23 Kasım 2013 Cumartesi

''NE OLUR VURMA BAŞVEKİLİM, BEN YAPMADIM PKK YAPTI''


Değerli Dostlar,
Hükümet ve destekçileri sürekli ''bir yıldır kan akmıyor, daha ne istiyorsunuz'' diyorlar. Etki olmadan, tepki olmaz elbette. Hükumet olarak PKK ile anlaşma yapmışsın, katillerle oturup diyalog kurmuşsun ve ''sen bana, ben sana müdahale etmeyeceğiz'' demişsin. Bu şartlar altında kan akmaması elbette ki normaldir.
Ordunun , Mehmetçiğin elini kolunu bağlamışsın, kışlasına çekmişsin. Önünden geçen PKK’lıları gördüklerinde ''sessiz film'' izler gibi kendilerini izlemelerini, herhangi bir müdahale de bulunmamalarını emir buyurmuşsun, sonra da ''akan kan durdu''diyorsun. Iğdış edilmiş boğadan, hangi inek hamile kalmış?

Aynı zihniyet istiklal savaşı arifesinde de vardı ve onlar da ''savaşmaya ne gerek var canım, biz İngilizlerle başedebilirmiyiz, yapacağımız en akıllıca iş; İngiliz mandalığını kabul etmemizdir'' demişlerdi ama Türk oğlu Türk birkaç yiğit adam çıkarak, gelecek neslin onun bunun çocuğu olmaması için İstiklal Savaşını başlatmışlardı. Allah onlardan razı olsun.(aziz ruhları için el-fatiha lütfen)

''Türk ordusuna dur, PKK'ya geç'' talimatının verildiğini 15 Kasım 2013’de Mardin/Nüsaybin’de PKK’nın devriye gezen bir birliğe saldırısı çok açık bir şekilde ortaya çıkardı.

Genel Kurmayın söz konusu olayla ilgili açıklaması;
''Mardin İl Jandarma Komutanlığınca, saat 14:30 sularında, Mardin/Nusaybin Eskihisar Köyü bölgesinde, yol devriyesi maksadıyla görevlendirilen ve Nusaybin/Üçköy Jandarma Karakol Komutanlığında bulunan iki adet Jandarma Özel Harekat Timi ve dört adet Taktik Tekerlekli Zırhlı Araç dan oluşan unsura, görev dönüşünde, anılan bölgede pusu kurdukları anlaşılan bölücü terör örgütü mensupları tarafından, saat15:20 sularında uzun namlulu silahlarla 100-150 el ateş açılmış, ayrıca konvoy gerisindeki Taktik Tekerlekli Zırhlı Araca bir adet RPG-7 roketi atılmış, roket araca isabet etmemiştir. Açılan bu ateşe, MEŞRU MÜDAFAA kapsamında Taktik Tekerlekli Zırhlı Araçlar üzerindeki makineli tüfekler ile derhal karşılık verilmiş, unsurlarımızın karşı ateşi üzerine terörist ateşi kesilmiştir. Konvoyun Üçköy Jandarma Karakolu'na dönüşünü müteakip yapılan kontrol de, unsurdaki üçüncü Taktik Tekerlekli Zırhlı Araca 30 adet, dördüncü Taktik Tekerlekli Zırhlı Araca ise 40 adet hafif silah mermisi isabet ettiği görülmüştür. Olayda personel zayiatı meydana gelmemiştir''

Sayın Prof. Dr. Ümit Özdağ da diyor ki;

''Genelkurmay Başkanlığının açıklaması başlı başına utanç vericidir. Bu açıklama Türk Ordusunun tarihine kara bir leke olarak geçecektir. Türk topraklarında bir terörist örgütün pususuna karşı''meşru müdafaa hakk'' ne anlama gelebilir? PKK meşru mudur? Peki Genelkurmay Başkanlığı bu kara leke şeklindeki açıklamayı neden yapmıştır. Çünkü AKP Hükumeti Türk Ordusuna PKK ile çatışmayı yasaklamıştır''

Yani Genel Kurmay yukarıdaki bildirisinde hükumete diyor ki; ''PKK’ya ateş açmamak kaidesine uymak için bütün çabayı gösteriyoruz ancak PKK bize karşı aynı hassasiyeti göstermiyor. Ne olur kızma bana başbakanım, mecbur kaldık ateş açtık, yoksa bile bile ölüme gidecektik''

Türk Ordusunu bu aciz duruma düşürenler vebal altında, o kesin de hala bunu fark edemeyen AKP seçmenine ne demeli? Sanırım bir gün PKK kapısına dayanırsa o zaman durumun vahametini anlayacaklardır. Feryadı Figan etseler de elimi kaldırırsam…?

Mehmet Soral