28 Mart 2018 Çarşamba

UYSAL KUZU-KONTROL EDİLMEYEN OĞLAK

Size bir şey söyleyeyim mi değerli dostlar;
-"Keşke Yunan galip gelseydi" diyen püsküllü meptezelin, hastahanede ziyaret edilip, sağlığının devletimiz tarafından takibe alınması;
- İstiklal marşının bestesinin gündeme alınıp, yeni bir bestenin yapılması düşüncesi;
-İslam'ın güncellenmesinin gerekliliği;
gibi çıkışlar tamamen ve tamamen toplumun tepkisini, psikolojisini anlama, not alma ve elde edilen sonuçlara göre ajandalarında yazılı gizli projenin devamının uygulanabilirliğini test etmektir.
...
Mesela bu çıkışlardan sonra proje sahiplerinin çıkarabilecekleri muhtemel sonuçlar şöyle olmalı.
"Keşke Yunan galip gelseydi" diyen Püsküllü müptezelin ziyaret edilmesinden dolayı MHP kurumsal kimliği hiç rahatsız olmadığına göre; cumhur ittifakının temeli iyice sağlamlaştırılmış olup, her halükarda devam edecek demektir.
"İslam güncellenmeli" denilmesine rağmen, siyasal İslamcılar hiç tepki göstermediler. Oysa iktidarda başkaları olsaydı şimdi Beyazıt Meydanı'nda "Kuran'a uzanan eller kırılsın" sloganı atılıyor olurdu ama öyle bir şey olmadı.
...
Dolayısıyla, Erdoğan bu durumda şunu anlamış olacaktır; siyasi geleneklerinde ani, hatta absürt bir söylem değişikliğine gidilse bile kendi seçmeninin bunun nedenini sorgulamadığı; sadakatı kesintisiz devam etmektedir.
"İstiklal marşının bestesinin değiştirilmesi" meselesine gelince; gösterilen tepkiler karşısında buradan da çıkaracakları sonuç; en azından bugün için anayasanın ilk dört maddesi üzerinde operasyonun yapılmasının mümkün olamayacağını anlamış durumdalar.
...
Ben şuna kesinlikle inanıyorum ki; 2002'den beridir uygulana gelen BOP projesi kesintisiz devam etmektedir. 2002 de nasıl ki Devlet Bahçeli istifa edip, sonra Tansu Çiler ve Mesut Yılmaz'ın da istifasını sağlayıp, tekrar istifasını geri alıp, sonra siyasi arenayı AKP'nin kurulması için müsait hale getirdiyse; bugün de bütün ülkücü camianın vicdani kararına rağmen sistem değişikliğini millete dayatıp, peşinden de Cumhur ittifakının kesintisiz devam ettirilmesi kararlılığın arkasında aynı mantık ve düşünce vardır.
Afrin Oprasyonu ve devamında vuku bulacak gelişmelerden sonra Suriye ve Kuzey Irak sınırlarımız boyunca kontrolümüze verilecek olan sözde hakim olacağımız bölge; iç kamuoyuna bu durum fetih ruhu üzerinden anlatılacak ve tabi ki kabul ettirilecek ama ilerleyen yıllarda kurulacak olan Bağımsız Kürdistan'ın temellerini kendi ellerimizle attığımızın farkında olamayacağız. Zaten muhterem geçmiş yıllardaki bir konuşmasında diyor ki; ''Osmanlıya gittikleri zaman Doğu-Güneydoğunun Kürdistan eyaleti olduğunu görecekler, Doğu Karadenize gittikleri zaman Lazistan eyaleti olduğunu görecekler'' diyor. Şimdi bu ifadeleri kullananın birisinin hala ülkemizde tek adamlı yönetme iradesine sahip, yönetim sistemi de dahil olmak üzre değişim ve dönüşümün başında ana aktörse; benim bundan sonraki süreçler için aklıma gelecek olanın ülkemin bölünebileceği endişesi olmayıp da ne olacaktır.
...
Ancak, ne var ki ülkücüler; belki de yirmi yıldır azar azar üzerilerine enjekte edilen fikri, zikri ve eylemsel tepkisizliği kırarak adına İYİ PARTİ dediğimiz bir proje geliştirdi ve bu projeye katkısı olabilecek vatan sathında, vatanseverlik paydasında birleşen herkesi de dahil etmiştir.
...
Dolayısıyla, en azından kendi nefsim için ifade etmek isterim ki İYİ PARTİ projesi; pişmanlıklarımın kefareti ve en azından şu anda bile benim oyum ile seçilmiş olup da; her fırsatta bana küfür eden müptezel şişkoya gerekli cevabımı vermek için bir fırsattır. Millet şans verirse, kendisi için de bir fırsat olacaktır.
...
Çocukluğum aklıma geldi; kuzuları gütmek ne de güzeldi amma ve lakin; o oğlaklar var ya; hep isyanlardaydılar. Oysa ki oğlaklar olmasaydı, kuzular ağacın gölgesinde yatmaya devam edeceklerdi. Ne garip değil mi; güttüğüm oğlaklar şimdi isyanım için ilham kaynağım oldular. 
soralmehmet@hotmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder