Okullara mescitler açılacakmış. Yahu bırakın bu işleri; taşa, toğrağa
mekana, görselliğe yatırım yapmayın.
İman etmiş herkes için her yer
mescittir. Bence, ille de öğrenciler için bir meşgale düşünüyorsanız; her
okula atölyeler açın ki; çocuklar hayal dünyalarında tasarlayıp,
düşündüklerini pratiğe dökerek, yansıtabilsinler. İleriki yıllarda meslek seçiminde illaki çok faydası olacaktır.
...
Geçenlerde
iftar yemeğinde, milli meseleler ile hamhal olan, mesleğinin
problemleri ile dert sahibi olmuş milli eğitim müfettişi ile tanıştım. İmam Hatip
okullarından birisine teftişe gitmişler. Öğrencilerin %20'si disiplin
cezası aldığını tesbit etmiş. Sebebinin; hükümetin milli eğitim politikası gereği,
sürekli imam hatip okullarına ağırlık verilerek, sayısının
artırılmasının gaye edinilmesi nedeniyle yüzlerce farklı alanlara
yeteneği olan öğrencilerin almış oldukları puanları gereği hepisinin
imam hatip okullarına yönlendirilmesi olduğunu söyledi. Dolayısıyla,
çocukların çoğu isteksiz, aile baskısı ve yönlendirmesi ile bu okullara
gitmek zorunda kaldıklarını ifade etti. Doğal olarak yaşadıkları
mutsuzlukları onları istem dışı, uygunsuz davranışlara itiyor. ''Altın
nesil'' yetiştirme adına yapılan bu emrivaki uygulama ile bir çok
cocuğun okumaktan soğuyup, aylak aylak sokarklarda gezerlerken;
istismarcıların tuzağına düşebilecekleri gibi bir tehlike sözkonusudur.
...
Bize ibadet mekanlarının sayısının artması değil,iman etmiş,samimi
insanların, gençlerin sayısının artması lazım. Niçin Allah'ın ilk emri
''Oku''manın, yani Kuran'ın tercümesi ve açıklamasının okunmasını
sağlamak üzere ders olarak müfredata koymuyorsunuz. İnsanların Kuran-ı anlamasından ve
öğrenmesinden niçin bu kadar korkuluyor.
Pratikte bu işin uygulanabilirliği mümkün değildir. Yahu anlasanıza
Allah aşkına; fetö bugünkü aşamaya gelmek için okul dışı imkanları ve
mekanları kullandı; ya bu proje ile sağlanan imkanları da kullanmış
olsaydı.
...
Pratikte yaşanabilecek hususlar;
''Filanca öğrenci nerede oğlum''
''Mescitte hocam''
''Ali Nerde''
''Abdest alıyor hocam''
''Veli nerde''
''Şu anda imamlık yapıyor hocam''
''Sınav başlıyor çocuklar''
''Hocam Ali'yi bekleyelim mi, namaz kılıyor''
''Hasan dün niçin sınava girmedin oğlum; namaz kılmaya gitmiştim hocam''
Sınıfta olmayan çocuğun mescitte olabileceği zannının nelere sebebiyet verebileceğini kestirmek çok zor. Gençliğine dişini fırçalamayı bile alışkanlık haline getirmeyi bir türlü başaramamış devlete; gençliğin zamanında namaz kılamaması mı dert oldu Allah aşkına.
Düşünebiliyormusunuz; dini fererans üzerinden yapılan peşin satış
keyfiyetinin neden olacağı kabusları. Hangi öğretmenin; öğrencisinin
mazeretini mescitte kıldığı namza refere etmesi durumunda sesini
çıkarabileceğini düşünebilirsiniz.
Okulda mescit işi,
milli eğitimde kaos demek olacaktır. Tarikat yayılmacılığı ve terör
odaklı sızmalara devlet eliyle imkan sağlamak olacaktır. Bir anlamda öğrencilere dokunulmazlık elbisesi giydirmektir. Bu uygulamayı suistimal edebilecek öğrenciye dokunan yanacaktır, şimdiden söyleyeyim.
Bunca
yaşanmışlıklara rağmen hale ders çıkarmamak neyin nesidir Allah aşkına.
''Kızım niçin zayıf aldın''
''Baba namazdaydım, sınava yetişemedim''
''Hocam Ayşe'yi niçin sınava almadınız''
''sınava geç kalmıştı müdür bey''
''Olur mu hocam; bekleyemezmiydiniz; çocuk namazını mı bozsaydı''
Allah rızası için bir şey yapmak istiyorsanız; Kuran'ın tercümesini ve
açıklamasını her sene başında talep edecek öğrenciler için zorunlu ders
olarak belirleyin, millet dinini öğrensin.
Yoksa siz, dini bilinçlenme sonrası yeni neslin algılarla güdülemeyecek olmalarından mı korkuyorsunuz?
Mehmet Soral
soralmehmet@hotmail.com