8 Nisan 2017 Cumartesi

MESELA DEDİK; OLUR YA...

Öyle ya; olur mu olur. Ülkemizde muhtar bile olamaz denilen insan Cumhurbaşkanı olduğuna göre.
...
Diyelim ki referandumda ''Evet''çıktı. 
Sene 2019 3 Kasım. Cumhurbaşkanı adayları açıklanıyor. Meral Akşener Hanımı; benimki de dahil olmak üzere 100,000 imzayı toplayıp, bağımsız Cumhurbaşkanı adayı gösterdik. Buna bir de CHP'nin aday çıkarmayıp; Saadet Partisi, Büyük Birlik, Demokrat Parti ve diğerlerinin Meral Hanım'ı desteklediklerini düşünelim.

...
Ve seçimler oluyor, bir de bakıyoruz ki Meral Akşener; hadi diyelim birinci turda değil ama ikinci turda Cumhurbaşkanı seçiliyor. AKP de 300 vekilin altında ama birinci parti olarak meclise giriyor.
...
Sonra Meral Hanım oturup bakanlar kurulunu belirliyor. İlaç niyetine bile olsa aynen bugün AKP'nin yaptığı gibi bir tek AKP'liye bile görev vermiyor. Cumhurbaşkanı yardımcılarını atıyor. Emniyet müdürlerinin, valilerin, kaymakamların hepisini değiştiriyor. Yök başkanı ve üyelerini, rektörleri değiştiriyor. Görev süresi dolmuş olan yüksek yargı mensuplarının yerine yenilerini atıyor. Bu arada devletin bekası deyip, sistem değişikliğine gidenler; seçimlerin 2019 yapılmasını ama HSYK yapısındaki değişikliğin hemen referandumun akabinde uygulamaya konulmasının altında yatan gerçek; işte yukarıda izah ettiğim ihtimalin gerçekleşmesi durumunda anaysa mahkemesine referandum sonrası atanmmış olan hakimlerin hala görev süreçlerinin 2019 3 Kasım tarihinde de devam ediyor olmalarını sağlamak; dolayısyla yeni seçilen Cumhurbaşkanının hesap sorabilme gücünü kırmaktır. Hesaaplar çok inceden anlayacağınız.
...
Böyle bir durumda AKP birinci parti olsa bile; tek kazançları benim de bir vesile ile menüsünden çok lezzetli yemek yediğim; TBMM resturanından üç öğün ucuz yemek yeme şansını elde etmiş olacaklardır.
...
Değerli dostlar şu bilelim ki; kafa kafaya veren iki kafadar ülkemizi bir belirsizliğe doğru götürmek istiyorlar. Yukarıda anlatmaya çalıştığım kilitlenme halini çözecek bir çözüm pratikte gözükmüyor. Belki bunu en güzel ifada eden de meşhur ''Kabataş Yalanı Kahramanı Elif Çakir''dır. Bir köşe yazısında; ''Bu sistem işlemez. Sadece Tayyip Erdoğan'a bu yetkileri veren, beş sene yürürlükte kalabilecek bir değişikliğe gidilsin'' demişti. Aslında yapılmak istenen de budur.
Yani demem o ki; devletin bekası bahane; koltuklar şahane...?
Mehmet Soral

soralmehmet@hotmail.com