5 Nisan 2018 Perşembe

BAŞBUĞ ALPARSLAN TÜRKEŞ RUHUN ŞAD MEKANIN CENNET OLSUN

Fikir ve düşünce dünyamın oluşmasında; sonra da bu fikir ve düşünce dünyamın inanmışı ve adanmışı olmamın yegane banisi değerli insan; sizi ailemin tüm fertleriyle beraber sevgi, saygı ve en kalbi duygularımızla hürmetle anıyoruz. 
...
Yetiştirdiğin evlatların ile uğruna büyük emekler verip, bedeller ödediğiniz "Hareketi"i fetret dönemine sokarak, "Türk milliyetçileri, ülkücüler bir şey yapamazlar" algısının oluşmasının müsebbibi olup, sonra maalesef kendileri de buna inananlara inat; yine ülkücü evlatların olarak bu algıyı yerle yeksan edip, proje geliştirilerek memleket meselelerine kafa yorup, devleti yönetmek için inisiyatifimizi ortaya koyduk.
...
Artık ülkücü evlatların itiraz edip, ''Bizim de söyleyeceklerimiz var'' diyecek öz güvene sahibiz. Demokrasimiz için, itibarsız hale getirilen cumhuriyet değer ve kazanımları için verdiğimiz mücadelemizde her ne kadar karşımıza her türlü engellemeler çıkarılıyorsa da; inanmışlığımız ve adanmışlığımızla inşallah tüm engelleri aşıp, menzile ulaşacağız.
Ruhun şad, mekanın cennet olsun.


Afrin Operasyonunda sözde sanatçıların Mehmetçikleri ziyaretleri 

Cumhurbaşkanı, Genel Kurmay Başkanı ve İbrahim Tatlıses'in sınırda askeri birliği ziyaretleri sırasında çekilmiş video görüntülerini izleyince; niyet ne olursa olsun, adeta ordumuza karşı uygulanan Ergenekon ve Balyoz kumpasları ile Türk Ordusu'nu itibarsızlaştırma sürecini hatırladım. 
...
Türk ordusunda böyle bir disiplin anlayışı yoktur, olmamıştır da. Nedir o Allah aşkına; orta Afrika'da, Samoza'nın ülkesinde bir komutan ve üç beş askerin anlık bir görüntüsü gibi. Nitekim görüntüde, Genel Kurmay Başkanı'nın bundan çok rahatız olduğunu fark ediyoruz.
...
Alışılmışın dışında "Bakın ilk önce bunu biz yapabildik" diyebilmek adına, radikal değişimler yapacağız kaygısı ile Genel Kurmay Başkanı'nın arkasından selfi çeken er laubaliği; dostlarımızca da; düşmanlığımızca da bilinen kadim Türk Ordusu imajına yakışmamıştır.
...
Bu tür ziyaretlerin yapılması kötü bir şey değil, kötü olan organizasyonun bizatihi ordunun kendi mensuplarınca yapılmamış olmasıdır. Bu ziyaretin organizasyonunun muhtemelen Cumhurbaşkanının danışmanlarınca, orduya yeterince danışılmadan yapılmış olmasıdır. Sormak isterim; 
dün gibi hatırlıyorum; içlerinde bir hatun kişi var ki; "Türk bayrağının altına, diğer etnik kimlikleri de temsilen bir şerit çekilse ne olur ki" teklifine cür'et edebilmiş birisi. Şimdi bu hatun kişi mi Mehmetçiğe moral verecekmiş. 

... 
Tabi, "Muhterem" devletimizi AKP devleti, askerlerimizi de onun ordusu olarak görünce; doğal olarak seçip, götürdükleri sanatçılar da o devletin sanatçıları oluyor; alan memnun, giden memnun, karşılayan memnun. Peki ya orada bir Mehmetçik "Kral çıplak" dese ne olacak; bunu hiç düşünen var mı. Düşünmezler elbette; çünkü arkasında yıllarca duran yaverin de kim olabileceğini düşünmemişlerdi.
...
Yahu kardeşim bırakın içinden gelip de, kim gidiyorsa gitsin. Ne demek oluyor; seçtiğiniz birilerini, seçmediğiniz diğerleri adına götürüp, Mehmetçiğe "Bunları size moral vermeye getirdim" dayatmasında bulunuyorsunuz. Sonra da "Gerçek sanatçılar sizlersiniz" diyeceksiniz. Yok ya...
...
Bu arada ses sanatçısı Demet Akalın diyor ki "Işın Karaca ile iki ay önce sınırdaki Mehmetçiğe destek amacıyla ziyaret etmek için izin istedik ancak bölgenin hassasiyeti nedeniyle izin verilmedi"
...
Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yandaş medya ise öyle bir eda ile konuşuyorlar ki; sanki askerleri ziyaret etme teklifini sadece seçip, götürdükleri gazeteci ve sanatçılar kabul etmişler gibi lanse edip, "Bunlar gerçek sanatçılar" denilerek de onura ediyorlar.
...
Demet Akalın "Gerçek sanatçı" olarak içinden gelip, daha önce başvurduğu; dolayısıyla davet edilen sanatçılar arasında önceliğin Işın Karaca ve kendisine verilmesi gerekmez miydi.
...
Demet Akalın kusura bakma; demek ki sen yandaş olmayan sanatçı diye not alınmışsın.
Bence günümüzde gerçek sanatçının en belirgin özelliği yandaş olmamasıdır. Maazallah, Allah seni yandaşlıktan esirgemiş; şükretsen, "Biz gerçek sanatçı değilmişiz" diye sitem etmene gerek yoktur. Bak ne güzel; gerçek sanatçılığınızı verilen "Emir"e itaat ile değil, içinizden geldiği şekilde göstermişsiniz.
Işın Karaca ve sizi tebrik ediyorum. 


Paşa gönlünüz istiyor diye kimse İYİ PARTİ'nin tarifini değiştiremez
Birileri hala İYİ PARTİ nasıl oldu, nereden çıktığı üzerine kafa yorarken hala anlama ve anlamlandırma sıkıntısı çekiyorlar.
... 
Vallahi ben Meral Hanım'a da, İYİ PARTİ'ye de inanıyorum. İnanmam için gerekçem çok ama inanmamam için hiç bir gerekçem yoktur.
...
Esas sorun nedir biliyor musunuz; yirmi senedir Türk milliyetçilerinin proje üretemeyeceği algısının hem ülkücüler, hem de sair kesimlerce kanıksanmış olmasıdır.
... 
Şimdi bu algının, "Cesurlar Hareketi" mensubu Türk milliyetçilerince yerle yeksan edilmesinin üzerlerinde yarattığı şaşkınlıklarını tarif edemeyenler, İYİ PARTİ'yi "Olmadığı" tarifler üzerinden, işlerine geldiği gibi tanımlamaya çalışıyorlar. Mesele bundan ibarettir. Sadece zamana ihtiyaç var. Her şey kendi gerçeği ile anlaşılıp, öğrenilecektir.

Mehmet Soral

soralmehmet@hotmail.com

RASYONEL AKLIN GEREĞİ GÖNÜL İTTİFAKI

2019 da yapılacak olan gerek mahalli, gerek genel, gerekse Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde seçmen kalitesi ön plana çıkacaktır. Belki de seçmen ilk defa partisinin kurumsal dayatmalarına karşı bireysel tercihini ön plana çıkaracaktır.
... 
Bunun ana nedeni de; özelikle Türk milliyetçilerinin 1 Kasım seçimlerinden sonra yaklaşık %85 lik kısmının şiddetle karşı çıkmasına rağmen, MHP'nin meclisteki anahtar yani aritmetiksel konumunun ülkeyi yepyeni bir maceraya, tek adam otoritesine dayalı bir rejime sürüklenmiş olmasıdır.
...
Peki, üç beş kişinin %85'lik itiraza rağmen kalan bakiyeyi istedikleri yönde tercihe zorlamaya muvaffak olabilecekler mi; işte bu çok zor. Bugün "Pusulada üç hilali gördüğüm yere tereddütsüz mührü basarım ama Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığına asla" diyen arkadaşlarımızla her gün sohbet ediyoruz. 
...
Aynı durum CHP seçmeni için de söz konusu. Yine CHP'li dostlarla sohbet ederken; "Milletvekilliğinde oyum CHP'ye ama Cumhurbaşkanlığında Meral Akşener'e olacaktır, çünkü CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Türkiye sosyolojisinde solun tüm oyunu tulum halinde çıkarsa bile seçilemez" diyorlar. 
...
Dolayısıyla seçim ittifakını seçmen kendi rasyonel düşüncesi ile yapacaktır. Çünkü demokrasimizde maalesef siyasi parti liderleri kendi seçmenini aynı zamanda azatlık kabul etmeyen iflah olmaz köleler görüp, bu da yetmeyip kendileri ile sadakat nikahı kıydıklarını düşündüklerinden; patiler arası ittifakı da bu ön kabul üzerinden yaparak, seçmenlerini bu şekilde yönlendirebileceklerini düşünüyorlar. İşte ben de diyorum ki artık bu böyle yürümeyecek.
...
Partiler hangi ittifakı yaparlarsa yapsınlar; gerek mahalli seçimlerde, gerekse milletvekili seçimlerinde seçmenin yapacağı tercihinde 2019 da Erdoğan'ın kazanıp kazanamamasına nasıl tesir edeceğinin hesabını yapacaktır.
...
Dolayısıyla zayıfların güçlülere sığıntı olmaları ile yapılan ittifaktan ziyade gönüllerin ve vicdanların kendi aralarında yapacakları ittifaklar daha önemlidir. Nitekim bunun daha makul ve mantıklı olduğuna kanaat getiren AKP, mahalli seçimlerde "Gönül ittifakı" yapacağız demişlerdir.
...
İYİ PARTİ'nin partiler arası fiili ittifaktan ziyade gönül ittifakını önemsemesini çok iyi anlıyor ve makul karşılıyorum. Çünkü İYİ PARTİ'nin kurulmasını tetikleyen ruh; tek adamlı partili Cumhurbaşkanlığı sisteminde en çok milletvekillini almak veya en çok belediyeyi almak değil; bizatihi bu ucube sistemin kalıcı hale gelmesine mani olmaktır. Çünkü bu yeni ucube sistem kalıcı olursa; milletvekilleri tuzluk, belediye başkanları ise her an kulaklarından tutulup atılacak insanlar konumumda olacaklardır.
...
Dolayısıyla İYİ PARTİ ve Meral Hanım sürecin daha uzun vadeli ve daha ciddi sonuçlarını dikkate alarak strateji belirliyor. Yani bir anlamda sistemi geçtik, rejimin geleceğinin bile hesabı yapılarak hareket ediliyor. Asıl öncelik sistemi kurtarmak, "Güçlendirilmiş demokratik parlamenter sistem"e dönmektir. Bunun içindir ki; özellikle Meral Hanım kongrede fiili ittifaktan ziyade " Biz ittifakımızı gönüllerde, milletle yapacağız" demiştir.
...
İYİ PARTİ ve CHP'nin aynı paralelde devam eden stratejileri karşısında; yani bir anlamda seçmenlerini gönül ittifakına bırakmaları her ne hikmetse" Cumhur İttifakı"nı rahatsız ediyor, illaki karşılarında rahat, yıpratacakları somut  bir cephe oluşsun istiyorlar. Aktrolleri dinliyoruz her akşam, diyorlar ki; "Koskoca CHP'nin genel başkanı niçin aday olmuyor". Oysa böyle diyen adam aynı anda MHP'nin "Cumhurbaşkanı adayımız Recep Tayyip Erdoğan Erdoğan" dır dediğini de biliyor. Peki niçin böyle diyor; çünkü onlar da çok iyi biliyorlar ki; CHP kendi içinden çıkaracağı Cumhurbaşkanı adayını seçtiremez ama yine aynı CHP isterse Meral Akşener'i Cumhurbaşkanı seçtirebilir. İşte Cumhur ittifakının da en çok korktuğu CHP, İYİ PARTİ ve SP'nin gönül ittifakı kurarak, Meral Akşener'i Cumhurbaşkanı seçtirecek olmalarıdır. 
Mehmet Soral

soralmehmet@hotmail.com