31 Mart 2016 Perşembe

TÜRK MİLLETİ MHP MUHALİF HAREKETİNE SAHİP ÇIKMALI

Adam şeker, tansiyon ve daha bir çok hastalıktan muzdarip. Yanıbaşımızda; Türkiye'nin her türlü hainini, puştunu pezevengini ağırlayan Belçika, Almanya, İsviçre, Fransa, İtalya gibi ülkeler varken;12 saat süren uçuşlara dayanamayacak kadar kronikleşmiş hastalıkları olan o şahıs kaçacağı ülke olarak ABD'yi tercih ediyor. Düşünen beyinler için bunun bir anlamı yokmu sizce?
...
Özellikle Ortadoğu da yapmak istediği operasyonlar için T.C Devletine kendince bir rol biçmiş olan ABD, ilk önce yapacağı sivil darbenin bir ayağı için malum cemaati seçiyor. Lider boşluğunun oluşması ve bu boşluğun doldurulmasının bir zorunluluk haline gelmesi için de konjonktürel şartların oluşmasının sağlanması amacıyla Sayın Bahçeli'nin baraj altında kalmayı bahane ederek istifası sağlanıyor ve belki bu davranıştan çok etkilenen veya danışıklı olarak Tansu Çiller, Mesut Yılmaz istifa ettirilip, siyaseten saf dışı bırakılıyorlar. Ancak Sayın Bahçeli istifadan cayıyor çünkü Türk milliyetçilerinin blok halinde oylarının muhafazası gerekiyordu.
...
ABD, Cemaat ile kafa kafaya verip bu konjonktürel ortamı sağladıktan sonra lider boşluğunun beklediği ismi arayarak nihayetinde Erdoğan isminde mutabık kalıyorlar. (Erbakan ve Muhsin Yazıcıoğlu teklifleri kabul etmiyorlar. Abdurrahman Dilipak ve Ali Bulaç bunu doğruladılar) 
...
Ve nihayetinde CEMAAT-ABD-AKP(tabi ki Erdoğan) ilk önce Türk milletinin en dinamik isimleri üzerinden Ergenekon soruşturmaları ile düşünen beyinlere ''öcü'' korkusunu yaydılar ve yine Devletin en dinamik kurumu Türk Ordusu'na akıl almaz sahte belgeler düzenleyip, valizlere istifleyip, oyunun bir parçası olan savcı ve hakimler marifeti ile kumpas kurup, sivil darbeyi gerçekleştirdiler.
...
Peki ne oldu da her şey tesyüz oldu. Çünkü Erdoğan ABD'nin kendisine tanımladığı görevin dışına çıktı. İlk önce Ortadoğu'nun İslam coğrafyasına güvenerek lideri olmak istedi ama tarih okumaktan bihaber olan bu insan eğer Ortadoğu ve özellikle Arap coğrafyasının tarihini bilmiş olsaydı böyle bir inisiyatife kalkışmazdı. Özellikle Mavi Marmara olayında yaşananlar ve akabinde ''one minete'' çıkışı. Daha sonra ''Dünya beşten büyüktür'' efelenmesi ve başta Libya olmak üzere Mısır, Suriye politikalarında ABD'ye ters düşen süreçlerin yaşanması
...
Nihayetinde ABD ''ben nasıl getirdiysem, öyle de götürmesini bilirim'' diyerek tekrar cemaat ile kafa kafaya verip Tayyip Erdoğan iktidarının sonunu getirmek istedi. 17/25 Aralık operasyonları başta olmak üzere bu kapışma ve iktidar mücadelesini Türk milletine bedel ödeterek, her gün şehit verdirerek devam ettiriyorlar. İşte bu nedenle Erdoğan gittiği ABD de yıllar önce ''şiir okuduğu için hapse girmiş adam'' kadar itibar görmüyor; üstelik bir devlet başkanı olduğu halde. 
...
Şimdi ABD yine Sayın Bahçeli marifeti ile Erdoğan sonrası için yeni bir senaryoyu devreye sokmak istiyor. Sayın Bahçeli, tamamen hür ve müstakil olan muhalif adaylara engel olmak için elinden gelen her şeyi yapmaya çalışıyor. MHP'nin bu yönetim ile gireceği ilk seçimde akıbetinin ne olacağı aşikarken, niçin kalmakta ısrar ettiklerini; ABD'nin yeni senaryosu gereği anlamak hiç de zor değil.
...
Dolayısyla MHP muhalif hareketinde isimlerden ziyade '''Hareketin ruhu'' çok önemli. Türk milletinin; gerek Cemaat, gerek ABD sultası, gerekse AKP ve dolayısıyla Erdoğan hegomanyasından kurtulabilmesi için T.C Devletini kuran, öncü irade olan Türk milliyetçiliğinin bugün bir benzerini ''MHP muhalif Hareketi'' yerine getirdiğinden destek vermek durumundadır. Tüm adaylar şehir şehir dolaşarak Türk milletinin ve ülkücülerin dertlerini anlatmakta, karşılıklı dinlemektedirler. Dikkat edilirse bir Tayyip Erdoğan gibi yurt dışında dolaşarak dolayısıyla destek alarak liderliğe hazırlanmıyorlar.
...
Eğer MHP de beklenen değişim gerçekleşmezse Tayyip Erdoğan Başkanlık sistemini getirecek; başkan olacak; bütün dünya bize düşman olacak ve ABD Türkiye'deki bütün etnik kimlikleri şımartarak bırakalım Kürdistanı bu topraklarda daha bir çok devletçiklerin kurulmasında öncü olacaktır. Türk milletini geçmişte cephe savaşları ile bitirememiş, yenememiş olanlar maalesef bu sefer bir iç savaşla bitirmek isteyeceklerdir.
...
Şimdi Erdoğan ABD'ye meydan okuyor; bu güzel bir şey değil mi diyenler olacaktır. Haklı olabilirler ancak her şeyden önce Tayyip Erdoğan bir Türk milliyetçisi değil ve bütün çabası ''Saltanatını'' korumaya yöneliktir. ''Devletini alıyoruz, başkanlığı veriyoruz'' denildiğinde veya ''Anadolu Birleşik Devletleri Devlet Başkanı'' gibi bir unvan takdim edilirse tavrı ne olur; emin değilim. 
Bu yaşananlardan sonra şunu hatırladım; hani Osmanlı da Türklük bilince yok olup gidince, son zamanlarında ''Saltanat gitsin, yeter ki Halifelik kalsın'' denir olmuştu. Allah korusun, bu sefer de ''Devlet gitsin, başkanlık kalsın'' denir mi. 
Mehmet Soral


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder