2004 Yılında Milli Güvenlik Kurulu raporunda "Cemaat" için "Devletin her
kademesine sızıp, paralel devlet yapılanması amacı güden bir örgütsel
yapılanma olup, gerekli tetbirlerin alınması gereği önemli bir husustur"
denilmiş.
...
Muhterem ve partisi bu kararın gereğini
bırakalım yapmayı; bizzat sızmalarını daha da kolaylaştırmışlardır. Peki
o zamanın Genel Kurmayı "Yahu madem Milli Güvenlik Kurulunda böyle bir
tesbit yapıldı, niçin gereken yapılmıyor; asker olarak bundan rahatsızız"
diyerek bir beyanat vermiş olsalardı bu sefer de " Vay, asker gene
muhtıra verdi" denilecekti; tam aksine Ergenekon ve Balyoz kumpasları
yapılarak milli Güvenlik Kurulu kararı da anlamını yitirmiş oldu.
...
Şimdi esas vurgulamak istediğime gelince; bu Milli güvenlik kurulu
kararına istinaden gerekeni yapmayan sorumlular yargılanmıyorlar ancak
aynı sorumluların bizzat kendilerince milad kabul ettikleri 17/25 aralık
sonrasında Bank Asya'ya para yatıranlar yargılanıyorlar. Çünkü deniyor
ki; "Biz sizi uyardığımız halde, niçin gidip para yaptırdınız". Şimdi
bizler de bu devletin vatandaşı olarak "Kardeşim devletin önemli bir
kurumu olan milli güvenlik kurulu karar almış, yönetme konumundaki
sizleri uyarmış; niçin gerekeni yapmadınız." dediğimizde bunun cezai
müeyyidesi nedir. Pardon, böyle bir soru sorulamıyordu değil mi
...
İşte kasdetilen ADALETSİZLİĞİN sırrı burada gizli. Her insan kendi
kendini, isnat edilen suçlar karşısında masum görebilir, ancak önemli
olan adalet terazisinin vereceği hükümdür. Dolayısıyla bugün fetö'den
yargılanan bir insan bu manada kendisini masum görebilir. Mesela bir
fetö mensubu "Hakim Bey tamam anladım da, hırsızın hiç mi suçu yoktur.
Bakın devlet ne güzel tesbitini yapmış, niçin gereğini yapmadı. Oysa
bizler hatamızı belki de o zaman fark edebilecektik'' diyebilir..AKP
olarak fetö tarafından kandırılma gerekçeleriniz ile ''Cemaat mensubu''
olan birisinin kandırılma gerekçeleriniz örtüşdüğünde hüküm ne
olacaktır.İşte bu tür soruların ortadan kalkması ve adalete güvenin
tesisi için özellikle fetö yapılanması üzerine tutuklama ve
yargılamalara isnat teşkil eden kriterleri tekrar gözden geçirmek
lazımdır ki; adaletin işi kolaylaşsın, çabuk tecelli edebilsin. Bunun
aynı zamanda fetö ile mücadeleye büyük katkıları olacaktır.
Mehmet Soral
soralmehmet@hotmail.com
Bir şeyler yapmak lazım, birşeyler... Düşünecek, yazacaksın ki üretebilesin. Yaprağı bile öteye itecek, bir yel gerekecek elbet. Mehmet SORAL
13 Temmuz 2017 Perşembe
ARMUDUN SAPI ÜZÜMÜN ÇÖPÜ ÜLKÜCÜLERE DE KOL SAATİ
Yahu el insaf be; yirmi senedir sorgusuz, sualsiz bütün
başarısızlıklarına rağmen Devlet Bahçeli'ye tanıdığımız şansın yirmi de
birini dahi hain olmadıklarına hep beraber kefil olduğumuz Meral
Akşener, Ümit Özdağ, Yusuf Halacoğlu ve arkadaşlarına niçin tanımıyoruz?
Bu tavrı kesinlikle vicdani, hatta ahlaki bulmuyorum.
...
Herkes şikayetçi, herkes çözümün tarifini yapıyorlar ama hiç kimse ortaya çıkıp, tarifini yaptıkları çözümün fiilen gereğini yapmıyor. Armudun sapı, üzümün çöpü derken; 2019 gelecek, Tayyip Erdoğan tekrar Cumhurbaşkanı seçilecek ve bizler de ülkücüler olarak görevimizin gereğini yapmış olmanın iç huzuru ile birer kol saadeti ile ödüllendirilip, evlerimize döneceğiz(!) Oturup bu akıbeti mi bekleyeceğiz. Şahsen, kesinlikle buna razı değilim.
...
Artık ideolojik kaygılar falan umurumda değil. Devlet Bahçeli yirmi senedir koltuğunda, Recep Tayyip Erdoğan ve AKP 15 senedir iktidarda. Bu coğrafyanın havası, osu, busu,şusu; bunlara bu kadar şans tanıyıp, imkan sunuyorsa; Meral Akşener, Ümit Özdağ, Yusuf Halacoğlu ve arkadaşlarına niçin olmasın ki. Yirmi defa Devlet Bahçeli'ye tanıdığım şansın yirmi birincisini yeni yapılanmaya, yani ''Meral Akşener, Ümit Özdağ, Yusuf Halacoğlu inisiyatifi''ne tanımak istiyorum. Benim açımdan mesele artık bu kadar anlaşılır ve izah edilebilir hale gelmiştir; o kadar.
...
Görülmüş mü be kardeşim; bu insanların birilerine ''Özlemini çekiyoruz, sensiz olmuyor, hasretimiz bitsin, gel artık'' davetiyesi çıkardıkları. Öyleyse bu saygın isimlere karşı nedir bu çekince; nedir bu vicdansızlık, hatta tahammülsüzlük. Tamam; idealist olalım ama keriz kalmak zorundamıyız? Ülkücüler, Hz. Meryem'in doğurduğu çocuklar mı ki; her türlü hatadan, günahtan münezzeh olmaya çalışmanın dışında bir misyonun peşinde olmayacağız. Yahu üç beş değerli isim ortaya çıkmışlar; bu ülkeyi pekala biz de yönetebiliriz demişler. Bu özgüven niçin birilerine batar ki; çünküonlar ''İktidar olmamak'' ön kabulünü kanıksamışlar da ondan.
...
Bugün devletin yönetiminde bulunan; en tepesindekinden en alttakine kadar hepsinin ağzından ''Hoca efendi bitsin bu hasret, gel artık'' videoları dolaşırken;buna rağmen fetöcü olmadıklarını topluma kabul ettirebiliyorlarken; bizim evin hanesinden olan vicdansızlar; ortada bir tane dahi belge olmamasına rağmen ideallerimizi paylaştığımız; kader birliği ettiğimiz, milletin göz bebeği bu insanlara; sadece Devlet Bahçeli'ye karşı oldular diye yakıştırma yapmaları hangi vicdana, hakkaniyete sığar.
...
''Meral Akşener, Ümit Özdağ, Yusuf Halacoğlu ve arkadaşları'' inisiyatifine hem şans vereceğim; hem de çalışacağım.
Mehmet Soral
soralmehmet@hotmail.com
...
Herkes şikayetçi, herkes çözümün tarifini yapıyorlar ama hiç kimse ortaya çıkıp, tarifini yaptıkları çözümün fiilen gereğini yapmıyor. Armudun sapı, üzümün çöpü derken; 2019 gelecek, Tayyip Erdoğan tekrar Cumhurbaşkanı seçilecek ve bizler de ülkücüler olarak görevimizin gereğini yapmış olmanın iç huzuru ile birer kol saadeti ile ödüllendirilip, evlerimize döneceğiz(!) Oturup bu akıbeti mi bekleyeceğiz. Şahsen, kesinlikle buna razı değilim.
...
Artık ideolojik kaygılar falan umurumda değil. Devlet Bahçeli yirmi senedir koltuğunda, Recep Tayyip Erdoğan ve AKP 15 senedir iktidarda. Bu coğrafyanın havası, osu, busu,şusu; bunlara bu kadar şans tanıyıp, imkan sunuyorsa; Meral Akşener, Ümit Özdağ, Yusuf Halacoğlu ve arkadaşlarına niçin olmasın ki. Yirmi defa Devlet Bahçeli'ye tanıdığım şansın yirmi birincisini yeni yapılanmaya, yani ''Meral Akşener, Ümit Özdağ, Yusuf Halacoğlu inisiyatifi''ne tanımak istiyorum. Benim açımdan mesele artık bu kadar anlaşılır ve izah edilebilir hale gelmiştir; o kadar.
...
Görülmüş mü be kardeşim; bu insanların birilerine ''Özlemini çekiyoruz, sensiz olmuyor, hasretimiz bitsin, gel artık'' davetiyesi çıkardıkları. Öyleyse bu saygın isimlere karşı nedir bu çekince; nedir bu vicdansızlık, hatta tahammülsüzlük. Tamam; idealist olalım ama keriz kalmak zorundamıyız? Ülkücüler, Hz. Meryem'in doğurduğu çocuklar mı ki; her türlü hatadan, günahtan münezzeh olmaya çalışmanın dışında bir misyonun peşinde olmayacağız. Yahu üç beş değerli isim ortaya çıkmışlar; bu ülkeyi pekala biz de yönetebiliriz demişler. Bu özgüven niçin birilerine batar ki; çünküonlar ''İktidar olmamak'' ön kabulünü kanıksamışlar da ondan.
...
Bugün devletin yönetiminde bulunan; en tepesindekinden en alttakine kadar hepsinin ağzından ''Hoca efendi bitsin bu hasret, gel artık'' videoları dolaşırken;buna rağmen fetöcü olmadıklarını topluma kabul ettirebiliyorlarken; bizim evin hanesinden olan vicdansızlar; ortada bir tane dahi belge olmamasına rağmen ideallerimizi paylaştığımız; kader birliği ettiğimiz, milletin göz bebeği bu insanlara; sadece Devlet Bahçeli'ye karşı oldular diye yakıştırma yapmaları hangi vicdana, hakkaniyete sığar.
...
''Meral Akşener, Ümit Özdağ, Yusuf Halacoğlu ve arkadaşları'' inisiyatifine hem şans vereceğim; hem de çalışacağım.
Mehmet Soral
soralmehmet@hotmail.com
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)