13 Ekim 2016 Perşembe

DOKUNMAYIN BENİM KABATAŞ'IMA


Hayatımda gurur duyduğum aidiyetlerimden birisi Allah'ın beni Müslüman ve Türk olarak yaratması; bir diğeri ise Kabataş Erkek Lisesi mezunu olmamdır. Ancak ne gariptir ki her iki aidiyetlerimle birileri uğrayaşıp, bu değerler üzerinden düşmanlıklar üretiyorlar.
....
"Proje okullar" adı altında sınıflandırılan okullar arasında Kabataş Erkek Lisemiz de var. Bu okulların ortak özelikleri; yine bu okullarda kendilerine özgü Kurumsal kimliklerinden ve zenginlillerinden kaynaklanan cumhuriyet değerleri ve kazanımları ile barışık, hatta bu kazanımlarını daha sonra hangi fakültelere giderlerse gitsinler; hangi makamlara gelirlerse gelsinler; koruyan, kollayan nesiller yetişmesidir. Işte bütün mesle bu tür yetişen nesillerin önüne set kurup, devamlılığına mani olmaktır. 
...
Hükümet, daha doğrusu AKP iktidara geldiğinden beridir sürekli "Cumhuriyet değerleri ve kazanımları ile barışık" kurumların karşına sürekli kendi alternatiflerini oluşturmak istemişlerdir. Bunu gelenek haline getirdiler. Mesela basın ve medyada bunu yaptılar, "Yandaş Medya" yı oluşturdular ancak bütün desteklerine rağmen aslının "Muadili" olamadılar; kendileri de dahil Habertürk, CNN Türk ve NTV'yi izlemeye devam ediyorlar. 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı millete hitap etmek için A Haberi değil, CNN Türk'ü tercih etti. Eğitimde de "İmamhatipleşme"de yoğunlaşma sağlanarak "Kabataş Erkek, İstanbul Erkek. ..vb muadili okullar yaratmak istediler ama gene istediklerini elde edemediler. Bu sefer bu okullara doğrudan müdehale ile "Mademki İmam Hatipleri istediğimiz seviyeye getiremedik öyleyse kıskandıklarımızı ortadan kaldıralım" dediler. Bütün bu yapılanlar açıklamaya çalıştığım niyetlerinin fiili uygulamalarıdır.
...
Ey muhteremler size bir şey söyleyeyim mi; niyetiniz bu ise boşuna uğraşmayın. Kabataş Erkek Lisemizin kurumsal eğitim şifrelerini sadece biz biliriz. Kozmik odalarındaki eğitim sırrını bilir, anlatılanları da sadece biz anlarız; çünkü sadece bizim kafamız basar o anlatılan ve söylenenleri. Sen hiç bilip, anlayabilirmisin ki; dersanemizin beş metre yükseklikte tavanındaki süslemedem önce beynimize, sonra da kişiliğimize doğru akıp gelen sinerjinin sırrını veya küflü duvarlarından hergün içimize çektiğimiz ancak 150 yılda değerini bulmuş en değerli parfümün üzerimize sindiğini.
Boşuna uğraşmayın; ne bu parfümü üretecek kabiliyetiniz var ne de zamanınız.
Mehmet Soral

soralmehmet@hotmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder