Sizleri bilemem ama eğer 18 senedir elle tutulur bir başarısı olmayan;
kendisini belki de defalarca genel başkan seçen delegelerin yarıdan fazlasının
özgür iradesinin imzasını yok kabul eden; hatta o delegeleri gayrimeşru, hain
bir yapılanmanın güdümünde hareket edebilecek kadar geri zekalı, sünepe saflar
olarak görüp, adeta aşağılayan Devlet Bahçeli'yi; iyi niyetli, hatta kahraman
olarak görenlerle bir arada olup, kader birliği yapmamızı sağlayacak bir
bağımız artık bundan sonra olmayacaktır sanırım; en azından kendi adıma
söyleyebilirim
….
Devlet Bahçeli liderliğindeki MHP'nin bundan sonraki görevi 2018 yılına
gelmeden yapılacak bir erken seçimde Başkanlık sistemine geçişte taşeronluk
görevi ile Tayyip Erdoğan'ı Başkan yapmaktır. Başkanlık sisteminde amaç; özerk
bölgelerin ilanı ile federal bir devlet yapılanmasına gitmektir.
...
Asırlardır adeta milletler mezarlığı haline gelen bu coğrafyaya
''Türklüğümüzü'' de gömerek, gayritürk yeni bir ''Federal Devlet''i inşa etmek
istiyorlar. İşte bu nedenle iki de bir, durduk yerde Cumhurbaşkanı ''Öbür
tarafa gittiğimizde hangi milletten olduğumuz sorulmayacak'' diyor.
...
Devlet Bahçeli Genel Başkanlığı kaybetmekten ziyade; yeni bir Genel
Başkanlı MHP'nin (Adayların bu manada hiç birisinin ismi önemli değil)
kesinlikle Başkanlık sistemine geçişe izin vermeyeceğinden korkuyor.
...
Eğer Devlet Bahçeli bugünkü demokratik Parlamenter sistemden yana ise,
Türkiye'nin de içinden geçmekte olduğu süreci de dikkate alacak olursa; ilk
önce kendisinin aday olmayacağı; kaybettiği saygınlığını tekrar kazanmak için
üstleneceği ağabey veya ''Aksakallı'' rolü ile salimen MHP de talep edilen
olağanüstü kongrenin yapılmasını sağlamalıdır. Yeni genel başkanını seçmiş bir
MHP'nin yaratacağı sinerji kendisi etrafında çekim alanı oluşturarak; CHP ve
AKP'li seçmenin %70'nin ikinci tercihi olan MHP'nin oyları %20-25 mertebesine
yükselecek demektir.
...
%20-25 oy oranını yakalamış olan bir MHP karşısında AKP hiç bir zaman erken
seçime veya referanduma gitmeyi düşünmeyecektir.
İşte bu nedenledir ki; MHP mevcut yönetimi, ''Aktroller'', adalet Bakanı ve
daha niceleri sanki Ankara da ''Vicdanlı hakim'' yokmuş gibi Tosya da mahkeme
açarak parti tüzüğünde tescilli olan bir hakkın gereğinin yerine getirilmesi engel
oluyorlar.
...
Hainliğe doğru dolu dizgin giden böyle bir süreçte; vicdanı hür, irfan
sahibi hiç bir ülkücünün hainlerle yol arkadaşı olup, işbirliği yapmak gibi bir
mesuliyete ortak olabileceğini sanmıyorum. Engel olmak için de oluşabilecek her
türlü inisiyatifin yanında yer alacaklarına, katkıda bulunacaklarına
inanıyorum. Bu ''inisiyatifler'' arasındaki koordinasyonunu sağlamak da elbette
mevcut adaylara ve kanaat önderlerine düşecektir. Akıbet öyle gözüküyor ki;
mevcut yönetimi ile MHP'nin devamı ''kuruluş amaçları'' için çok tehlikeli
olacaktır..
...
Bu cümleleri kaleme almak bana zul geliyor; nefesim daralıyor; kalbim
sıkışıyor ama utanmıyorum. Bizi; kutsiyet atfettiğimiz değerlerimiz karşısında
çaresizliğe mahkum edenler utansın.
Milletler mezarlığında mezarımızı kazıyanlar; bilesiniz ki biz sizin
mezarınızı kazıyacağız.
Az kaldı.
Mehmet Soral
soralmehmet@hotmail.com