'ın etkinlikleri ve yetkinlikleri açısından hiç bir kayıpları söz konusu olmayacaktır. 600 milletvekili; bırakalım muhalefetinkileri, iktidar milletvekilleri dahi tuzluk konumunda olacaklardır. O nedenle muhalefet cephesi Cumhurbaşkanlığı seçimine patiler üstü koalisyon ile gitmelidir. Partiler kurumsal kimliklerini muhafaza edecekler ancak bu koalisyonun belirleyeceği Cumhurbaşkanı adayı ve yardımcıları için yek vücut olup, çalışılması gerekecektir. Vaatleri de; kuvvetler ayrılığının kesin çizgilerle ayrıldığı, siyasi partiler ve seçim yasalarının daha idealizme edilerek, düzenlendiği parlamenter sisteme dönüş olmalıdır.


Otobanlar Boyunca Peysaj Çalışmaları; Nedir bu israf?
Nedir bu Allah aşkına; canlı bitkilerle, o da yetmiyor mobilya süslemelerle otobanlar boyunca yapılan peyzaj çalışmaları...
...
Yeşil alanlar yetmiyormuş gibi beton duvarları da yeşil bitkilerle giydiriyorsunuz. Nedir bu israf. Yahu mevcut doğal yeşili koruyun o bize yeter. Neredeyse mercimek tarlalarını, peyzaj çalışmaları için yetiştirilen bitki tarlalarınıza dönüştürdünüz.

Sizi gidi uyanıklar sizi. Bütün bunlar; kendi zengininizi yaratmak için belirlediğiniz bir yöntem olduğunu elbette biliyoruz. Yahu dağı, taşı, toprağı süslemeyi bırakın; hak, hukuk, adaletin teminatı demokrasi ne alemde, siz ondan haber verin.

Antidemokratik uygulamalar, hukuk skandalları karşısında ''Nasıl olsa fetöcü değiliz'' rahatlığı içindeyken şimdi de bambaşka saiklerle yaptıklarımız, ettiklerimiz, düşündüklerimiz Fetö'nün yaptıkları ve söyledikleri ile örtüşecek olursa; "Gel bakayım buraya" tedirginliğini yaşıyoruz. 15 Temmuz üzerine aklımıza yatmayan bir şeyler söyleyecek olsak "Bak hele fetöcüler de aynısını söylüyor" tehditi ile karşılaşıyoruz. Bakın bizden söylemesi; gene kandırılıyor olmayasınız?

Bir zamanlar aynen sokaklarda kağıt toplayanların geniş, büyük çuvalları gibi elinize geçen her şeyi Ergenekon çuvalına atmıştınız (Yapanlar fetöcüler olsa bile, iktidar sizdiniz) şimdi de işinize gelmeyen ama kendinizce ''Terbiye etmek'' isteğiniz her kim olursa olsun Fetö çuvalına atıyor, sizden olmayan her muhalif sese bu tedirginliği yaşatıyorsunuz. Bir insanın canını acıtmak istediğiniz de otuz yıl önce cemaat yurdunda kalmış olmayı bahane ederken; daha dün Gülen ile aynı masada şen şakrak yemek yiyen mensubunuz olunca ''Bizim partimize sızmış fetöcü yoktur'' arsızlığını sergileyebiliyorsunuz. Hesaba, kitaba gelir; ölçülebilir bir tarafınız yoktur. Ne diyebiliriz ki.

Peyzaj işlerini bırakın artık, demokrasiye bakın. Yaptıklarınız geleneksel hale gelirse; size lazım olmasa bile torunlarınıza lazım olacaktır bilesiniz.
Mehmet Soral

soralmehmet@hotmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder