6 Şubat 2013 Çarşamba

BİZANS SURLARINA YAZIK...


Vahşice bir cinayete kurban giden ABD’li Sarai Sierra sayesinde dünyanın ve ülkemizin gözbebeği güzel İstanbul'umuzun özellikle ''surlar bölgesin''nin içler acısı durumunu gördük ve kahrolduk. Bizans Surları adeta gözden çıkarılmışlar, yine ''gözden çıkarılmış insanlar''ın kullanımlarına terkedilmiş. Düşünebiliyormusunuz? İstanbul'un en güzel yerlerini istediğimiz gibi gezip, ziyaret edemiyoruz. Geçtiğimiz aylarda Kumkapı sahiline, surların önüne arabamı park edip, Küçükayasofyadaki Hoca Ahmet Yesevi Vakfı'na gidene kadar korkudan hızlı yürümekten ''bacaklarımın dermanı'' kesilmişti. Bütün tinercilerin bakışlarını üzerimde hissetmiştim adeta. Van da ''Akdamar kilisesi''ni, üstelik de cemaati olmamasına rağmen restore eden devlet, Bizans surlarını mezbelelik halinde niçin bırakır anlamak mümkün değil. Heybeliada Ruhban okulu restore edildi. Antalya da dinler arası diyalog için üç büyük din adına ihtiyaç duyulmamasına rağmen mabetler yapıldı. Bütün bunların tamamı birilerine yaranmak adına yapıldı ama Bizans surları tamamen kendi kaderine terk edilmiş durumda. Bu surların dehlizlerinde kaç tane çocuğumuzun hayatı karartıldı, kaç tane kadının ırzına geçildi ve en basit bir şekilde ''sığınma evleri'' olarak görüldüğü için, kaç tane çocuğumuzun evlerini tek edip, buralara sığınmalarına vesile oldu.

Sonuç itibariyle;
Özellikle İstanbul Belediyesi'nin ihmalkarlığını birileri canları ile ödüyorlar. Sarai Sierra nereden bilirdi ki İstanbul Bizans surlarının ''terk edilmiş vatandaşlara, tek edilmiş mekanlar'' olduğunu yani oraların girilmesi yasak bölgeler olduğunu(!) Başta Kadir Toptaş ve İstanbul'u idare eden diğerleriniz; şimdi siz düşünün bakalım. Eğer vicdanınız varsa... sana güvenip, senin idare ettiğin ülkene gelip, CANINI BIRAKIP GİDENLERE söyleyebileceğiniz bir sözünüz var mı? Cenazeyi özel uçakla gönderiyorsunuz, bu vicdanınızı rahatlatmaya yetecek mi?
Hz. Ömer ne demiş; ‘Fırat kıyısında bir kurt, aşırsa bir koyunu. /Gelir de adli ilahi Ömer’den sorar onu’ şeklindeki dünyaca meşhur ifadesini hepimiz biliyoruz. Bu sözü Hz. Ömer , devlet başkanı olduğu sırada ifade etmiştir. Ey İstanbul'u, Türkiye’yi yönetenler; hani siz bu felsefeden geliyordunuz, her vesile ile bu felsefeye atıfta bulunarak ahkam kesiyordunuz.
Eğer vicdan sahibiyseniz, varın şimdi siz düşünün tabi ki Hz. Ömer'in ne dediğini de.

Mehmet Soral
06.02.2013