10 Ekim 2018 Çarşamba

İYİ PARTİ'NİN KONUMU BİZATİHİ KENDİSİDİR

İYİ PARTİ'nin konumu sağa göre de; sola göre de tarif edilemez
Lütfen, rica ediyorum; İYİ PARTİ'li etkin ve yetkin kimselere sesleniyorum. Özellikle İYİ PARTİ'yi "Sağ"ın orasına, burasına, şurasına göre tarif etmek zorunda değiliz.
...
Tarihe bakıyoruz bir sağ iktidar gelmiş, peşinden bir ihanet süreci oluşmuş, yerini başka bir sağ iktidara bırakmış, peşinden gene bir ihanet süreci... 
...
İhanetle gelip, ihanetle gidenlerin nesi ilham kaynağımız olacak da; onların referanslarına atıf yapacağız Allah aşkına. Yepyeni bir düşünce ve mantalite ile kendimizi tanımlayıp, iddialarımızı ortaya koyamayız mı.
...
Sağcı değil, Türk milliyetçisiyim. İYİ PARTİ'yi hiç de sağcı görmüyorum. Rahmetli Atatürk'ün "Ne mutlu Türk'üm diyene" veciz sözünde anlamını bulan "Kültür milliyetçiliği" ana ekseninde "Gövde"leşmiş" bir parti olarak görüyorum.


Mckeynes Fetö ve....?
Devlet Bahçeli grup toplantısında ilk önce geniş bir konuşma ile son derece haklı olarak ABD'nin bize karşı hasımane tutumu ve puştluğundan bahsetti. Ancak Mckeynes meselesine geçip, onun danışmanlığının gerekliliğine vurgu yapmasından anlıyoruz ki; Mckeynes ile yapılan anlaşma iptal edilmemiş.
...
Bu arada Mckeynes'in fetö şirketlerine; ABD'nin CIA'sı ve derin devletine de hizmet verdiğini de çok kaynaktan öğrendik.
...
Sizce çok garip değil mi; Devlet Bahçeli kozmik odamıza fetö marifeti ile ABD'yi sokan AKP'nin de arkasında; aynı zamanda fetö'ye danışmanlık hizmeti veren Mckeynes'in milli kaynaklarımızın envanterinin kayıtlı olduğu ekonomimizin kozmik odasına girmesine de dünden razı.
...
Bir çelişkinin olduğu aşikar. Benim anladığım Mckeynes ile yapılan anlaşma hala geçerliliğini koruyor. Milletin bu danışmanlığı içine sindiremediği anlaşılınca; mahalli seçimlerde hesabının sorulacağı endişesi ile şimdilik "Vaz geçildi görüntüsü" verilmek isteniyor.


Senmisin muhatap olmak istemeyen.
Cumhurbaşkanı Erdoğan özellikle Meral Hanım'la muhatap olmamak için şimdiye kadar özel çaba sarf etmiş olsa da; kader bu ya; Mckeynes sıkıştırması ile muhatap olmak zorunda kaldı, Meral Hanım'ı dinledi ve anlaşmayı iptal etti.

Ben olayım CHP'nin yerinde...?
Ben olayım CHP'nin yerinde; ne zaman ki AKP CHP tarihine atıf yaprak bir eleştiri yapacak olduğunda; akabinde, mecliste basın karşısında her defasında bir yemek tarifi yaparım.
...
Diyelim ki, Erdoğan eline ABD bayrağını alıp, CHP'ye mi yüklendi; mesela terbiyeli işkembe çorbasının nasıl yapıldığının tarifini yapabilir☺️
...
"Bu CEHAPE var ya; bu CEHAPE" sesini duyduğu an basın sözcüsü hemen bir yemek tarifini hazırlığına başlamalıdır☺️
...
Hatta tarifi bilerek, biraz da eksik yaparım ki; ertesi gün herkes Erdoğan'ın söylediğini değil, verilen yemek tarifini tartışır. ☺️
...
Fikrimi istediğiniz gibi kullanabiliriz, telif falan talebim yoktur.


Papatya falı
Muhterem ne yapsın. Her gün papatya falına bakıyor; ''Kriz var mı, yok mu; kriz var mı yok mu....
...
Gönlünden geçen krizin olmadığı ama fal bu ya; bazen de ''Kriz var'' çıkıyor.
...
Bu böyle olmayacak anlaşılan; papatyanın son üç yaprağını bence diğer ortak koparsın; artık ne çıkarsa bahtımıza


Evinizin hane halkını ''Balgat''a bildiriniz
Bundan sonra anlaşılıyor ki; evimizde kimlerin olacağını her akşam ''Balgat müdavimlerine'' bildireceğiz.  
...
Sayın Bahçeli'nin bu tutum ve davranışları karşısında zaman zaman ''Acaba bizleri hala kendisine sonsuz sadakatle bağlı hazır askerler olarak mı görüyor ki; çok rahat talimatlar, emirler verip, tehditlerde bulunabiliyor'' diye düşünmüyor değilim. 
...
Sayın Bahçeli soruyor; ''O akşam evinizde kimler vardı, kaç kişiydi, o video'yu kimler çekti''
...
Yapmayın, etmeyin Allah aşkına. Evimize gireni çıkanı size mi danışacağız. Sayın Bahçeli o ev bir ''Cafe'' falan değil, Sayın Akşener'in konakladığı evidir; bilmiyor musunuz. Bırakalım Sayın Akşener'i; böyle sorgulama yaparak kendi ilçe teşkilatına bile haksızlık yapıyorsunuz; sanki bir organizasyonun içindeymişler gibi.
...
Neyse, madem ki talimat buyurdunuz; ben de söyleyeyim. Bu akşam evimde eşim, iki oğlum bir de kedim olacağız. Muhabbet kuşunun kafesini boş bulduk; içeride mi, dışarıda mı ondan emin değiliz 
Arz ederim efendim.


''Ulan'' demek?
Efendim neymiş; Meral Hanım "Ulan demiş".
Üsküdar meydanında İYİ PARTİ'li bayanlarımız "Yavrum" dedikleri tarafından dövülmediler mi.
...
Meral Abla, elmaya nerede "Alma", anneye de nerede "Ana" denileceğini bilir. Biraz delikanlı olun, kadıncağızı anlamaya çalışın. 
...
Kapıya çıkmasaydı, ne diyecektiniz; "Kocasının koynunda saklandı"; yanlarına gitseydi "Yalvarmaya gitti" diyecektiniz.
...
Ablanın her sözü yerini bulmuştur. Kaldı ki; o "Ulanları" o gençleri değil, başkalarını muhatap alarak söylemiştir.


AKP af meselesini Sayın Bahçeli ile gündeme getirdi ama...?
Merak ettiniz mi; AKP ve Erdoğan, MHP'nin af önergesine bakarız, ederiz derken; görüyoruz ki kaale almayarak, hatta önergenin amacını haksız görüp, muhalefet partileri gibi MHP'yi doğrudan eleştiriyorlar bile. 
...
Erdoğan'ın klasik stratejisine uygun bir davranış biçimi. Nedir o; "Kazan kazan". Bu stratejinin en son tecrübesini 24 haziran seçimlerinde yaşadık. MHP barajı aştı, Erdoğan da başkan oldu. "Kazan kazan" gerçekleşti. 
...
MHP yine AKP ile bir işbirliğine giderek; Devlet Bahçeli, "Parti içi seçimle koltuğundan indirilmeden" görevini tamamlamış olmanın iç huzuru ile siyasi hayatını noktalamak istiyor.
...
Ancak görüyoruz ki AKP ipe un serer gibi bir tavır içinde. Erdoğan siyasi hedefleri için kimleri harcamadı ki; Bahçeli ve Erdoğan'ı harcamasın. AKP'yi kurarken Erdoğan'a en yakın isimlere hain damgası vurulduğunu unutmayalım.
...
AKP yönetimi ve Erdoğan, bu af meselesinin yaratacağı mağduriyetlerin bedelini sadece MHP değil, AKP'nin de ödeyeceğinin hesabını çok iyi fark ettiler. Yine diğer bir husus; 24 Haziran genel seçimde kendi oyunun en az %7'sinin MHP'ye emanet olarak gittiğini görünce, doğal olarak MHP'nin kendi oyunun en fazla %4 olduğu ortaya çıkmış oluyor. Bunu Aktroller de sürekli dile getirdiler.
...
Şimdi anasının gözü AKP hesap edip, diyor ki; "MHP'nin oyu %11 ise, bunun emanet olarak giden %7'i bana geri gelirse, kalan %4 MHP oylarının ne kadarı; MHP için feragat edebileceğimiz illeri veya ilçeleri kaybetmemize değer.
...
Dolayısıyla, zaten AKP en az oy aldığı seçim bölgelerinde bile %4 den aşağı oy almıyor. Bunu gördükleri için ve de aslında af konusunun arka planında AKP olduğu halde; aynen Mckeynes mevzusunda olduğu gibi af mevzusundan da vaz geçilecek. Bu konuda geri çekilirken; sözde MHP'nin örtülü af önerisine itiraz ederek; düştükleri yerden bir avuç toprak alarak ayağa kalkıp, ranta dönüştürmek istiyorlar.
...
Benim nihai olarak son söyleyeceğim; MHP kurumsal kimliği (Balgat ve müdavimleri bilerek işin içindeler) bir kez daha AKP ve Erdoğan'ın yönetme stratejisi için kullanılmaya devam ediliyor. Yine kazanan Erdoğan, AKP ve Balgat müdavimleri; kaybeden ise MHP kurumsal kimliği olacaktır. 


Suudi gazeteci kül oldu gitti
Hak, hukuk ve adaletin olmadığı bir ülkenin vatandaşı; yine ülkesine ait başka bir ülkedeki konsolosluğa girip, çıkamadı; kül olup, uçtu gitti. 
...
Tek adamlı keyfi yönetimli devletlerde "İtiraz eden" vatandaşların aşağı yukarı ilk fırsatta uğrayabileceği akibet budur.
...
Devletimizin ve yönetenlerimizin kıymetini bilelim(!)


Algının esir aldığı beyinler
Bu ülkenin 25 yaşın altındaki gençlere sadece 1 hafta boyunca A HABER izletilse; Cumhuriyet, onun değer ve kazanımlarından nefret eden bir neslin yetişmemesi mümkün değil. "Yeni Türkiye" söyleminin arkasındaki gerçek niyet de budur. A HABER 'in yayın politikası da bu niyet üzerinedir. 

İnönü'nün salladığı ABD bayrağı
Daha dün Fethullah Gülen için "Ne istedin de vermedik" diyen bir insansın; yıllar önce nedenini bilmediğimiz hangi saikle İnönü'nün elinde tuttuğu ABD bayrağı(Beraberinde Türk bayrağı da var) üzerinden CHP' ye yüklenme cür'etine pes doğrusu. Ya CHP'ye tarihi gönderme uğruna fotomontaj ile Türk bayrağını ''karaya'' boyama hadsziliğine ne diyeceğiz.
...
Rahmetli büyüklerim böyleleri için "Ne kadar da ''baştahsız'' birisi, bununla başa çıkılmaz" derlerdi.
...
Düşünebiliyormusunz; fetö ihanet şebekesi ile yaşadığı birliktelik yüzünden ülke ve millet olarak canımızla, malımızla ödemekte olduğumuz bedel hala devam ederken; ayağının ucundaki çamur balçığına taş atmanın üstüne çamur sıçratacağı gibi basit bir gerçeğin hesabını dahi yapamama cehaleti ve bunun sağladığı cüret ülkemizi yönetiyor.
...
Ha, sahi; "ABD askerlerinin sağ salim ülkelerine dönmeleri için duacıyım" diyen devlet adamımız kimdir?
Bu dediğini unutan muhterem, nasıl da İnönü'ün elindeki ABD bayrağını hatırlıyor. Şaşılacak bir durum değil mi☺️
...
Pes doğrusu. Dedim ya; "Bunlarla başa çıkılamaz"
Mehmet Soral

soralmehmet@hotmail.com

BUĞRA KAVUNCU-İYİ PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANI

İYİ PARTİ İstanbul İl başkanlığı'na atanan Buğra Kavuncu'yu tanıyalım.
...
Başarılı olacağına inanıyorum. Güçlü, öz güven sahibi müteşebbis kimliğinin yanında, Türkiye sosyolojisini çok iyi bilen, aynı zamanda siyasi tecrübeleri olan ama fitne, fesat ve hizipçilikten uzak kalmayı başarmış isimlerle homojen bir teşkilat yapılanmasını başarabilirse; İstanbul'da hem kendisinin hem de partimizin başarılı olacağına inanıyorum.
...
Tam adı Saltuk Buğra Kavuncu olan İYİ Parti Genel İdare Kurulu üyesi ve parti sözcüsü Buğra Kavuncu, 1973 yılında Ankara'da doğmuştur. Buğra Kavuncu, baba tarafından aslen Adana Ceyhan‘lıdır.
Öğrenim hayatına Kanada'da Edmenton İlkokulu'nda başlayan Buğra Kavuncu, Ankara Çizmeci İlkokulu'nda devam ederek başlamıştır. Ortaokulu ise Namık Kemal Ortaokulu'nda okumuştur. Lise öğrenimini Ankara Atatürk Lisesi'nde tamamlayan Buğra Kavuncu, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümünden mezun olmuştur.
1996 yılında Selçuk Üniversitesi'nde tarım ekonomisi alanında asistan olarak çalışan Buğra Kavuncu, iş hayatına 1997 yılında Kazakistan'ın Almatı şehrinde Yapı Kimyasalları alanında girişimci olarak başlamıştır.
Profosyonel anlamda iş hayatına 2006 yılında BASF şirketinde başlayan Buğra Kavuncu, şirket bünyesinde çeşitli pozisyonlarda görev aldı.
1997-2006 yılları arasında ortağı ve yönetici olduğu, Almatı'da kurduğu USTA LLP isimli firmasını Orta Asya’da yapı kimyasalları alanında yaptığı yatırımlarla büyüten Buğra Kavuncu, 2006-2008 yılları arasında BASF Const-ruction Chemicals Central Asia LLP’de, 2008-2010 yılları arasında ise BASF Central Asia’da Genel Müdür olarak çalıştı.
2010-2012 yılları arasında BASF Yapı Kimyasalları Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) Ülkeleri Pazar Yöneticisi olarak İsviçre’de görev alan Buğra Kavuncu, 2012 - 2014 yılları arasında BDT Ülkeleri Pazar Yöneticisi olarak görev yapmasının yanı sıra BASF Yapı Kimyasalları Türkiye Genel Müdürü olarak çalışmalarını sürdürdü.
Ocak 2016 itibarıyla BASF Türk Kimya CEO’su olarak atanan Buğra Kavuncu, 2006'da katıldığı BASF bünyesinde 10 yıl boyunca çeşitli ülkelerde üst düzey yönetici olarak görev yaparak satış, pazarlama ve yatırım alanında deneyim kazandı.
İleri derecede Rusça, Kazakça ve İngilizce bilen Buğra Kavuncu, 2018 yılında İYİ Parti Genel İdare Kurulu üyeliğine seçilmiştir. Parti sözcüsü görevini de üstlenen Buğra Kavuncu, evli ve 2 erkek, 1 kız çocuğu babasıdır.
Basketbol, bisiklet, kayak ve yüzme sporlarıyla ilgilenen Buğra Kavuncu, Türk müziği, Türk tarihi ve özellikle Türkistan (Orta Asya) tarihiyle de yakından ilgileniyor.
Mehmet Soral
soralmehmet@hotmail.com