15 Ocak 2016 Cuma

BİR ÇİZİĞİM BİLE YOK

Biz bu dava uğruna hapis yatmak işkence görmek veya en onurlusu; şehit olmak gibi bir şerefe nail olamadık. Bu durumu sürekli ezikliğilim olarak görmüş; bu şerefe nail olan abilerime, ablalarıma hep gıpta ile bakmış; onları kıskanmışımdır. Zaman zaman kendime "ulan bir yerinde azıcık bir çiziğin olaydı ne olurdu" diye hayıflandığım anlar olmuştur. Kaybettiklerimizi rahmet ve şükranla anarken; yaşayanlarımıza sağlık, sıhhat ve afiyetler diliyorum.
...
Şimdi herhangi bir yerimizde "çiziğimiz" yok diye; düşündüklerimız, söylediklerimız itibarsızlastırılıyor. Arkasında durduğumuz, destek verdiğimiz kişilerin; hareketin mazisindeki "çizikleri" değerlendirmeye tabi tutularak; bizim "yetersizliğimiz" onun da "değersizligi" üzerinden "değişim talebimizin "Hak" olmadığı, hatta böyle bir talebin Sayın Bahçeli'ye karşı nezaketsizlik olabileceğini bile dile getiriyorlar. Yani "kıçınızda bir çiziğiniz yok ama MHP'yi dizayn etmeye çalışıyorsunuz" demeye getiriyorlar.
....
Değerli abilerim bende bir çizik yoktur; eğer olsaydı ve de sizin çektiğiniz işkence ve ızdırapları çekseydim ben de sizler gibi mi olurdum bilemem. Ancak şu bir gerçek ki; bu kadar badireler anlatmış bir hareketin mensupları nasıl olur da bugünkü MHP'yi hapsedilediği "fanus"un içinden çıkarıp, özgürlüğüne kavuşturamaz; anlamak mümkün değil. Bu durumu benim gibilerin sahiplenmesini hadsizlik olarak görenlerin; yine bu hareketi durağan hale getirenlere niçin hadlerini bildirmeyi bunca yıl beceremediler. Becerilemiyeceği kanıksandığı içindir; bir "çiziği" dahi olmayanlar kötü giden talihi değiştirmeye kalktılar. Bu niyetleri; fitne, fesat ve hainlik olarak yorumlamak kul hakkına girmez mi? 18 Yıldır duygu ve düşüncelerimizi sömüren; davamızla kıydığımız ''sadakat nikahını'' defalarca bozanlarla hesaplaşmanın en makul zamanıyken niçin ''hal çaresi'' arayanlara ''bir çiziğin dahi yok'' denilerek öteleyip, ümitsizliğe itiyorsunuz. Buyurun ya gerekeni yapınız, ya da gölge etmeyiniz.
...
Zaman "çizik" arama zamanı değil. 18 yıldır bir netice alamadığımız insan için hala umut vaad eden dostlarıma sormak isterim; ne var yani 18 yılın bir iki senesini de bir başkası için değerlendirsek. En kötü ihtimal parti içi demokrasiyi yaşamayı geleneksel hale getirmiş oluruz.
Mehmet Soral
soralmehmet@hotmail.com

DOĞU PERİNÇEK-TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ

Habertürk TV 'de Doğu Perinçek'i izliyorum. Perinçek'in geçmişi ve bugünkü düşüncelerini karşılaştırdığımızda; 1990 öncesi giydiği fanileyi bugün ters çevirip giydiğini görüyoruz. Fatih Altaylı ona sorduğu soruları bana sormuş olsaydı belki de ben de aşağı yukarı aynı cevapları verirdim. "Kürtler ve özerklik meselesi"nin dezavantajlarının ne kadar güzel izah edilebileceğini bu gece onun sözlerinden dinledim. Yüzde yüz aynı görüşteyim ama kendisine güven konusunda şüpheciyim. Çünkü ani değişimler hayra alamet değildir. MİT tırları konusunda Perinçek haber yapıyor hapse girmiyor ama Can Dündar giriyor; garip değil mi?
....
53 yaşımdayım ve yaklaşık 17 yaşımdan beridir siyasete ilgim var. Bunca yıl iki siyasetçinin ne yapmak istediklerini anlayamamışımdır; Sayın Bahçeli ve Doğu Perinçek. Acaba diyorum Doğu Perinçek'e verilen yeni misyon; Sayın Devlet Bahçeli"nin milliyetçi camiada yarattığı bıkkınlık ve yılgınlığın yarattığı "milliyetçi" boşluğu doldurmakmıdır? Yani demen o ki; Sayın Bahçeli ve Perinçek'i çözmek lazım. Çok ilginç değil mi? 18 yıldır Sayın Bahçeli'nin bir TV de "bugünkü Doğu Perinçek" gibi Türkiye gerçekleri ve dış siyaset üzerine konuşmasını bekledik ama bir türlü olmadı, olacağını da sanmıyorum. Herkes Türk milliyetçiliğine sığınıp, ondan medet umarken Sayın Bahçeli'nin kendi "fanus"u içine hapsettiği MHP ise hep bundan kaçındı.
Mehmet Soral

soealmehmet@hotmail.com