8 Ekim 2012 Pazartesi

‘’Dağda ölen teröristlere ağlamayan insan değildir’’

Diyabakır’ın yeni emniyet müdürünün;
‘’dağda ölen teröristlere ağlamayan insan değildir’’ sözü ile ‘’Kürt meselesi’’inde yeni bir açılımamı gidilmek isteniyor?

Birilerine göre Kürt meselesi, benim gibi düşünenlere göre de terör meselesi olan malum sorunun halledilmesi konusunda başta başbakan olmak üzere birçok bürokrat ve ucuz kahramanlar, Kürt kardeşlerimize şirin görünmek adına birilerinin kalplerine hitap etmek isterlerken milletimizin ekseri çoğunluğunada azap çektirdiklerinin farkındalarmı acaba?

Bölge insanının gönlüne hitap etmek adına benim bütün değerlerimi ayaklar altına alamazsın sayın emniyet müdürü. Birisi askerliği gelen, diğeride birkaçyıl sonra asker olacak olan iki oğlumun, senin emrinde polis yada asker olmasına nasıl gönlüm razı olabilir? Ben evlatlarıma karşı nasıl hainlik edebilirim, onları nasıl sana emanet edebilirim? Çocuklarım seninle benim aramda kalmaya mahkümmu olacaklar? Ben çocuklarımı askere gönderirken ‘’oğlum haine acımayacaksın’’ derken sen ise öldürdüğü teröriste ağlamayan oğluma insan değilsin diyeceksin öylemi?

Sayın emniyet müdürü, ‘’dağda ölen teröriste ağlamayan insan değildir’’ sözünü sarf ederken bir emniyet müdürü olarak himayeniz altında olan görevlilere teröristle mücadele etmelerini nasıl anlatacaksınız, açıklarmısınız? Şiir okumadığınızın, çok ciddi laflar ettiğinizin farkındamısınız? Sizin gözünüzde teröristi öldüren asker-polis insanlıktan çıkmış olmuyormu? Anlyoruzki sizin felsefeniz ‘’devleti ve milleti yaşatmak için terörist ölmesin, terörist ölmesinki devlet ve millet yaşasın’’. Evet sayın emniyet müdürü her şair herkes tarafından anlaşılmak zorunda değildir, hatda bazıları çok az insan tarafından anlaşılabiliyor.  Millet olarak seni çok iyi anladık. Kendi ifadenizle, uzun zaman ara verdiğiniz şairliğe dönmek isteyebilirsiniz ama şiir denemelerinizle devlet işlerini karıştırmayınız lütfen. Şairliğiniz uğruna kendi pisikolojik hallerinizi başkaları üzerinde görmek isteyebilirsiniz belki bu sizi rahatlatabilir ama gerçekci olamazsınız. Bu psikolojik haliniz,  duygu ve düşüncelerinizle himayenizdeki memurları motive edemez, koruyamadığınız gibi, onlarda size aynı duygu ve düşüncelerle sahiplenemezler.

Sayın emniyet müdürü bölücülükle mücadele adına bölücülük yaptığınızın farkındamısınız?
Çatışmada teröristi öldüren bir askerimiz yada polisimiz savcıyı beklerken savcı ile olay yerine geldiğinizde siz askerimize dönüp;
‘’Sen insan değimlisinki bu vatandaşı öldürdün’’ mü diyeceksin?
Yada şu talimatı verebilecekmisiniz; şairliğiniz, insanlığınız, çokbilmişliğiniz adına,
‘’Kapımda nöbet tutmayınız, zira gönlüm razı olmaz öldüreceğiniz her terörist için insanlıktan çıkmanıza’’

Yukarıdaki fikir ve düşüncelerim düz mantıkla anlaşılabilecek, söylenebilecek ifade ve sözlerdir.
 Aslında sayın emniyet müdürünün söylemek istediğide, bizlerin anlaması gerekenlerde farklı şeyler. Emniyet müdürü bir plan, proje dahilinde bu sözleri söylediğine inanıyorum. Alıştıra alıştıra milletimizin sabrı, bazı şeylerin kabullenilmesi aşamasına taşınmak isteniyor. Yani milletimiz; emniyet müdürü ve bundan sonra TV’lerde çıkacak yandaş yorumcuların telkinleri ile TAHMMÜL EDEBİLME eğitimine tabi tutulacağız ve bunun son aşaması APO’nun ev hapsine ve daha sonrada seçimlere katılabilme sebestliğine kadar gidecektir. Dolayısıyla eğitimimizin ilk dersi öldürdüğümüz teröriste ağlamakla başlayacağız.

Sayın emniyet müdürü yemezler… en azından ben hiç yemedim, sana bu lafı etme talimatını verenlerde bilsinler…


Mehmet Soral