6 Ağustos 2016 Cumartesi

ÖFKENİN GİRDABINA KAPILMAK

Numan Kurtulmuş Bey Feto için "Dinler arası diyalog denen sapkın bir inançları var" diyor.
...
Evet, biz ülkücüler bu tesbiti sizden çok çok önce yapmıştık. Yine Türk milliyetçisi, ilahiyatcı Prof. Yümni Sezen bu saçmalığa reddiye amaçlı bir kitap yazmıştı. Cübbeli Ahmet Hoca "Dinler arası diyalog olamaz" dedi, hapse tıkandı. Yümni Hoca tedirginlikten kitabını tekrar bastıramadı; zira çok aradım bulamadım.
....
İktidar hariç diğer kesimler üzerinde cemaatin "Yaramaz" olduğu şeklinde genel kanaat vardı ama sadece sizlere anlatamadık. Ancak bu milletin dini bütün insanlar olarak gördükleri sizler; başka amaçlarla kandırılmayı yani 2010 yılını beklemeden bu sapkın inancın ilk telefuz edildiği zaman da iktidardaydınız ve 17/25 Aralık öncesiyd; keşke anında itirazınızı dile getirseydiniz.
...
"Dinler arası diyalog"a İslami-İmani nedenlerle zamanında itiraz edilebilseydi kesinlike bugünkü kalkışma gücüne erişemezlerdi. Bunu niçin ifade ettim; çünkü refleksleriniz iddialarınızla(Siyasal islam) uyumlu değil. İtiraz yönünde refleks gösterebilseydiniz "Paralel yapı" çok daha önce deşifre olacaktı.
...
Sayın Cumhurbaşkanı bugün "Olağanüstü Din Şurası"ın da malum hain ve alçak yapılanmaya zamanında inanmış, onlara güvenmiş olmaktan dolayı "Rabbim de milletim de bizi affetsin" diyerek; aslında bir itirafla beraber bundan sonra cemaatlere yeni bakışının, mesafesinin ne olacağı; "Lâik, antilaik" kutuplaşmasına karşı tavrının ne olabileceğini kestirebiliyoruz. Şahsen bunca yaşanmışlıklardan sonra temennim; insanların daha dindar, sistemin daha lâik olmasına özen gösteren bir yönetim anlayışı hakim olmasıdır. Bunun böyle olması gerektiğine yaşadığımız malum süreç kanıttır.
...
Dolayısıyla yaşanan olaylar, hal ve durumlar karşında; müslüman müslüman gibi, milliyetçi milliyetçi gibi; hümanist hümanist gibi hatta vicdanlı insan gibi davranmayıp; şahsımızın, partimizin, dünya görüşümüzün çıkarı doğrultusunda hareket edersek kişisel ve toplumsal travmalar yaşamamız kaçınılmazdır.
..
Bu manada darbeden elde edebileceğimiz en büyük kazanım; maliyeti yüksek olsa da; siyaset-dini cemaat hatta etnik kimlikler ilişkisi üzerinden güç devşirmek kısa vadede menfaat sağlasa da; uzun vadede kontrolden çıkan gücün dönüp menfaatperestleri sokan bir yılan olabileceğidir.
...
Artık seçim arifelerinde şu cemaat falanca partiyi destekliyor gibi haberleri basında duymayacağız; zira hiç bir parti böyle bir görüntüyü vermeye cesaret edemeyecek; çünkü ederse zaman gelip o cemaatin esareti altına girebileceği tehditini bileceklerdir.
...
Fetö'ye duyulan öfkenin girdabına kapılarak Türk Ordusu'nun Metehan'dan buyana gelen hiyerarşik düzeni bozuluyor; lütfen bu hatadan dönülmeli ve fetö yüzünden tekrar bir hatanın daha yapılmasına fırsat verilmesin.
Mehmet Soral

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder