6 Ağustos 2016 Cumartesi

NE İSTEDİLERSE ALMIŞLAR

Cemaat/Fetö, sadece AKP değil, DSP dahil kimlerden ne istedilerse almışlar. Kandırılan sadece Erdoğan ve AKP cenahı değil, tüm kesimler.
...
Şunu kendimce itiraf edeyim ki, başarısız darbenin Erdoğan'ın "Tek hakim ve yönlendirici" olduğu ve de siyasal İslamcı, muhafazaker anlayışın yönetimde olduğu zamana denk gelmesi belki devlet ve millet olarak ayrı bir şansımız. Diğer mevcut liderlerin böyle bir krizi bu denli başarılı savuşturacaklarını sanmıyorum. HDP eşbaşkanları ve Erdoğan dışında siyasi risklere talip olan lider göremiyorum. Olursa da olur; olmasa da olur düşüncesindeler.
....
O kadar olumsuzluklar yaşıyoruz ki; artık yaşadığımız kötülüklerden "Hayır" çıkarmaya çalışıyorum. Mesela Recep Tayyip Erdoğan artık siyasal görüşü dahil tüm yaşam felsefesini baştan sona revize edeceğini düşünüyorum. Özellikle siyasal İslamcı anlayışın yıllarca mücadelesini verip, sonra da bu anlayışın cellatları tarafından kendisi için darağacı hazırlanmış olması elbette insanın tüylerini diken diken eder. Erdoğan bütün bunların tek tek değerlendirmesini yapacaktır şüphesiz. Kendisini yanlızlığa iten en yakınlarının ihanetini görmüşken; bunlara karşılık gerek Ordu da gerekse sivil hayatta milliyetçi, ulusalcı, Atatürkçü, sosyal demokrat veya Kemalist diye ötelediği insanların devlete hatta kendisine nasıl sahiplendiklerine şahit oldu.
...
Anlaşılan her siyasal görüş, kişisel duruşlar yaşadığımız malum musibet nedeniyle kendini revize edecektir.
Mehmet Soral

BİR MELİH GÖKÇEK KLASİĞİ

Beyaz TV'de Melih Gökcek diyor ki; "Darbe sabahı Meral Akşener'in evinin yanındaki polis kulübesinin önünde yakılan kağıtlar neydi; açıklama bekliyoruz"
....
Mahalleli olarak söyleyeyim mi?
Meral Hanım'ın evinin yanında mezarlık var. Mezarlıktaki selvi ağaçlarına musallat olan bir tür sinek mahalleyi istila etmiş. Ankara'dan çok "Özel" birisi tarafından gönderilen yine çok özel bir ekip sineklere tütsü yaparak onları savmışlar ve mahalleli de böylece derin bir nefes almış. Meral Hanım'ın selvi ağaçlarına musallat olan sineklerle ilgili herhangi bir bağlantısı yoktur.
Bilginize.
Mehmet Soral

ÖFKENİN GİRDABINA KAPILMAK

Numan Kurtulmuş Bey Feto için "Dinler arası diyalog denen sapkın bir inançları var" diyor.
...
Evet, biz ülkücüler bu tesbiti sizden çok çok önce yapmıştık. Yine Türk milliyetçisi, ilahiyatcı Prof. Yümni Sezen bu saçmalığa reddiye amaçlı bir kitap yazmıştı. Cübbeli Ahmet Hoca "Dinler arası diyalog olamaz" dedi, hapse tıkandı. Yümni Hoca tedirginlikten kitabını tekrar bastıramadı; zira çok aradım bulamadım.
....
İktidar hariç diğer kesimler üzerinde cemaatin "Yaramaz" olduğu şeklinde genel kanaat vardı ama sadece sizlere anlatamadık. Ancak bu milletin dini bütün insanlar olarak gördükleri sizler; başka amaçlarla kandırılmayı yani 2010 yılını beklemeden bu sapkın inancın ilk telefuz edildiği zaman da iktidardaydınız ve 17/25 Aralık öncesiyd; keşke anında itirazınızı dile getirseydiniz.
...
"Dinler arası diyalog"a İslami-İmani nedenlerle zamanında itiraz edilebilseydi kesinlike bugünkü kalkışma gücüne erişemezlerdi. Bunu niçin ifade ettim; çünkü refleksleriniz iddialarınızla(Siyasal islam) uyumlu değil. İtiraz yönünde refleks gösterebilseydiniz "Paralel yapı" çok daha önce deşifre olacaktı.
...
Sayın Cumhurbaşkanı bugün "Olağanüstü Din Şurası"ın da malum hain ve alçak yapılanmaya zamanında inanmış, onlara güvenmiş olmaktan dolayı "Rabbim de milletim de bizi affetsin" diyerek; aslında bir itirafla beraber bundan sonra cemaatlere yeni bakışının, mesafesinin ne olacağı; "Lâik, antilaik" kutuplaşmasına karşı tavrının ne olabileceğini kestirebiliyoruz. Şahsen bunca yaşanmışlıklardan sonra temennim; insanların daha dindar, sistemin daha lâik olmasına özen gösteren bir yönetim anlayışı hakim olmasıdır. Bunun böyle olması gerektiğine yaşadığımız malum süreç kanıttır.
...
Dolayısıyla yaşanan olaylar, hal ve durumlar karşında; müslüman müslüman gibi, milliyetçi milliyetçi gibi; hümanist hümanist gibi hatta vicdanlı insan gibi davranmayıp; şahsımızın, partimizin, dünya görüşümüzün çıkarı doğrultusunda hareket edersek kişisel ve toplumsal travmalar yaşamamız kaçınılmazdır.
..
Bu manada darbeden elde edebileceğimiz en büyük kazanım; maliyeti yüksek olsa da; siyaset-dini cemaat hatta etnik kimlikler ilişkisi üzerinden güç devşirmek kısa vadede menfaat sağlasa da; uzun vadede kontrolden çıkan gücün dönüp menfaatperestleri sokan bir yılan olabileceğidir.
...
Artık seçim arifelerinde şu cemaat falanca partiyi destekliyor gibi haberleri basında duymayacağız; zira hiç bir parti böyle bir görüntüyü vermeye cesaret edemeyecek; çünkü ederse zaman gelip o cemaatin esareti altına girebileceği tehditini bileceklerdir.
...
Fetö'ye duyulan öfkenin girdabına kapılarak Türk Ordusu'nun Metehan'dan buyana gelen hiyerarşik düzeni bozuluyor; lütfen bu hatadan dönülmeli ve fetö yüzünden tekrar bir hatanın daha yapılmasına fırsat verilmesin.
Mehmet Soral

ORDUYA DARBE GİRİŞİMİ

Ben MHPl'liyim; ideallerim ve ülküm doğrultusunda taleplerimi partime iletmek ve gerektiğinde uyarmak en doğal hakkım. Çünkü bu partide sadece yönetenlerin değil hepimizin alın teri, emeğimiz ve göz nurumuz var. Partiyi keyfiliklere terk edersek ve susarsak; bunun da Allah'a hesabını vermek gibi bir sorumluluğumuzun olduğunu biliriz. 
...
Özellikle dün akşam CNN Türk'de eski Genel Kurmay Başkanını dinledikten sonra; Türk Ordusu üzerinde yapılan yeni düzenlemelerin vehametini daha iyi anladım. Sayın Devlet Bahçeli hala hükümet tarafından yapılmak istenen değişikliklere tepki göstermiş değil. Fark ediyorum ki aklı başında her Türk milliyetçisi olup bitenlere razı değil. MHP'nin varlık nedeni diğer hükümetlerin yapmak istediklerini gerçekleştirmekte koltuk değneģi olmak değildir. Özellikle Türk Ordusu üzerinde yapılmak isenen "Iğdış" etme operasyonuna her Türk milliyetçisinin ve özellikle de MHP'nin engel olması varlık nedenimizdir.
...
Türk ordusuna "Güven" degil, "Güvensizlik" esas alınmış. Sanki geleneksel ordumuzun varlığı hep hükümetlere darbe yapmak içinmiş de; hükümet bunu sona erdirmek istiyor ancak bunu yaparken de gerçek düşmanla savaşabilecek; emir komuta zaafiyeti olan, motivasyon eksiklikleri ile donatılmış bir ordunun inşasına neden oluyorlar.
...
Milli Savunma Bakanı Genelkurmay Başkanının haberi olmadan orduya her türlü şekilde emir verebilecek konumda.
....
Asker yetiştiren kurumların durmu ise bir felaket. Dünyanın her ülkesinde ordulardaki en belirgin şey kesinlikle emir komuta bütünlüğü ve askeri eğitimlerde ihtisasın baz alınmasıdır. Müthiş bir yetki karmaşası var. Askerî hastahaneler aynı zamanda savaş şartlarında nasıl hizmet verildiği üzerine de eğitim verip, varlığını sürdürürler ama şimdi kaldırılıyor, mevcutlar da Sağlık Bakanlığına bağlanıyor.
...
Ve sonuç itibariyle her zamanki gibi "Siyaset Kurumu" bu millete yaşattıkları olumsuzlukların nedeni olarak kendini değil bizatihi yine kurumları görüp, onların genleri ile oynayarak yeni bir probleme zemin hazırlıyorlar.
...
İlker Başbuğ siyaset kurumuna diyor ki; "Ulan (bu ifade bana ait) bir gencin fikri yapısı lise yıllarında oluşuyor ve bu çocuklar liseden çıkıp, sınavla harp okuluna geliyorlar. Bu gençlerin oluşan fikri yapılarına müdehale etmek artık mümkün olmayabiliyor. Sen milli eğitim bakanlığı olarak bu çocukları niçin cemaate kaptırdın. Senin yetersiz denetimin, oy kaygısı ile göz yumman sonucu malum şekilde sızmalar oluyor. Milli eğitim Türk Ordusu'na bağlı olsaydı biz bu sızmalara fırsat vermedik"
Aslında Başbuğ Paşa mealen bunu söylemiş oldu. Bu arada diğer Genel Kurmay Başkanlarının ketumluluklarını anlamak mümkün değil. Hele ki şu Özkök Paşayı çok merak ediyorum. Orduyu ığdış etme, sur da ilk gedik açma onun zamanında oldu.
...
Not:Bahçeli'nin bugünkü(2.8.2016) salı konuşması yukarıdaki görüşlerimi değiştirmemiştir; zira atı alan Üsküdar'ı geçince sonradan söylenenlerin hiç bir hükmü olamaz.
Mehmet Soral

DARBEDEN KAÇMAK, SELDEN KÜTÜK KAPMAK

Şu anda devam etmekte olan OHAL şartlarında yapılan sorgulama ve tutuklamaları dikkate aldığımızda; Fetö ile 10 sene yatak yorgan olan siyasi parti mensupları için ve yine aynı siyasi partinin en yetkilisinin itirafı olan "Ankara'yı cemaate parsel parsel veren" ile ilgili henüz gözaltı veya tutuklama olmaması manidar değil mi? Sürekli olarak delil olmasa bile; algı bombardımanı ile MHP içi muhalif kanat fetö üzerinden karalanmaya çalışılıyor; bu da çok manidar değil mi? Genel Merkeze karşı muhalif oldular diye fetö sopası ile terbiye edilmek istenen ülküdaşlarımıza karşı yapılan bu aşağılama ve horlama karşında MHP Genel Merkezi'nun adeta "Oh olsun, canıma değsin" tavrını anlamak mümkün mü; bu da çok manidar değil mi; nerede kaldı "Ülkücü ülkücünün kardeşidir" veya "Ülkücülük hukuku"
...
Anlaşılmıştır ki; OHAL şartları iktidar lehine kullanılmaya devam edilmektedir. Tayyip Erdoğan'ın başkanlık sistemine geçip, başkan olsaydı bile bugünkü yaptıklarını yapamaz, hayal ettiklerini gerçekleştiremezdi. Türk milletinin "Ordu millet" vasfı ortadan kaldırılarak, yüzelli ikiyüz yıllık kurumlar kapatılıyor. Ordu olabildiğince sivilleştirilmek isteniyor. Beyler aklınızı başınıza alın, sivilleştirilmiş orduda bugünkü ruhu bulamazsınız. İşin garibi bu yapılanları darbe mazereti ile izah etseler de; bu düşünce "Siyasal islamcılar"ın 1970'li yıllardan beridir kafalarında olan bir şey. Muhalefetin, kurumlar üzerinde yapılan bu kadar tahribatın hala farkında olmamaları veya olup da müdehale etmemelerini, olup bitenleri sadece izlemekle kalmalarını anlamak mümkün değil. Ödeyecekleri muhtemel tazminatlardan vazgeçilmesimi acaba muhalefeti sessizliğe itti(!)
....
Alçakca ve haince yapılmak istenen başarısız darbe girişimini ordu-millet def etmeyi başardık; ancak hükümet malum olağanüstü şartlar bahanesi ile ajandasındaki gizli niyetlerini; selden kütük kaparcasına uygulamaya koyarsa; o tankların önüne yatan ruha zarar verir. Allah korusun buna benzer durumlarda güven sarsılması nedeniyle aynı ruh tekrar tezahür etmez. "Kabataş Yalanı" örneğinde olduğu gibi. Dolayısyla kurumları kaldırmak yerine; yerinde değişim, dönüşüm ve islah çalışması yapılmalıdır.
...
Sayın Devlet Bahçeli'nin ve Sayın Kılıçtaroğlu'nun biraraya gelerek bu olup biten düzenlemelerin takipcisi olmaları ve bunun içinde ekip kurmalarını bekliyoruz. CHP'yi tebrik ediyorum; yargılamalarda mağduriyet yaşanmaması için komisyon kurdu. Bence MHP de bu komisyona isim vermelidir.
....
Hangi dönemde kaç tane Fetöcü askeri okullara girdiği, hatta isim isim sayıldığı halde niçin bunlar derdest edilmiyor da; askeri okullar kapatılıyor. Bu hal "Siyasal islamcılar"ın hep olagelen bir hayalleriydi ve ne yazık ki gerçekleşmek üzere, bunu da herkes bilmelidir.
...
Ne darbe olsun, ne de selden kütük kapılsın. Eğer er veya geç demokrasi hakim olacaksa; günler gelir geçer; iyiler güzellikler yad edilir; kötüler nefretle anılırlar ama hesapta sorulur.
Mehmet Soral

SAYIN BAHÇELİ SESİME GELİRMİSİN

Türkiye de darbe olmuş; insanlar tankların önüne yatıp, siper olmuşlar; sehit olanlarımız, gazilerimiz var; ordunun komuta kademesinin neredeyse yarıdan fazlası satılmış, hain çıkmış; 60 bin insan görevden el çektirilip; binlerce insan hapislere tıkanmış; bizim bilmediğimiz ama belli ki devleti yönetenlerin bildiği tehlike nedeniyle "Demokrasi nöbeti" devam etsin diye milyarlarca maliyete katlanıp, İstanbulda ulaşım bedava sağlanırken; darbe ortamını fırsat bilip mensuplarına iftiralar atılırken; hangi duygu, düşünce ve sorumluluk inancı Sayın Bahçeli'nin sessizliğe bürünmesini gerektiriyor.
...
Sayın Bahçeli?
Bütün bu olağanüstü yaşanmışlıklar varken; Allah'ını, kitabını seversen seni milletin önüne çıkmaktan alıkoyan nedir? Ulusal yayın yapan bir kanala çıkıp, soru cevap şeklinde olup, bitenleri anlatmana mani olan nedir; özgüven eksikliģimidir Allah aşkına? Seni bir "Tesadüf veya kaçınılmaz.mukadderat" Genel Başkan yaptı ancak liderleri de zor şartlar ortaya çıkarır. İşte fırsat bu fırsat; çık ortaya kendine ve temsil ettiğin kesime ait fikir ve düşüncelerini anlat. Bu kadar olağanüstü yaşanmışlıklar varken hala ortalıkta gözükmemeni anlamak mümkün değil. Partinin ideolojik manada dinamik isimlerini sindire sindire onları adeta ortadan sildin. Çok garip değil mi; TV'lerde Ümit Özdağ'ı, Özcan Yeniçeri, Yusuf Halacoğlu ve Sinan Oğan gibi isimleri artık görüp, dinleyemiyoruz; çünkü saniyorum ki disipline gönderilmek gibi bir endişeleri olabilir. Meral Hanım'ı kurtlar sofrasına attın, izlemekle meşgulsün.
...
Hiç kusura bakmayın; bu kadar olağanüstü yaşanmışlıklar varken, üstelik devletin, milletin birliğine, bütünlüğüne Kalkışma yapılmışken ve yine devletin kuruluş felsefesini kendisine şiar edinmiş bir partinin Genel Başkanı olarak basın toplantısı yapamayacak kadar koordine olamıyorsanız; hala gerek olmadığına İnanıyorsanız siz bildiğinizi okuyun ama bizden günah gider. Bugünkü haliniz çağdaş liderlerin hiçbirinde yoktur. Çağdaş lider tipleri gerekirse kanadı kırılan bir kuş üzerine basın toplantısı yapabiliyorlar ama milletin üzerinden tanklar geçmiş, evlere ateş düşmüş ama hala bir basın toplantısı yapmayı düşünmüyorsunuz.
...
Sayın Bahçeli size bir şey söyleyeyim mi; dedim ya şartlar lideri çıkarır; Ergenekon ve Balyoz tutuklusu olup, sonra beraat edenlerin içinden bile "Lider" çıkacak, belki de parti kuracaklar ve sizin liderliğinizdeki MHP ve mensupları bu "Delikanlı" insanları imrenerek izlemeye devam edeceğiz. Gene sizi kahraman gösterecek; "Darbe gecesi 1. Ordudan aranmış önemli insan" konumunuz üzerinden muhabbetler yapılarak, belki de "Darbeyi durduran adam" olduğunuz bile söylenecek; gene bizler "Bu kadar önemli bir devlet adamından ne istiyorsunuz" denilerek eleştirileceğiz. Sayın Bahçeli onlar ne derse desinler; ancak siz de biz de artık denizin bittiğine hazırız değil mi?
Mehmet Soral