1 Mayıs 2014 Perşembe

SENDİKALAR; EMEK VE TAKSİM...


İki yüzlü sahtekar sarı sendikalar ve onların yönetim kurulu mensupları; çapsız ve beceriksizliğinizi örtbas etmek; bir dönem daha iktidarda kalmak ve koltuklarınızı korumak adına sadece egonuzu tatmin, biraz da mensuplarınızın gazını almak adına; Taksim inadında ısrar ederek, güya bir şeyler mi yapmış oluyorsunuz? Bir çok masum, gariban emekçi ve hak mücadelesi veren insanların duygularını suiistimal edip, onları Taksim'e çıkararak, kafalarını gözlerini yardırarak bir şey mi yapmış oluyorsunuz? Bütün yaptıklarınız iktidar zulmüne meşruiyet kazandırmanın ve ''birşeyler yaptık'' diyebilmek için egonuzu tatmin dışında bir işe yaramamaktadır.
50 senedir aynı sendikanın başkanlığını yapan insan var. 50 senedir bu insanın yerine yeni bir başkan seçememiş sendikanın varlığının bir manası varmıdır Allah aşkına.
Bütün yaptığınız şey; senede bir defa Taksim'e çıkabilmenin mücadelesi vermek yani günü geçiştirmek. Oysa gerçek varlığınız; emeğin ve hakkın savunucusu olmak değil midir?

Bugün gerek kamuda gerekse özel sektörde taşoran firmaların elemanlarının çalıştırılması yaygın hale geldi ama sendikalaşma neredeyse hiç yok. Tazminat hakları oluşmasın diye insanlar her sene çalıştıkları iş yerinde girdi-çıktı gösteriliyorlar ama siz sendikaların bu olup bitenlerin ne takipçisiniz, ne de haberdarsınız.

Özellikle bankacılık sektöründe sendikalaşma alabildiğine engellenmekte, var olanlar da işveren baskıları ile işlevlerini yerine getirememektedir. Bankalara ait vakıf ve sandıkların yeni çıkarılan BES yasası ile BES şirketlerine devri konusunda sendikalarımızın ne düşündüklerinden hala haberdar değiliz. Oysa aynı vakıfların üyeleri bir zamanlar da sektörün sendikalarına üyeydiler ve kendilerine sahip çıkılmadığı için birgünde sendikalarından istifa ettirildiler, nedenini bile sormaya tenezül etmediniz. Tek tahminimiz; sendikasız bankanın daha kolay pazarlanabileceğiydi.

Evet, bugün de Taksim inadınız sayesinde hükümetin işini ne kadar kolaylaştırdığınız. Artık kendisinin gündemi değiştirmesine gerek kalmamıştır.

Şu anda yapmanız gereken en acil şey; mensubunuz olsun , olmasın tüm vatandaşlarımıza iş ve emeğin hakkı ve hukuku konusunda danışmanlık hizmeti vermenizdir. Gerekiyorsa şehrin park ve bahçelerinde stantlar kurarak bunu yaygın hale getirmenizdir. İşten atılmış bir insan danışmanlık hizmeti almak için başvurduğu ''bilen kişi''ler büyük meblağlar talep ediyorlar. Taksim parkını bu amaçla kullanırsanız sanırım kafa göz yarılmadan çok büyük bir iş başarmış olursunuz. Kapılarınızı halka sonuna kadar açmalısınız. Arasıra kapınızdan içeri girip; çayınızı kahvenizi içerek derdimizi anlatma fırsatını bulabilmeliyiz.
Size telefon edilip; ‘’bizi sendikadan istifa ettiriyorlar ne yapalım’’ dendiğinde;
‘’yapılabilecek bir şey yok, işinizden olmamak için imzayı atmalısınız’’ diye onursuzca bir cevap vermemelisiniz.
Mehmet Soral
soralmehmet@hotmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder