23 Ekim 2015 Cuma

İLLE DE AYDIN DOĞAN'I İSTEREM

Ey büyük Allah'ım sen nelere kadirsin. 
Senin gücünü ve kudretini tasavvur edemeyenler ''suratlarına bir tokat'' istercesine somut gerçekler istiyorlar. Alın size somut bir gerçek. Aşağıda anlatmaya çalıştığım konu; Türk milletine; karşılıklı olarak gizli anlaşma, sözleşme ve destek ile kalleşlik yapanların ''Allah tan yedikleri tokatın hikayesi'' dir.
...
Aydın Doğan; Allah biliyor ya, geçmiş dönemlere nispeten mümkün olduğunca tarafsız olmaya çalışıyor ama ''ERDEGEN'' açısından bu yetmiyor. Peki ne istiyor; Doğan Grubu’nun açık açık kendisini desteklemesini istiyor.
2001-2002 Yıllarını hatırlamaya çalışalım. Bu günlerde olduğu gibi Devlet Bahçeli, MHP ve MHP yetkililerini bir hafta içinde iki defa canlı yayına çifter çifter programlara çıkarıp, söz hakkı vermeyen; MHP’siz hükümet formülleri başta olmak üzere DSP ve Refah partisinin içinden hainler devşirerek her iki partinin yerle yeksan olmasını sağlayıp, Türkiye de siyaseti dizayn etmeyi misyon edinen Doğan Gurubu; Almanya’da Hürriyet Gazetesi tesislerini açma bahanesi ile Çiller, Yılmaz ve ‘’Erdegen’’ buluşmasını sağlayarak 13 yıllık iktidarın temelini atmışlardı.

İşte ‘’ERDEGEN’’ kendi mantığı içerisinde tutarlı davranarak, kendisini iktidara taşıyan ana unsurlardan ‘’medya ayağı’’ olarak Aydın Doğan’ı gördüğü için; yine içine düştüğü çıkmazdan ve gelecek günlerin kaosundan Aydın Doğan desteği ile çıkabileceğine inanmış olsa gerek; mütemadiyen Doğan medyasını taciz ederek bunaltıp, desteğini almak istiyor.
ERDEGEN; yandaş medyanın nicelik olarak büyük olmasına, kendisini kayıtsız şartsız desteklemelerine rağmen; besleme oldukları için nitelik olarak bir ‘’hiç’’ olduklarına; gerek yazarları gerekse gazetecilik mantalitesi açısından medyadaki ‘’özgül ağırlıklarının’’ düşük olduğuna inandığı için kendisi için verilen mücadele onu tatmin etmiyor ve ‘’ille de Doğan Medyası’nın desteğini isterim’’ diyor.
Yani demem o ki; ancak ve ancak, kendisini ‘’getirenlerin’’ yine kendisini ‘’götürmek’’ isteyenlere karşı koruyup, kollayabileceğine inandığı güç olarak Aydın Doğan'ı görüyor ve bu nedenle ‘’ille de Doğan Medyası’’ diyor.

Demek ki, tuttuğumuz maşalar; Zamanı gelince tırmalar.
pardon, bu söz başka bir sözün devamıydı değil mi?
Neyse, tuttuğumuz ''maşalar''
Dikkat etmezsek el yakar.
Bu aralar ‘’BOP da neymiş, zaten ona hiç inanmamıştım, beni kandırdılar’’ sözünü duymaya kendimizi hazırlayalım derim.
Mehmet Soral
soralmehmet@hotmail.com