30 Eylül 2014 Salı

AKP VE İMANDA TAHRİBAT


Yaşım 52. Düşünüyorum da yaşım 17 iken o zaman ülkeyi yöneten bugünkü AKP gibi bir Parti, seçmeni ve yandaş medyası olsaydı, sanırım Allah korudu; ya komünist ya da ateist olurdum. Ülkücü, Türk milliyetçisi büyüklerimden, basın ve yayıncı; yazar çizerden Allah razı olsun.
Bütün dini bilgi ve öğretileri; Türk milliyetçiliği adap, edep ve terbiyesine layık olma sorumluluğumuzun gereği olarak kendi kendime bu ideolojinin mekan bulduğu, teneffüs edildiği yerlerde öğrendim.
O zamanlar İslam ile ilgili görsel referansları çok güvenilir ve genel kabul gören referanslardı. Mesela cami hocalarının siyaset yapmaları veya tek tip vaaz vermeleri düşünülemezdi. İmamlar daha özgürdü. Devletin geleneksel bir din öğretisi olduğundan müfredat sürekli değişmezdi. Her ilkokul öğrencisi yaz tatillerinde mahalle camisine namaz sureleri elifba'yı öğrenmeye giderlerdi. O zamanlar daha idealist dindar gençler ve hatta din adamı yetiştirdi.
Özellikle AKP, iktidarı süresince görsel İslami referansları bir elbise gibi üzerine giyindi. AKP denince din eksenli her iş, eylem ve duruşu İslam'a vurgu yapan bir algı oluşturulması gayreti güdüldü. Ancak AKP din adına o kadar yanlışlar yaptı ki her yanlışın bedeli oluşturduğu "din" algısı gereği İslam'a rücu edilerek, dinimiz sürekli tahrip edildi.
Oluşturdukları algı gereği, İslami açıdan ilk hayal kırıklığı; Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'ün AKP öncesine kadar bütün siyasi geçmişleri süresince AB'yİ bir Hristiyan kulübü diye tanımlamalarına ve karşı olmalarına rağmen, AKP'yi kurup iktidar olduktan sonra AB Anayasasına Papa X. Innocenzo’nun heykeli altına yerleştirilen bir masada yan yana imza atmaları.
Mesela ayakkabı kutularında saklanan paralara gerekçe olarak "Hayır işleri için rüşvet vermek mubahtır" denilmesi, kısa zamanda İslam referanslı bir çok "dindar" kimselerin yeni bir burjuva sınıfı oluşturmaları, makam ve mevki sahibi olmaları; İslam gelenek, görenek ve inancına göre bu sıçrama bu kadar kolay ve haramsız olamazdı. Sadece iktidar yanlılarının "Hayır işleri" için kurdukları vakıf ve derneklerin akıl ve mantığın kabul edemediği hızla büyüyüp palazlanmaları, buralara fahiş meblağların bağışlanması; bir kalemde 19 milyon TL'nin bir yandaş derneğe bağışlanması. Allah rızasını bahane edip, ihale verilen iş adamlarını bazen ağlata ağlata ''havuz''a para bağışında bulunmaya zorlanmaları.
Evet, AKP iktidarının yarattığı dini tahribat ve müminlerin inançlarında sebep oldukları çelişkilerin, bundan sonraki yıllarda üniversitelerde tez olarak işleneceğini ümit ediyorum.
Evet bütün bunlara yaşım 17 iken şahit olsaydım ya komünist(sosyal adaletin olmayışına isyan gereği) ya da ateist(Allah hep bunlara mı torpilli diye) olurdum.
Allah beni korumuş.
Mehmet soral
Soralmehmet@hotmail.com