24 Kasım 2014 Pazartesi

ATATÜRK DÜŞMANLIĞININ GERÇEK NEDENİ


Habertürk TV de ''öteki gündem'' programında konuklar; Yavuz Bahadıroğlu ve Namık Kemal Zeybek. Konu Atatürk ve Din.
Sunucu Yavuz Bahadıroğlu'na '' Atatürk'e herhangi bir nedenden dolayı teşekkür edebileceğiniz cümleniz olabilir mi'' dedi. Cevap ''hayır olamaz'' dedi ve peşinden ''benim referansım, rehberim Peygamber efendimiz'' diyerek cümlesini tamamladı.
Muhafazakar radyoların gür sesli müdavimi , fularlı aynı zamanda yavuz bıyıklı bu herif; edebiyat, tarih, din felsefe denince salıveriyor kendini engin denizlere... Çorbayı kaynatan, kazanç kapısı veya diğer bir ifade ile ekmek teknesi Atatürk düşmanlığı olunca; engin denizlerde dur durak bilmeden, yelkenleri şişirip sürekli pirim yapmaya çalışıyor. Aklı sıra Atatürk ile Peygamberimizi aynı referans üzerinden karşılaştırıyor ve bu durumda kendisinin Hz Peygamberden yana olduğunu söylüyor. Mademki her manada liderin Hz. Peygamber, peki niçin bir mezhep imamına tabisin. 
Yavuz bıyıklı, fularlı herif; Hz. Peygamber benim dinen manevi liderim; Atatürk ise milli liderim. Sizin bu Atatürk düşmanlığınızın bir tek nedeni var o da eğer biraz üzerinize gidilirse Türk olmadığınız ortaya çıkacak ve bunun üstünü örtmek; ''Türk olmamak'' gibi bir bahtsızlığa duçar olmanın yarattığı ezikliğiniz maalesef sizleri bu noktalara; Nankörlük mertebesine yükseltmiştir.
İslam dininin '' Atatürk'ün hiç bir şeyi için teşekkür cümlesi kullanmam'' sözünüzü makul karşılayacak kadar nankörlüğe pirim vermesi mümkün mü?
Evet Atatürk'ün elbetteki bir kabahati vardı; kendisinden bu kadar nefret edebilecek nankör bir güruhun kök salmasına ve başımıza tebelleş olmasına imkan sağlayacak; demokrasi denen bir nimeti hediye edip gitmesidir.

Ağzınızdaki baklayı çıkarın artık. Maalesef Osmanlı zamanında; Türk'ün asli unsur olmasını bırakalım, adının telaffuz edilmesine bile tahammül edilemediği bir dönemde; Türk milliyetçiliği üzerine düşünüp, kafa yoran Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk'ü asli unsur kabul edip, adı üzerine Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurmuş olmasıdır. Bütün rahatsızlıkların ve tahammülsüzlüklerin nedeni budur. Kaldı ki, bir insanın ne kadar Müslüman olup olmadığı beni ilgilendirmez ama ne kadar nankör olduğu çok ilgilendirir ve çok önemlidir. Kısaca bütün mesele Atatürk'ün Türk olmasıdır. Her Müslümanım diyene kefil olamam ama her daim hak, hukuk ve adalet konusunda emin olunan kişiye kefil olabilirim; dini başka olsa da. Hz. Peygamber'e peygamberlik görevi gelmeden önceki sıfatı; hak, hukuk ve adalet konusunda emin olunan kişi olması değil miydi.
Bizler daha iyi Müslümanız diyenler değil mi; hak, hukuk ve adaleti yerle yeksan edenler... 
ve bunlardan öğrenmiyor muyuz; kumpasın alasını; kalleşliğin daniskasını.
Hiç yakışıyor mu bunlar; Müslümanım diyenlere. Sayenizde öğreniyoruz; İslam dışı olan her şeyi.

Mehmet Soral
soralmehmet@hotmail.com