17 Temmuz 2016 Pazar

KONTROL ALTINDA ''ALLAH'IN LÜTFU DARBE'' BÖYLE OLUYORMUŞ

Tam demokrasinin işlemediği; hak, hukuk ve adaletin tecellisine inanıp, güvenilmediği; yıllardır devam edegelen süreçte Ergenekon ve Balyoz gibi sivil darbelerin gerçek müsebbibi olanların en azından bir kanadının hala yargılanma ihtimalinin olmaması; bugün ve bundan sonraki süreçte olup biteceklerin yine bir Ergenekon ve Balyoz senaryosunun başka bir versiyonu olup olmadığından nasıl emin olabiliriz ki.
Tam demokrasiyi yaşayamadığımız sürece olup bitenleri sunuluş şekline göre yorumlamak ne doğru, ne de sağlıklı olacaktır.
En büyük üzüntüm belki de hain komutanının nereye götürdüğünden habersiz; aldığı emir gereği peşinden giden masum erlerin sokağa çağrılan insanların içindeki ISID zihniyetli hainler tarafından linç edilip, boğazı kesilerek katledilmeleridir. Demokratik, hukuk devletinde yaşıyorsak  bunun da hesabı sorulmalıdır. Sorulmadığı sürece hukukun rafa kaldırıldığı;  bir başka darbe devam ediyor demektir.

...
Yine en büyük sevincim; Türkiye de antidemokratik uygulamaları vesile kılarak; fırsat düşkünlüğü yapıp meydanlara çıkarak kaosa sebebiyet verilmemesidir. Bu manada Gezi olaylarını bugün belki de daha iyi analiz edip, yorumlamak mümkündür. Demek ki Türk milleti sağ duyu sahibi olup, doğrudan demokrasiye müdahaleyi tasvip etmemiş ve devletinin yanında olmuştur. 

Cumhurbaşkanı muhalefete özellikle teşekkür etmesi gerekir.
Sosyal medyayı da bu arada takip ediyorum; Aman Allah'ım hükümet yanlıları özğüven patlaması yaşıyorlar; mazallah sanki farklı bir sivil darbe sürecine evrilme sözkonusu; idam edilmesini istedikleri isimleri listeleyerek paylaşıyorlar. Bu psikolojik hal doğrusu beni ürkütüyor.
...
Türk milletine geçmiş olsun. Büyük bir badire atlattık. Şehitlerimiz var; gazilerimiz var. Şehitlerimize Allah tan rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyorum.

ANCAK....
Bir darbe girişiminin akabinde 3000 küsur hukuk adamı görevden el çektirilip, tutuklanıyorsa bu nasıl iş dememek elde değil. 
Sanki darbeyi yapan askerler, müsebbibi olanlar yargıçlarmış. Demekki bu kadar hukukcunun görevden alınması için "Olağanüstü halin" mevcut olması gerekiyordu ve bunun için de "Kontrollü darbe" veya "Kontrol altında darbe" yapılması gerekiyordu.
Herhalde hocalarımız bizlere mantık dersi verirlerken az çok, böyle durumlarda mantık yürütelim diye emek verdiler.
...
Asker (Bir grup) hükümete, hükümet de yargıya aynı anda "Darbe" yapıyorlar. Bunun bir cevabı, açıklaması olmalı değil mi? Zerrece aklı olanın zihninden bunlar geçiyor.
Şimdi üç beş kuş beyinli, zeka fukarası "Sen darbe yanlımısın" diyecekler. Ben hiç bir darbenin yanında değilim. Her türlü darbeye kaşıyım ancak Ergenekon ve Balyoz darbelerinin işbirlikci ve tetikciligini yapanlar gibi de çifte standartcı; menfaatci fırıldak olmadığım gibi kandırıldım demeyi de ar sayarım.
Ben her şeyi kendi mantığı içinde ölçer, biçer tartarım, değerlendiririm. Aklımı, irademi birilenin iradesine ipotek ettirip nikah kıydırmadım.
...
Darbelerin de bir mantığı vardır. Hiç bir darbe akşam dokuzda başlamaz. İnternet, sosyal paylaşım siteleri herzamankinden daha hızlı çalışmaz. Ulusal yayın yapan kanallar yayına devam edemezler; çünkü ilk önce onlara el konulur. Çok ileri saatlerde darbeciler ekranı karartıyor ancak halk gidip müdahale ediyor tekrar açılıyor(Biraz tebessüm lütfen) Hükümet yanlısı hiç bir TV kanalı ve medya merkezinin faaliyeti durmuyor, yayınlarına kesintisiz devam ediyorlar.(Burada biraz kahkaha lütfen). Hayli ilerleyen saatlerde sokaklara çıkın anonsu yapıldıktan sonra her ne hikmetse darbe inisiyatifi bundan sonra başta TV kanalları olmak üzere bazı yerleri ele geçirmeyi düşünebiliyor; oysa hiç olmazsa darbe başladığı saatte yapılması gerekmezmiydi. Cumhurbaşkanı kaldığı otelden ayrılıyor, kendisini emniyete alıyorlar, bu arada darbeci F-16 lar yolculuk sırasında uçağını taciz ediyorlar ama gene her ne hikmetse
Meclisi bombalayan şerefsiz güruh Cumhurbaşkanının uçağına bir şey yapmıyor, torpil geçiyorlar(!) Havalimanına inince adeta darbecilere ben buradayım diyerek kendi ağzından yine kendisini ihbar ediyor. Yine Sayın Cumhurbaşkanı gece boyunca çok rahattı sanki şehir meydanında seçim mitingindeydi ve ortalık güllük gülistanlıktı...
Ve daha neler, neler....
Ama "Bunca insan öldü" diyeceksiniz...
Kimin umurunda
Mehmet Soral