22 Ekim 2013 Salı

BAHÇEMİZDE ''SARIGÜL'' YETİŞECEK Mİ?



Ünlü anket firması Estima’nın Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Tanla "İktidarın yolu İstanbul’u almaktan geçer... Sarıgül, CHP adayı olursa Topbaş’a 5 puan fark atar" demiş.
....
Değerli dostlar;
Bülent Tanla doğru söylüyor. ABD, Türkiye üzerine kurguladığı demokrasi ve iktidarı için bu adama lavoba taşını yerine koyma taşeronluğunu vermiş, aynen AKP hükumetinde olduğu gibi. Hem sosyal demokrat olduğunu söyleyeceksin, hem de bir gün olsun tıpkı Sarıgül gibi hükumeti eleştirecek bir sözün olmayacak. Söylemiş olduğu ''doğru'' aslında Sarıgül’e inanmış olmaktan öte O’nun seçilmiş olduğunu biliyor olmasıdır.

Özellikle CHP'li dostlar, lütfen Sarıgül senaryolarına kesinlikle fırsat vermeyiniz. Tekrar tekrar hatırlatıyorum ki, Sarıgül Tayyip Erdoğan'ın sol versiyonudur. Daha doğrusu Sarıgül; ABD'nin Türkiye de ki iktidarının devamını sağlama ve bunu hangi liderle yapabileceği konusundaki toplum mühendisliğinin ortaya çıkardığı bir isimdir. Sol jargonu kullanıyor olması, sol değerlere sahip çıktığı manasına gelmediğini; işbirliği içinde olduğu ‘’cemaat muhabbeti''n den anlıyoruz.

Kanaatim odur ki, ABD; Tayyib Erdoğan sonrası, Türkiye üzerindeki otoritesinin devamını sağlamak için bu sefer sadece dini ve muhafazakar argümanları kullanmayacak. Bu değerlerin içlerinin boşaltıldığını ve yıpratıldığını düşünüyor. Yıpratılan değerlerin yarattığı tahribatın kaybettireceği oyları, Sarıgül’ün şahsında sosyal demokrat oylarla ikame etmek istiyor.
Şunu kabul etmeliyiz ki, bir davaya inanmışların veya bir sistem ve ekonomik görüşü benimsemişliğin birlikteliği ve onların arkasındaki halk desteği iktidarları belirlemektedir. Bu ancak demokrasi ile yönetilen ülkelerde, demokratik usullerle oluyor. Sizce Türkiye de bu manada demokrasi var mı? Dolayısıyla; dışarıdan daha doğrusu ABD tarafından dizayn edilen ve uygulamaya konulan projelerle ilk önce ‘’şahıs’’ belirleniyor, sonra bu şahıs üzerine Türkiye’nin konjonktürel şartlarına uygun yeni bir ''gömlek'' giydirilerek milletin karşısına çıkartılıyor. Bu manada Türkiye de bunun ana taşıyıcıları (arada kırık dökükler olsa da) Menderes, Demirel, Özal ve Erdoğan olmuşlardır. Yıllar önce görevi kendisine tevdi edilen Sarıgül bugünler de aktif hale getirilmek istenmektedir.
Kısaca proje şu;
Sarıgül şahsında sosyal demokrat oylar, Cemaat destekli ve Tayip Erdoğan’sız, gücünü kaybetmiş, belki de tabela partisi konumuna düşecek olan AKP’nin siyasi arenada bırakacağı siyasi konjonktür Sarıgül liderliğinde yeni bir iktidarı getirecektir. Sanırım süreç buraya doğru gidiyor.

Peki niçin bu kanata vardım;
Hatırlayalım lütfen, Sarıgül’ün malum hareketinin faaliyetleri ve siyasallaşması Sarıgül ABD’ye gidip döndükten sonra durduruldu çünkü AKP ile ilgili kapatma davası açılmıştı ve sonucu bekleniyordu. AKP para cezası ile cezalandırıldı ve kapatılmadı. Dolayısıyla ABD tarafından steple durumunda bekletilen Sarıgül hareketinin siyasallaştırılmasına gerek kalmadı ve bu nedenle de faaliyetleri dondurulmuştu ama dikkatinizi çekerim, vazgeçilmemişti.

Bugün geldiğimiz nokta itibariyle ABD tekrar Sarıgül senaryosunu gündeme getirdi.
AKP’nin, tüzüğünden kaynaklanan nedenlerden dolayı(dördüncü deva milletvekili seçilememe) aşağı yukarı akıbeti belli oldu. Bunu kestirmek o kadar da zor değil. Anavatan Partisi diye bir örnek var önümüzde. ‘’Abdullah Gül, Tayip Erdoğan anlaşacaklar’’ hikayelerine de hiç inanmıyor, bunu telefuz edenlere de güvenmiyorum. Siyasette ''Sadakat'' o kadar çok önemli olsaydı Erbakan Hoca’nın siyasi akıbeti bildiğimiz gibi olmazdı.

Sonuç olarak, Sarıgül; ABD tarafından seçilmiş olup, CHP üzerinden ''sırıkla aşırtılarak'' yine tek adam rolü verilip Türkiye’yi yönetmek üzere getirilmek istenen adamdır. Diyeceksiniz ki CHP’siz de yapabilirler, haklısınız ama maliyeti yüksek olur. Kolay değil elbet; yeni bir isim bulacaksınız, onu cemaatle tanıştırıp, doku uyuşumu sağlayacaksınız, adına yeni bir siyasi söylem uyduracaksınız sonra onu kurumsallaştıracaksınız. Zaman darlığı da var üstelik. Bütün bunlar yeterince maliyet oluşturmaz mı? Umarız bugünkü CHP Sarıgül’e yol vermez. Tarih tekerrürden ibaretmiş. Deniz Baykal Erdoğan için siyasi yasakları konusunda ''çıksın siyasi arenaya, boyunu posunu görelim demişti'' hep beraber gördük; Baykal’ın iyimserliğinin Türkiye ye maliyetinin ne olduğunu. İnşallah CHP bundan yeterince ders almıştı.
Belki diyenler çıkabilir, ''Sarıgül İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olacak canım, lidermiş, şuymuş buymuş, nereden çıkıyor Allah aşkına''
Evimizin bahçesindeki kargalar bu aralar çok gürültü çıkarıyorlar, gülme krizine girmişler anlaşılan.

CHP'yi Sarıgül'e yedirtmeyin lütfen.

not: 1980'li yıllarda cemaat evlerinde misafir olduğumuzda ''aramızda olup, siyasi kimlik ve düşüncesini öne çıkaran kimseyi istemiyoruz, bizim yolumuz Allah yolu dur'' diyen cemaati arıyorum, olanın da yanında olmaya hazırım. Siyaseten değil, imanen. Kin ve intikam hırsına bürünmüş, Allah yolunda olduğunu iddia eden dini bir cemaatin olacağını düşünemiyorum.

Mehmet Soral-16.10.2013
Soralmehmet@hotmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder