22 Kasım 2017 Çarşamba

GÜNDEME DAİR ''ORDAN BURDAN ŞURDAN''

Nihat Genç'in Türk milliyetçilerine hakareti
Nihat Genç, ilk önce Türk milliyetçileri için ağzından çıkan hakaretlerini çıktıkları yere sokarak başlamak istiyorum. 
"Hötün" yiyorsa ABD-CEMAAT öncülüğünde, Cüneyt Zapsu'nun kirveliğinde tayin edilmiş BOP eşbaşkanı ve onun partisini sorgulasana.
...
NATO'ya üyeliğimiz devletimizin geleneksel kabul görmüş ittifak tercihidir. İki kutuplu dünyada her devlet kendi tercihini yapıp, ittifaklarda yerlerini aldılar . Türkiye de tercihini NATO 'dan yana kullanmıştır. 
...
Ahmak herif ülkemizi NATO'ya Türk milliyetçileri mi soktu ki; hesabını da bizlere sormaya kalkıyorsun. 2001 yılından itibaren Nato'nun babası ABD'de Türkiye üzerine operasyon hazırlıkları yapılıp, tetiklenen ekonomik kriz ile hangi "Kahramanın"ın siyaseten önü açılıp, son onbeş yılın kaderine hükmedilmek istenmiştir.
...
Bugün NATO ile Türkiye'nin arasının bozulması üzerinden öfkeni Türk milliyetçilerine kusman; temelinde yatan gerçek belli ki geçmişe dönük intikam hırsının hala içindeki varlığının devam ediyor olmasıdır.
...
Eğer yüreğin yetiyorsa NATO'ya müttefik olma şartlarının gereğini; devlet ciddiyetinden uzak, gerektiği gibi yerine getiremeyen iktidardan hesap soracaksın. Türk ordusu aynı zamanda NATO ordusu olup, NATO'da görevli tüm Türk subaylarının tayin, terfi ve yerleştirilmelerinden ülkemizi yöneten hükumetler sorumludurlar. Eğer ülkemiz adına NATO'da görev yapan askerler bir ihanetin içinde yer almışlarsa ve bundan kaynaklanan Türkiye-NATO ilişkileri bozulmuşsa yine bunun hesabını; ''hötün'' yiyorsa hükumetten soracaksın.
...
Bir evde verilen kız için söz kesilirken; aynı anda bir başka aileye tanışmak için randevu verilmez. Nato ittifakı olmaktan kaynaklanan haklarımızın takipçisi olmak varken; karşı ittifaktan S400 füzeleri almak ne anlama geliyor. İttifaklar güven esaslıdır ve karşılıklı çıkara dayanır; her ittifaka mavi boncuk dağıtarak güvenlik sağlanmaz; işin garibi her iki tarafa da güven vermeyen bir intiba uyandırırsın. Şimdi NATO üzerine bütün bu gerçekler biliniyorken NATO sorununu Türk milliyetçileri üzerinden okumanın sendeki kuyruk acısı ne olabilir ki.
...
Dolayısıyla, Nihat Genç ''Hötün'' yiyorsa git şikayetinin müsebbibi olanlara saldır; Türk milliyetçileri üzerinden sana mastürbasyon yapmaya müsaade etmeyiz.. 


Algıların tasmalı müdavimleri
Algıların tasmalı müdavimleri; iradelerini ipotek ettirmiş gönüllü esirler; bu da yetmeyip sadakat nikahı kıymış zavallılar Zerre kadar Allah'ın lütfü olan düşünme melekesini devreye sokabilseler derler ki; 
Yahu bu kadıncağız Paralelci olsaydı; fetö'nün düşündüğü kalkışmaya daha epeyce de bir zaman varken; Davutoğlu'nun AKP'ye davetini kabul eder; 1 Kasıma kadar sürecek olan Davutoğlu hükumetinde görev alır; cemaatin hükumetteki bir görevlisi olarak; muhtemelen de başbakan yardımcısı olarak cemaat açısından sızamadıkları yerlere sızıp, açık kalan yerlere yerleşme fırsatı bulunupp, eksiklikler tamamlanırdı.
...
Ama Meral Akşener Davutoğlu'nun AKP'ye katılması ve kuracağı hükumette yer alması teklifine anında ''Bu teklifi bana yapılmış hakaret olarak görüyorum'' diyerek red etmiş; daha sonra da Tuğrul Türkeş AKP'ye katılmış, bir veya iki gün sonra da Tuğrul Türkeş-Bahçeli'nin hiç de alışık olmadığımız şekilde mecliste mutluluk pozlarını gördük. Özellikle Devlet Bahçeli çok mutlu gözüküyordu.
...
Bence AKP'nin kurulduktan değil, kurulmadan önce yaşanan süreçler de (Özellikle Cüneyt Zapsu kirveliğini de hatırlayın lütfen) dahil olmak üzere bugüne kadar geçen süreç içinde ülkemizde yaşanan kırılmalar ve bu kırılmalar karşısında Devlet Bahçeli ve MHP siyasetinin iyi analiz edilip, sorgulanması gerekir diye düşünüyorum. Şahsen MHP'nin iktidar olabilme ihtimaline karşı hiç bir argüman geliştirmediğini gördüm. Tek geliştirdiği argüman AKP'yi düştüğü yerden kaldırmaya yönelik olmuştur. Çünkü yine tekrarlıyorum ki; Devlet Bahçeli resmi olmayan Paralel MİT müsteşarı, MHP de resmi olmayan MİT kurumu gibi olup, amaç hükumetin tanımladığı görevi yerine getirmektir. Devlet böyle bir ''Sanal Kurum'' oluşturdu da yoksa millet olarak bizim mi haberimiz yoktur. 


Her ülkücü 2019 seçimleri için şimdiden tercihini ortaya koymalıdır
Ülkücülerin o partide bu partide olmasının hiç bir önemi kalmamıştır. Ülkücüler olarak Demokratik Parlamenter sisteme tekrar dönmek istiyormuyuz, istemiyormuyuz; önemli olan budur. 
..
Tek adamlı diktanın devamını isteyenler Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı kalmasını isteyecekler; cumhuriyet değer ve kazanımlarının devamını isteyenler ise tekrar Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sisteme dönmek için Meral Akşener'i destekleyeceklerdir. Dolayısıyla ne kadar ülkücü olduğumuz üzerinden birbirimizi kem sözlerle incitmenin, hırpalamanın gereği yoktur.


Nato tatbikatında yaşanan rezalet
Nato tatbikatında; Atatürk ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şahsında Türk milletini küçük görme, aşağılama eyleminin temelinde fetö diasporasının olduğu büyük bir ihtimal. 
...
Fetö; sadece üç beş puştun seneler süren gizli emellerinin neticesi değil; cumhuriyet kurulduğundan beridir değer ve kazanımlarına karşı savaş açmış güruhun su döküp, yeşerttiği alanda zemin bulup, yetişmiş olan ayrık otudur.
...
Dolayısıyla fetö ile mücadele yetmez; ibrik ile su dökenlerden de hesap sormak; bundan sonra da devlet yönetimine gelen her kişi, grup veya partinin geleneksel görevi olmalıdır.
...
Evet, bu cemaat denen yapı kırk senedir var ama hiç bir iktidar bu iktidar gibi bırakın geçsinler, elleşmeyin yapsınlar dememiştir. 


Devletin bekası sözkonusu ise
MHP adına konuşan arkadaşlarımız ve parti sözcüleri; neymiş efendim; ''Devletin bekası için Recep Tayyip Erdoğan'ın arkasındaymışız''
... 
Madem öyle; defalarca kandırılan Erdoğan bu sefer devletin bekasını düşünerek 2019 yılında Cumhurbaşkanı adayı olarak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi ortak aday olarak göstersin. İlle de Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olacak diye bir ayet mi var; söz konusu olan devletin bekası ise. 
... 
Nihayetinde elli yıllık bir partinin genel başkanı olup; bu kadar kendisine bilgelik ve devlet adamlığı vehmedildiğine göre güven de duyulmalıdır.
...
Şu "Hareketi" getirdikleri yere bakın; elli yıllık bir parti Cumhurbaşkanlığı seçimleri için kendi adayını kendi içinden gösteremiyor; bir başka partinin genel başkanının siyasi bekası için. Ve Türk milliyetçisi olarak bu utancı yaşamamak adına farklı formüller için inisiyatifimizi ortaya koymamızı; BOP eşbaşkanlığı yerli taşoranları ve onların arkasını toparlayan hizmetkarları sözüm ona bizleri eleştiriyorlar. Geçiniz lütfen.
...
Yine sözümü tekrarlıyorum; ''Saf ülkücüleri'' bostana karga kovalamaya gönderip, sonra bostanda yetiştirdiklerimizden kendinize ziyafet çekemeyeceksiniz. Artık el koyduk; bostan da bizim, sofra da bizim.


Atatürk sevgisi ve takiye yapmak
Ulan içinizden bir taneniz de çıksın "Ben baştan beridir Atatürk hakkında ne düşünüyorsam, şimdi de öyle düşünüyorum" desin. Azıcık da inancınızın delikanlısı olsanız ne var yani. Yahu istisnasız hepiniz mi Atatürkçü oldunuz be. 
...
Bunların hepisi birer topaç denen oyuncak. Bir el bunların beyinlerinden kuyruk sokumlarına kadar ipi sarar sona yere doğru fırlatır; ikinci bir müdahaleye kadar dönmeye devam ederler. Tekrar ipi sarmalar, tekrar yere atmalar, tekrar dönmeler; nihayetinde ipi elinde tutan istediği şekilde hevesi bitene kadar bu topaçları çevirmeye devam eder. 


“Ayakların Yan Basir Yoksa Sen Sarhoş musan”
Erzurum yöresine ait türkü de geçen “Ayakların Yan Basir Yoksa Sen Sarhoş musan” ifadesi, “Ayakların Yan Basir, Yoksa Sen Oruç musan” şeklinde değiştirildi. Gerekçesi; İslami hassasiyet gösteriliyor. Öyleyse bu zihniyete göre Nisa suresinde geçen "Sarhoşken namaza yaklaşmayın" ayetini de değiştirmek lazım; zira "Sarhoş" kelimesi geçiyor(!)
İşin garibi bu zihniyette bir çok insan aynı zamanda devletimizi yönetenlere danışmanlık yapıyorlar. 
...
Şimdi aynı zihniyet, müslüman Türk milletini yılbaşında oynanacak 61.000.000.-TL'lik kumar masasına çağırıyor. Ne yaman çelişki değil mi. 


Mete Yarar ''Tanrımıza hamd olsun'' demeyi yanlış buluyor
Mete Yarar "Hala orduda yemek duasında Tanrımıza hamd olsun deniyor" eleştiriyor ve gerekçe olarak da; "Allah'ın isimleri arasında Tanrı ismi yoktur" diyor. Yahu elbette olmayacaktır, sayılan bütün isimler zaten Arapça. Oysa "Tanrı", Arapça olan "Allah"ın Türkçe karşılığıdır.
... 
Buradan şu mana çıkıyor; eğer bir müslüman Türk olarak "Tanrım bana bu sağlık, sıhhat ve huzuru verdiğin için teşekkür ederim" diye dua ettiğimde Allah benim niyazımı anlamayacak öyle mi. 
...
Ben de iddia ediyorum ki; "Tanrı"nın "Allah" demek olduğunu bilmeyenlerin veya kabul etmeyenlerin imanları da eksiktir; zira Allah'ın gücü, kudreti ve sıfatlarını eksik kabul etmiş olacaklardır. Öyle ya; her şeyi bilen, hâkim olan Allah'ın Türkçeyi bilmemesi gibi bir saçmalık olabilir mi.
...
Size inat bundan böyle duama "Tanrım" seslenişi ile başlayacağım. Çünkü ben Allah'ın Türkçeyi bildiğine inanıyorum; ya siz "Arapçılar"
Mehmet Soral

soralmehmet@hotmail.com