1978 yılında uğradığı silahlı saldırıda vücudunda oluşan tahribat sonucu 38 sene boyunca ve bilhassa yüzüstü yatağa mahkum olarak yaşamak zorunda kalan Ülkücü Gazimiz Ahmet Kaleli ağabeyim Hak'a yürüdü.

Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun. Başta ailesi olmak üzere tüm ülkücü camiamızın başı sağ olsun.
Ozan Arif şöyle der;
"Büyük ruhlu insanda,
Büyük büyük dert olur.
Mert olan insanların,
Talihi namert olur..."
Ahmet abim aynen bu dötrlükte tarif edildiği gibi bir dava adamıydı.

Özellikle ''Dava'' adına yanlış giden hususlarda haykırırcasına söyleyebileceği çok şey olduğu halde; daima sükut ederek mümkün oldukca ortalığı yatıştırmaya ama ille de adamın adamı değil, davanın adamı olunması gerektiğini öğütlemiştir. Mağduriyetini ne suistimal etmiştir, ne de etmek isteyenlere cesaret vermiştir. Her defasında ''Abi bir resmimizi alalım'' dediğimde ''Memedim boş ver, gerek yoktur'' diyerek resmini bile paylaşmamıza müsade etmezdi. O'nun bu hassasiyetinin nedenini elbette kendisini yakinen tanıyan anlayabiliyorduk.
...
O'nu ülkücü olup da oraya, buraya, şuraya savrulmuş herkes ziyaret ederdi. Mümkün olduğunca herkes ile diyalog halindeydi. Hareket içinde gruplaşmalardan kaynaklanan karşıtlığı kaşımak isteyen ve güçlü bir referans olarak yanlarında görmek isteyenlere de fırsat vermemiştir. Daima derleyici, toparlayıcı ve nihayetinde bütünleştirici olmaya gayret göstermiştir. Dava adına yaşanan siyasal dalgalanmaları sürekli haberdar olmuş, takip etmiştir ama taraf olmamaya sürekli özen göstermiştir.
...
Samimi bir dava adamı daha bu dünyayı terk edip, uçmağa vardı. Allah Ahmet Abime yeni çıktığı yolculuğunda yolunu açık etsin, menzilini cennet eylesin, Pegamber Efendimiz (S.A) ile komşu kılsın inşallah.
Mehmet Soral
Soralmehmet@hotmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder