19 Ekim 2016 Çarşamba

BAHÇELİ VE BAŞKANLIK SİSTEMİ ÜZERİNE

Tam da basın ve medya yoluyla ''Bylock'' kullanan ve darbenin siyasi ayağında olan AKP'lilerin deşifre edilmesini zorlama konusunda algı oluşup, oturmuşken Sayın Bahçeli'nin ''Başkanlık sistemi''ni gündeme getirmesi; kendisine isnat edilen teamüllerine ''Cuk'' diye oturuyor aslında. Nasıl mı?
....
Oluşturulmuş olan ancak bir türlü demokratik usullerle ülkücü vicdanın sınavından geçmesine fırsat verilmemiş olunan ''Devletin ve milletin çıkarlarını parti çıkarlarından önde gören Devlet Bahçeli'' algısının sahibi Sayın Bahçeli'nin başkanlık sistemi üzerine durduk yerde yaptığı atraksiyondaki mantık; ''Bylock kullanan 80 AKP milletvekili deşifre olurlarsa AKP den istifa etmek, hatta tutuklanmaları zorunlu hale gelir; dolayısıyla hükümet düşer, ülkede kriz doğar, zaafiyet oluşur ve hala tamamen etkisiz hale getirilememiş Fetö yapılanmasına ikinci bir kalkışma için fırsat doğabileceği'' ihtimali. Sayın Bahçeli buna mani olmayı devleti ve milleti için görev kabul görmüş olabilir. Sayın Bahçeli'nin genel teamüllerine göre böyle düşünmesi beklenebilir. Bu benim şahsi inancım, tesbitim değil; Sayın Bahçeli'ye atfedilen ''Sıfat/sıfatların'' beklentisidir. Dolayısıyla ülkücü vicdanın terazisinde tartılması başarılamamış ''Bahçeli'' algısı üzerine bu senaryo pekala oturtulabilinir.
...
Eğer bu senaryonun doğruluğunu kabul edecek olursak; peki ülkücü bir vicdan olarak sormak istiyorum; Sayın Bahçeli şayet bu kadar ülke ve millet yararına atraksiyonlar geliştirme, çözüm yolları bulmayı görev kabul etmişse, kabiliyeti buna müsaitse bu hünerlerini niçin tüm ülkücüleri kucaklayarak yapmak istemiyor da bu hizmetinden başka siyasi parti veya çıkarların nemalanmasını sağlıyor.
...
Belki de işin arka pilanında ''Bylock'' kullananlar arasında sözde darbe sonrasının Başbakanı Meral Akşener'in isminin çıkmamasının yarattığı hayel kırıklılığı ve atılan iftiralar karşısında masumiyetinin anlaşılacağı korkusu olabilir mi? Kamuoyu vicdanında atılan iftiralar nedeniyle aklanmış bir Meral Akşener'in tekrar estireceği rüzgar elbette korkulacak bir rüzgardır ve şahsen Sayın Bahçeli'nin gündemi değiştirme telaşını buna bağlıyorum.
Ayrıca Meral Akşener MHP'ye genel başkan olmanın ötesinde ülkücü vicdanın sesi olma konumunda olup, her ne kadar partiden ihraç edilmiş olsa bile ülkücü vicdanlardan ihraç edilemeyeceğinden; yüklendiği misyonun gereğini her tür engellemeye karşı yerine getirmeye devam etmektedir. Diğer muhalif MHP adaylarının suskunlukları devam ediyor. Böyle bir misyonun gereğinin yerine getirilmesi konusnda ketum davrandıkları için onlar hakkında bir yorum yapamıyorum; bunu da özellikle belirtmek isterim.
Mehmet Soral
soralmehmet@hotmail.com
BeğenDaha fazla ifade göster
Yorum Yap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder